Yeniden

177 17 0
                                    

Multimedya: Rei ~ Ah canım sevgilim...

Bölümü şarkı eşliğinde okuyun...

Kulaklıkla dinlemeniz tavsiye edilir...

Hiç bir şey hissedemiyorum. Şu an içimdeki tüm duygular öldü. Hemşire kafasını kaldırıp bana baktı ve konuştu:

"Üzgünüm Çağan bey, başınız sağolsun. Kan bulamamışsınız galiba. Başka yapacak bir şey kalmadı. Zaman da dolmuş hem."

Hani bana şarkı söyleyecektin Naz. Sen benim şarkılarımdın... Hala da öylesin ama içimdeki şarkı öldü ne Tuanam. Hem de... Hem de benim yüzümden...

"Bitti mi yani?"

Tam o sırada başka bir doktor gelip konuştu.

"Hayır Çağan bey, Tuana yaşıyor. Biz sizden önce o kanı aldık. Özel uçak ile. Tuana hanıma da verdik. Şu an uyutuluyor. Bir kaç saate uyanır."

O an içimdeki mutluluk ve umut tohumları bir daha ekildi. Tekrar kendimi iyi hissettim. Sanki ölüp de dirilmiş gibiydim.

Hemşire bin bir pişmanlık ile konuştu:

"Kusura bakmayın Çağan bey. Benim haberim yoktu..."

"Hiç sıkıntı değil. Hem de hiç."

Doktora dönüp konuştum.

"Onu görebilir miyim?"

"Tabiki görebilirsiniz. Ama onun sizi duyup anladığını unutmayın."

Hemen onun odasına çıktım. İçeri girdim. Dudakları kurumuştu. Yüzü solgun duruyordu.

"Güzelim beni bırakmadın. Sana çok teşekkür ederim. Sana söz hepsini telafi edeceğiz. Seni o kadar çok seviyorum ki. Nasıl böyle bir hata yaptım bilmiyorum. Baban senin gençliğini yaktı. Ben de onu direkt yaktım. Sana zarar gelmesin diye her şeyi yaparım. Şimdi senin tek görevin uyanmak. İlaçları birazdan kesecekler. Hemen uyan ve o hasret kaldığım güzel gözlerini göreyim."

3 saat geçmişti. Şu an Tuana'nın yanındaydım. İlaçları kesmişlerdi. Tuana yavaş yavaş gözlerini açtı.

O hasret kaldığım gözleri kıpkırmızıydı. Beni gördü gülümsedi. Ben de gülümsedim. O benim tek gülümseme nedenimdi.

"Bir yerin ağrıyor mu Naz?"

"Hayır Efe. Ağrımıyor."

"Yalan söyleme Naz. Neden ağrıyor işte."

"Karnım ağrıyor çok fazla."

"Karnına fazla darbe almışsın. O yüzden. Ben çok özür dil-"

"Şşş özür dileme. Senin bir suçun yok. Sen iyilik yapmaya çalışıyordun."

"Sonuçta zarar gördün!"

"Nereden bilebilirdin ki?"

"Araştırabilirdim. En azından bunu yapabilirdim!"

"Sen kimsin ki Efe? Nasıl araştıracaksın?"

"Ben d-"

"Günaydın Tuana hanım. İsterseniz bir kaç kontrol yapalım. Böylece daha iyi olup olmadığınızı anlarız. Bir de sonra polislere ifade vermeniz gerekiyor."

"Tabi doktor bey. Polisleri şimdi çağırabilir misiniz?"

"Tabiki hemen çağırıyorum."

Tuana'dan

Doktor bey polisleri çağırmıştı. İçeri giren polisleri teker teker süzdüm. Gözlerim bir tanesine takılı kaldı.

İçimdeki öfkeyi dindiremedim. KAHRETSİN! BU O POLİSTİ!

Çağan bir şeylerin ters gittiğini anlamış olacak ki bana döndü. Tek kaşını yukarı kaldırıp başını hafifçe sağa sola salladı. Gözlerimle o polisi işaret ettim.

Çağan hemen ayağa kalktı. O polisi yanına gitti. Sonra bana dönüp anlat dedi.

Tabiki de anlatacaktım. Bu polis benim ikinci kere hayatımı mahvetmişti!

Yeter bu kadar.

Az olduğunu biliyorum. Ama söz yazabilirsin gene atarım.

Merak etmeyin diye attım. Çünkü dün aşırı merak ettirici bir sonla bitirdim.

İyi günler dilerim. 🩵🩵🩵

Yanlış Seçimle Gelen Mutluluk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin