Bundan Sonra

307 20 10
                                    

Elini başkası tutmuş, banane...

Evet nota çok şaşırmıştım. Notta şöyle yazıyordu:

"Tuana öncelikle senden özür dilerim. Sana çok şey yaşatmışım. Senin dediğin gibi Çağan sevgiyi hak ediyor. Sende Çağan'ın sevgisini hak ediyorsun. Sana bir özür borçluyum. Biliyorum. O yüzden bir sıkıntın olduğunda bana söyle. Bana güvenebilirsin. Arkam sağlamdır. Bir sorun olduğunda hep bana söyle. Sana mutluluklar diliyorum..."

Şok geçirdim resmen. Kurtulmuş muydum? Çağan ile normal bir hayatım mı olacaktı? Çok mutlu olmuştum. Ama bir not yazmadan edemedim:

"Neden böyle bir karara vardın? Merak ettim sadece. Ayrıca teşekkür ederim."

Az sonra cevap gelmişti:

"Çünkü siz Çağan'la yakışıyorsunuz. Ayrıca ben başkasına aşık oldum. Gerçek aşk bu ama. Takıntı değil. Ayrıca teşekkür etme. Çünkü benim sana bir özür borcum var. Bana söz ver ne olursa bana söyle ben hallederim. Bu da numaram: 05** *** ** **"

Son kez bir not yazdım:

"Ben de sana mutluluklar dilerim. Söz veriyorum."

O kadar mutluydum ki bunu Leya'ya anlatmalıydım...

Çağan'dan

Tuana için böyle bir şey yapmıştım. Onun hem sevgilisi hemde koruyucu meleği olacaktım. Bana korktuğu bir şeyi söyleyemeyince bilmediği kişiye yazacaktı. Notlaştığı kişiye. Yani bana. Böylece gene her şeyi ben halletmiş olacaktım.

Bir sıkıntıyı benden sakladığında gene bana anlatacaktı. Her şey Tuana içindi. Çok sevinmişti. Notu okuyunca önce şaşırmış sonra yüzü gülmüştü.

Tuana'dan

Leya gelince ona olan herşeyi anlattım. O da çok sevindi. Yarın Cuma olduğu için hemen yattık. Sabah alarmla değil gelen bildirim sesi ile uyandım. Çağan'dan gelmişti. Hemen okudum.

"Günaydın Naz. Hazırlanın gelip sizi alacağım. İtiraz istemiyorum. Yarım saate ordayım."

"Sanada günaydın Efe. Peki hemen hazırlanıyoruz. Görüşürüz."

Hızlıca giyinip koşarak aşağı indim. Leya'ya günaydın dedikten sonra Çağan'on bizi alacağını söyledim. Kahvaltı da ettikten sonra çıktık. Normalde okul yürüyerek 15 dakikaydı. Ama Çağan sağolsun. Gelmiş kapının önünde bizi bekliyordu.

"Günaydın Efe."

"Günaydın Naz."

"Günaydın Çağan."

"Günaydın Leya."

"Günaydın Leya."

İki kere günaydın sesi duyunca Çağan'a baktım. Sırıtıyordu. O sırada arabadan inen Yağız'ı gördük. Leya konuştu:

"Aa Yağız! Günaydın sana da. Senin burada ne işin var?"

"Çağan'ın sizi almaya geleceğini duyunca ben de geldim."

"İyi yapmışsın."

Çağan sordu:

"Eee gitmiyor muyuz?"

"Gidiyoruz tabiki."

Deyip arabaya bindim. Arkaya binmiştim ama Yağız beni öne oturttu. Kendisi Leya ile arkaya oturdu.

Yol boyunca derslerden konuştuk. Zaten 3 dakika falan sürmüştü. Arabadan inince sülük Zeynep geldi. Çağan'la konuşmaya başladı.

"Günaydın Çağan."

Çağan ona bakmadan sert sesi ile cevap verdi.

"Günaydın."

"Ne zamandan beri eziklerle takılıyorsun Çağan?"

Çağan buna çok sinirlendi. Bu sefer ona baktı. Yüksek ses ile konuştu.

"Hiç bir zaman takılmadım. Benim senle takıldığımı kim görmüş?"

Bu laf üzerine sırıtarak Zeynep'e baktım. O da bana sinirle bakarak gitti.

Hep beraber sınıfa girdik. Yerime oturdum. Leya çantasını bıraktı. Yağız onu çağırınca gitti. Ama hemen içeri geçip çantasını yanımdan aldı. Yağız'ın yanına koydu. Ben ona şaşkın şaşkın bakarken o ise göz kırptı. Ardından yanıma gelen kişi ile Leya'ya minnettar bakışlarımı yolladım. O da gülümsemekle yetindi.
Sonra onun sesini duydum:

"Bundan sonra beraber oturacağız."

Evet bu bölüm de burada biter.
Bence Çağan güzel laf soktu.
İyi akşamlar...

Yanlış Seçimle Gelen Mutluluk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin