Multimedya: Bir Derdim Var ~ Mor ve Ötesi
Bölümü şarkı eşliğinde okuyun...
Kulaklıkla dinlemeniz tavsiye edilir...
Ben bu cümlesini sindirmeye çalışırken o slayta devam etti. Okumam lazımdı. Bende okudum.
"Senin annen hamile kaldı. Sen doğduktan 3 ay sonra Tuana'nın annesi hamile kaldı. Tuana doğdu ve büyüdü. Siz çok iyi arkadaştınız. Aileleriniz sizi büyüyünce evlendirmeyi düşünüyordu. Bu Tuana'nın ailesinin işine geldi. Çünkü baban o zamanda dünyanın en büyük mafyasıydı. Yani Tuana'nın ailesi kendi çıkarları için sizi evlendirmeyi düşündü. Sen 7 Tuana 6 yaşına geldi. Siz okula başlayacaktınız. Ama senin baban seni başka bir okula vermek istedi. Ve siz uzaklara gittiniz. Tuana'nın ailesinin gözü döndü. Ve Tuana'ya eziyet etmeye başladı. Belki dönüp onu kurtarırsınız diye. Şimdi bana inanmayabilirsin. Benim de kanıtlarım var."
Yazı ekrandan silindi. Onun yerine bazı fotoğraflar çıktı.
İlk fotoğrafta herkes dizilmişti. Ben annemin kucağındaydım. Tuana'nın annesi ise Tuana'ya hamileydi.
Diğer fotoğrafta Tuana çok küçüktü ben de bir yaşlarındaydım. Yine hep beraber dizilmiştik.
Başka bir fotoğrafta Tuana ile ben oyun oynuyorduk. Ve görünüşe göre çok eğleniyorduk.
Ardından bir ses kaydı açıldı:
"Şimdi gidiyor musunuz Efe?"
"Evet şimdi gidiyorum ama söz geri döneceğim."
"Ne zaman?"
"Bilemiyorum ama sana Efe sözü. Geri döneceğim."
"Seni seviyorum Efe."
"Ben de seni çok seviyorum Naz."
Ses kayıdı burada kesiliyordu. O an aklımda bazı şeyler canlandı. Hatırlıyordum.
Ne yani? Ailesi sırf biz gittik diye Tuana'ya eziyet mi ettiler? İyide o masum kız çocuğunun bir suçu yoktu ki...
Büyük ihtimalle Tuana için geri döneceğimizi zannedip böyle saçma bir şey yaptılar.
Hızla oradan çıktım. Hastaneye doğru sürdüm. Hastaneye varınca hızla Tuanaların yanına çıktım. İkiside oturmuş sohbet ediyordu. Tuana'ya baktım. Çok masumdu. Bu kız, bu kız benim yüzümden acı çekmişti...
"Güzelim iyi misin?"
"Evet ben iyiyim. Can sağolsun."
Bu sefer Can'a dönüp konuştum.
"Teşekkür ederim Can."
"Rica ederim."
"Tuana'ya güzel haberi verdin mi?"
"Hayır. Beraber verelim istiyorsan."
Aynı anda ona döndük. Yüzünde meraklı bir ifade vardı.
"Güzelim biz beşimiz aynı üniversitede farklı bölümlerde okuyacağız."
"Nee gerçekten mi?"
"Evet sevinmedin mi?"
"Hayır, çok sevindim. İyide sen babanın yerine şirkete geçmeyecek misin?"
"Evet ama bir yerden kendi işimde olsun değil mi?"
"E tabi. Ben ne zaman buradan çıkacağım?"
"İki gün sonra."
"Peki."
Oturup biraz daha sohbet ettik. Tuana yavaş yavaş iyileşiyordu. Tekrar hayata gülüyordu. Hayata küsmesinin nedeninin ben olduğunu hatırlayınca tekrar içim acıdı.
Doktor içeri geldi. Ben de Can'a işaret verip çıktım. O da peşimden geldi.
"Bir sorun mu var Çağan?"
"Evet hemde çok büyük."
"Ne oldu?"
"Bekle, Yağız'ı çağırdım. O da gelsin anlatırım."
Bir kaç dakika sonra Yağız geldi. Direk konuya bodoslama daldım.
"Tuana'nın çocukluğun da ailesi tarafından eziyet görmesinin nedeni benmişim."
"Neee!"
İkiside aynı anda şaşırırken bir ses daha geldi:
"Nee?! Bu doğru mu Efe?"
Ona döndüm. Dudaklarımdan sadece ismi döküldü:
"Naz?"
İyi akşamlar...
😉
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış Seçimle Gelen Mutluluk
Ficção Geral"Onu seçmem yanlış olabilirdi. Ama bana mutluluk onunla gelmişti."