Aklımdasın

166 16 12
                                    

Multimedya: Madrigal ~ Seni Dert Etmeler

Bölümü şarkı eşliğinde okuyun...

Kulaklıkla dinlemeniz tavsiye edilir...

İki saaattir yoğun bakım ünitesinin önünde bekliyoruz. Az önce bir doktor çıktı ama hiç bir şey söylemedi. Korku ile bekliyorduk. Eğer Can'a bir şey olsaydı kendimi asla affetmezdim.

Çağan da çok üzgün duruyordu. Ama şu an Çağan umrumda değildi. Neden bilmiyorum ona karşı içim öfke ile doluydu.

Beni Öyle bırakıp gittiği için çok üzgündüm herhalde. Ne aramıştı ne sormuştu. Can ve Yağız bile her gün gelip beni kontrol ederken Çağan gelmemişti. Bana fazla koydu...

Az sonra bir doktor çıktı. Hemen doktorun yanına koşup Can'ın durumunu sordum.

"Kafasının arkasından küçük bir yara almış. Fazla kan kaybetmişti kan verdik. Ayrıca kalbine bir darbe almış. Bu yüzden de bayılmıştı. Durumunu kontrol etmek için onu bir gün gözetim altında tutacağız. Ertesi gün akşam çıkış işlemlerini halledebilirsiniz."

Oradan Çağan konuşmaya atladı.

"Peki teşekkür ederiz doktor bey."

"Rica ederiz, görevimiz."

Doktor gidince Çağan'a döndüm. Tek kaşımı yukarı kaldırdım ve konuştum:

"Sen ne karışıyorsun?! Senin ağzını açmaya hakkın yok!"

"Naz bir dinl-"

"Ben Naz değilim. Ben Tuana'yım. Hakedene Naz haketmeyene Tuana! Bundan sonra böyle!'

"Naz ne olur dinl-"

"Kapa çeneni Çağan!"

"Çağan? Efe'ye ne oldu?"

"Ben seni tanıyamıyorum. Artık karşımdaki Efe değil. Sen Çağan'sın. Bir anda herkesleştin. Artık herkesten bir farkın yok..."

"Naz ne olur öyle deme..."

"Bana bir daha Naz dersen..."

Dedim tehdit eder gibi.

"Seni şuradaki polislere veririm!"

"Bunu yapar mısın? Sen böyle değildin Tuana."

"Sen sana karşı Naz olmamı haketmemişsindir..."

Bundan sonra tek kelime daha etmedik. Can çıkana kadar.

Bana ne oldu bilmiyorum. Kaç haftadır Çağan'ın gelmesini beklerken iyiydi.

Şimdi ise içim ona karşı öfke dolu. Kalbim kan ağlıyor ama bundan sonra kalbimi dinlemek yok. Beyin en azından mantığa uygun.

Can'ı yarım saat sonra normal odaya aldılar. Hemen yanına koştum uyanıktı.

"Can iyi misin?"

"Evet ben iyiyim."

"Bir yerin ağrıyor mu? Ben özür dilerim. Benim yüzümden. Eğer gelmene izin vermeseydim böyle olmazdı. Ya da ben olmasaydım da olmazdı! Hepsi benim suçum çok özür dilerim. Gerçekt-"

Ben hızlı hızlı konuşurken Can sözümü kesti.

"Tuana sakin ol. Senin bir suçun yok. Tabiki seni koruyacaktım. Ayrıca bir yerim falan ağrımıyor."

Başımı yerden kaldırıp Can'a baktım.

"Gerçekten mi?"

"Evet."

Çağan içeri girdi. Çağan'a pis bir bakış attım. Sonrada Can'a göz kırpıp çıktım.

Oturdum öyle. Çağan ve Can içeride konuşuyordu.

Ben anlam veremiyordum. Bu iki hafta boyunca Çağan hiç aklımdan çıkmamıştı. Normalde de çıkmıyordu ama bu iki hafta ayrıydı...

O benim aklımdan çıkmıyordu ama ben onun aklına hiç gelmemiştim. Bu da çok koyuyordu bana...

Aklıma gelen şarkıyı mırıldandım.

"Bir yıldız gökte kayıp giderken
Islak bir yolda yalnız yürürken
Bambaşka bir şeyi düşünürken aklımdasın

Geçmiş değil bugün gibi
Yaşıyorum hala seni
Sen hep benim yanımdasın."

Sonra şarkının başka bir kısmına geçtim.

"Sanki hiç gitmemiş hep var gibi
Bir sırrı herkesten saklar gibi
Sessizce sokulup ağlar gibi yanımdasın

Beni birşeylerden aklar gibi
Koparmadan çiçek koklar gibi
Hiç bozulmamış yasaklar gibi aklımdasın"

Az sonra Çağan yanıma geldi. Beni tutup ayağa kaldırdı. Ne olduğuna bir anlam veremiyordum...

Bence yeter bu kadar...

Size bir şey diyeceğim, galiba bu hikâyeyi bitirip yazarlığı bırakacağım.

İyi akşamlar... ✨🩵✨

Henüz bilmesende belki bir gün gideceğim...

Yanlış Seçimle Gelen Mutluluk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin