Sesiz bir şekilde Murat'la yürüyorduk, ne o konuşuyordu ne ben. Aramızdaki sessizliği Murat'ın çalan telefonu böldü. Telefonu açtığında karşı tarafı dinledi ve sadece "Tamam geliyorum." deyip kapattı ve yürümeye devam etti.
Kimlekonuştuğunu merak etmiştim ama o bana söylemediği sürece sormayı düşünmüyordum.Sessiz bir şekilde yürümeye devam ederken "Rüzgar'dı arayan." dedi. ArayanınRüzgar olduğunu duyduğumda hiç düşünmeden "Bir şey mi olmuş?" diye sordum,normalde o bana anlatmadığı sürece kimle konuştuğunu sormayacaktım ama konuarkadaşlarım olduğu için direk soru sormuştum.
. "Bizimkiler acıkmışlarda yemek yiyeceklermiş ama İnci yine çocuk gibi 'abim gelmeden ben başlamam.' demiş Ömer'de 'o ne zaman gelecek kim bilir, biz yiyelim işte ne olacak?' deyince yine tartışmaya tutuşmuşlar Rüzgar ne dese de ikisi tartışmaya devam ediyorlarmış. Rüzgar ondan hemen eve gelip, gelemeyeceğimi sordu." Başımı tamam anlamında salladım.
Murat'ın dedikleri bana tebessüm ettirdi, bazı huyları hiçbirinin değişmemişti. Mesela İnci hala abisine düşkün biriydi küçükken de böyleydi, abisi olmadan hiçbir şey yapmazdı. Çikolata yerdik abisi yoksa o da yemez bize de yedirtmezdi, oyun oynarsak abisi olmadan oyuna başlamazdı. Ömer de buna hep laf atardı ve bundan tartışırlardı.
Ben bunları düşünürken Murat koluma dokundu "Neye böyle tebessüm ediyordun sen?" hala tebessüm ettiğimi o söylediğinde fark etti ve ona baktım "Hiç öylesine." oda bana bakarak tebessüm etti ve "Tamam." dedi ve yine sesiz bir şekilde yürümeye devam ettik.
Murat'ın telefonu arka arkaya çaldığı için benim bahçeye girdiğimi gördükten sonra gitmişti. Onun gittiğini gördükten sonra bende evin kapısını açmak için anahtarımı çantamdan ararken biri koluma dokundu, irkilerek arkamı döndüğümde Tuğçe'yi görmeyi beklemiyordum.
Şaşkın bir şekilde ona bakıyordum, oda bana bakıyordu ama hiç şaşkın değildi. O sadece bana bakıyordu ve sanırım konuşmaya niyeti yoktu.
"Neişin var senin burada?" Sorduğum soruya cevap vermek yerine beni incelemeyebaşladı. "Sana diyorum, niye geldin buraya?" Bu sorduğum soruya da cevapvermedi ve sadece bana bakmaya devam etti. Konuşmayacağını düşünüp kapıyı açmakiçin yeltendiğimde "Bu gün Atlas'ın seni hiç sevmediğini anladığınıdüşünüyorum." buz gibi sesle bunu söylediğinde ona döndüm ve onu baştan aşağıinceledim.
"Bundan sana ne, ister bu gün öğrenmişim ister yarın, seni ne ilgilendirir." Bunu söylediğimde sinirlenmeye başladığına emindim çünkü Tuğçe her şeye çabuk sinirlenen bir insandı. Evet belki bana karşı ikisi de kendi kişiliklerini göstermemişti ama Tuğçe çabuk sinirlenen bir insan olduğunu benden saklayamamıştı.
"Bu olay beni de ilgilendirir, istersen hatırlatayım ben Atlas'ın sevgilisiyim. Hem Atlas seni hiç sevmemiş ne laf anlamaz şeysin sen de Atlas'la konuşup onun sinirlerini bozuyorsun."
Tuğçe'nindediğine şaşırmıştım ama belli etmedim Atlas'ın dediklerime sinirleneceğinidüşünmemiştim.
"Senyeri bir bilsen mi acaba Tuğçe. Evet Atlas'ın sevgilisi olabilirsin ama bizimaramızda olan işler seni ilgilendirmez, evet benden nefret edebilir belki benihiç sevmemiş olabilir ama bu seni ilgilendirmez, bu ikimizin arasında olan birşey."
Tuğçe ilkbaşta bana baktı ve sonra sinirden güldü.
"Tuğçebilmiyorum farkında mısın ama senden önce Atlas'ın yanında ben vardım, evetbeni seviyormuş gibi davranıyordu ama yanında ben vardım. Şimdi bana benisevmediğini söylemiş olabilir ama ikinizin de bilmediği bir şey var. Bazıhuylarınızı saklayamıyordunuz, evet şuanda Atlas'ı tanıyamıyorum ama bazıhuylarını iyi biliyorum, senin de bazı huylarını biliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız kayması
أدب المراهقين8 arkadaştan biri yıllar önce bilinmedik bir nedenden dolayı ayrılmak zorunda kalır. Yıllar sonra kız ayrıldığı arkadaşlarıyla karşılaşır fakat ne kız nede arkadaşları onu hatırlar... Hiç bir şey eskisi gibi değildir...