✨Sorunum yok benim hiç biriyle, sorunum zihnimin derininde...✨
İlk ders zili çalınca hemen yerimize oturduk. Ders fizikti. Sabah sabah fizik mi olur yaa? Hoca içeri gelince ayağa kalktık. Selam verip geri oturduk. Hoca selam vermemiş sadece el hareketi ile 'otur' demişti. Tahtaya yazı yazmaya başlayınca sinirim bozuldu. İnsan bir selam verir! Tahtaya yazdığı şeyi görünce mutluluktan ağlayabilirdim:
"Arkadaşlar sesim kısık. Ders işlemeyeceğiz. Herkes istediğini yapabilir."
Hemen Leya'ya döndüm. Leya dışarı bakarak kahvesini yudumluyordu.
"Leyoşum baksana."
"Efendim Tuni?"
"Ne yapacaksın? Böyle boş boş dışarıyı mı izleyeceksin?"
"Dışarıyı izlemiyorum. Yağız'ın silüeti cama yansıyor. Onu izliyordum."
"Manyak yaa!"
İkimizde gülmeye başladık. Sonra Leya konuştu.
"Senin ki her zaman ki gibi telefonda."
"Şaşırmadım. Ne yapıyor acaba?"
"Mesajlaşıyor gibi."
"Sanki."
Teneffüs zili çalınca Leya'ya tuvalete gideceğimi söyleyerek sınıftan çıktım. Tam o sırada Yağız'ı gördüm. Bana doğru geldi.
"Şey merhaba Tuana."
"Merhaba?"
"Ben sana bir şey soracağım."
"Sor tabiki."
"Leya nelerden hoşlanır?"
Orada senden demeyi çok isterdim ama yapamazdım.
"Bence git onunla konuş. Eğer konuşursan ondan daha mutlusu olmaz."
"Gerçekten mi?"
"Evet."
"Peki ona kantinden bir şey alayım. Ne alayım?"
"Mm. Kahve yeni içti ama yine de karpuzlu fuse teaya bayılır."
"Çok teşekkür ederim."
"Rica ederim."
Onu orada bırakıp tuvalete gittim. Saçımı atkuyruğu yapıp geri döndüm.
Leya'nın yanına oturdum."Saçın güzel olmuş Tuni."
"Teşekkürler."
Tam o sırada içeri giren Yağız'ı görüp ayağa kalktım. Yağız'a göz kırpıp oradan uzaklaştım. En arka sıraya oturdum. Kulaklığımı taktıktan sonra kitabımı da çıkardım. Rastgele bir şarkı açıp dinlemeye başladım. Bir yandan da kitap. Bir ara kafamı kaldırıp Leya'ya baktım. Çok mutlu gözüküyordu. Buruk bir gülümseme ile kitaba döndüm.
3 fizik dersi de bitince dersimiz bedendi. Leya ile giyinme odasına gittik. Eşofmanımı giyindikten sonra Leya'ya döndüm. Süslü Melahat saçını yapıyordu.
"Hadi Leya."
"Tamam bekle bitiyor."
"Onu demiyorum. Yağız ile ne konuştunuz?"
"He o mu? Havadan sudan konuştuk. Sonra sevdiğimiz filmler falan derken beni öğlen arası dışarı da yemeğe davet etti. Ben de kabul ettim."
"Vaay çok iyi. Ben sana diyorum o da seni seviyor diye."
"Üzülmezsin değil mi? Eğer üzüleceksen gitmem."
"Yok be Leyoşum git tabi ki."
"Teşekkür ederiiimm."
Deyip bana sarılınca ben de ona sarıldım. Beden hocasının eziyetlerine katlandıktan sonra nihayet öğle arasıydı.
"Tuni, güzel gözüküyor muyum?"
"Evet çok güzelsin. Git hadi. Seni bekliyor."
"Tamam görüşürüz."
Onlar gidince kantine inip yemeğimi yedim. Tekrar yukarı çıkınca sınıfı görüp girmekten vazgeçtim.
Okulun en yukarısında genelde kimse olmazdı. Kulaklığımı ve kitabımı alıp en yukarı çıktım. Boş bir sınıfa geçtim. Kulaklığımı takıp 'Cesaretin var mı aşka?' şarkısını dinlemeye başladım.
Bir süre sonra sıkıldığım için kulaklığı çıkarıp kitap okudum. Bazı sesler duyunca kimin geldiğini merak ettim. Normalde kimse buraya gelmezdi.
Sınıftan çıkıp upuzun koridora baktım. Bakmaz olaydım! Yerde kanlar içinde biri yatıyordu! Ve başında biri vardı!
Beni görünce kaçmaya başladım. Hemen aşağı inip sınıfa girdim. Sınıf doluydu en azından. Ben az önce ne görmüştüm?!
Sabırsızlıkla Leya'yı bekledim. Zilin çalmasına 10 dakika kala Leya geldi. Hemen yanına koştum.
"L-leya!"
"Kuzum ne oldu?"
"Görüşürüz Yağız! Leya benimle gel!"
"Tamam Tuni geliyorum. Görüşürüz Yağız."
"Görüşürüz Leya."
Hemen Leya'yı bir kenara çektim.
"Leya ne oldu bilemezsin!"
"Ne oldu Tuana sakin. Yüzün kireç gibi."
Leya'ya olan biteni anlattım. Korka korka yukarı çıktık. Evet hala yerde kanlar içinde yatıyordu. Leya zar zor konuştu.
"B-bu o."
"O kim?"
"Kantinde sana bakan çocuk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Seçimle Gelen Mutluluk
General Fiction"Onu seçmem yanlış olabilirdi. Ama bana mutluluk onunla gelmişti."