Mavi'nin En Güzel Tonu ~ Chuuya x Reader

~41~

Chuuya iskeleden koparttığı bir parçayı denizin dibine doğru fırlattı kısa bir süre sonra hareketi hızlanan kollardan Chuuya'nın doğru yeri isabet ettirdiğini anlamıştık. Chuuya beni tutup çekti bu sırada gözüm sürekli kullanıcıyı arıyordu. Şerefsiz kendini çok iyi saklıyor!

Diğerleri tüm güçleriyle mücadele ederken yerimde sabit durup hiç bir işe yaramayan bir tek bendim. Bir de Ranpo ama o mecburiydi çünkü Elena onu dinlemeden yine kapatmıştı onu. Gerçi böylesi onun için daha iyi çünkü onun fiziksel bir yeteneği yok. Ben neden sabit durup hiçbir şey yapmıyorum? Çünkü ben sadece sürekli odağımı sabit tutup adamı -yada kadını- arıyorum. Ah! Cidden keşke daha fiziksel bir yeteneğim olsaydı.

Sürekli odağımı sabit tutmaktan başım deli gibi ağrıyor ama dayanmalıyım hiçbir işe yaramadım bari bunu yapabileyim.

Aniden ensemde hissettiğim el ve kuvvetlice geri çekilmemle gözlerimi açtım. Gözlerimi açmamla karşılaştığım uçuşan turuncu saçlardan Chuuya'nın beni çektiğini anladım. Kafamı ona çevirdiğimde gözlerimiz buluştu yorgun olduğu ve artık bıktığı her halinden belliydi. Kaşlarını çattı ve kızgın ama endişeli bir ses tonuyla

"Neden kendine dikkat etmiyorsun?! "

"Ha? "

Anlayamadım endişeliydi kızgın değil ama nedenini anlayamadım. Derin bir nefes verdi,

"Sana doğru gelen saldırıyı fark etmedin bile. Bu kadar odaklanmasana"

Doğru. O kadar odaklanmıştım ki dışarıdan hiçbir ses duymuyordum. Ama böyle olmazsa onu asla bulamazdım.

"Bu kadar odaklanmazsam onu bulamam"

"Onu bir şekilde halledebiliriz ama ölürsen seni geri getiremem. "

"Elena burada. "

"O burada diye kendini hiçe mi saymayı planlıuorsun?! O burada diye senin yaralanmana izin vermeyeceğim"

"Üzgünüm. Ama uzun konuşmaya vaktimiz yok. Gerçekten daha dikkatli olmayı denerim ama şimdi buna vaktimiz yok. "

Tekrardan derin bir nefes verdi ve beni bıraktı

"Dikkat et. "

Ve bundan sonra gitti bende yaralanmaya bayılmıyorum ama yapacak başka bir şey yok.
...

Uzun süredir devam ediyordum ama bir şey bulamadım bu sinirlerimi bozuyor! Onlar orada herşeyleriyle karşı koyarken benim burada tek yapabildiğim bu!

Arkamda duyduğum gümbürtüyle korkuyla arkama döndüm. Gördüğüm şeyle hem korkum arttı hemde dehşete düştüm her yer yanıyordu ve kimseyi göremiyordum. Korkuyla herşeyi bırakıp oraya koştum hala kimse yoktu Ranpo'nun olduğu yerde yanıyordu ama Elena'nın kalkanı onu korumuş olmalıydı. Oraya hiç uğramadan diğerlerinin yanına koştum ilk önce Dazai'yi gördüm içim az da olsa rahatladı ardından üstündeki yıkıntıyı atan Kenji ve Ranpo'ya doğru giden ama kanaması olan Elena. Ama Chuuya yoktu. Koşarak yanlarına gittim

"Dazai-san! Chuuya nerede? "

Etrafına bakındı

"Bilmiyorum."

Ardından ciddi ifadesini bozup

"O ölmez merak etme"

Ha?! Ölmez ahh! Deliricem ne bu rahatlık! Ya ona bir şey olursa evet biliyorum güçlü ama ölümsüz değil ki.

Endişeyle etrafı aramaya başladım bir yandan da sürekli içimdeki korku büyüyordu ona bir şey olmuş olabileceği ihtimali beni rahat bırakmıyordu.

Kenji bana yardım ediyor diğer ikisi hala mücadele ediyordu

"Kaeda-san! "

Kenji'nin sesiyle korkuyla o tarafa doğru koştum gördüğüm manzara ile gözlerim büyüdü ve kalbim deli gibi atmaya başladı.

Chuuya oradaydı ama gözleri kapalıydı ve alnı kan içinde kalmıştı ayakta duramadığımı hissettim. Dizlerimin üstüne çöktüm. Ardından onu dizlerimin üstüne çektim. Bir yandan gözlerimden yaşlar dökülürken diğer yandan alnında ki kanı siliyordum. Gerizekalı! Önce nabızına baksana!

Kafamı göğsüne yasladım. Ardından gözlerim kocaman açıldı.
.
.
♡
.
.

527 Kelime

Selam şöyle ki sonra ki bölümü yazdım ama yarın öğlen atıcam bir kaç küçük değişiklik yapıcam da neyse mutlu mu bitsin? mutsuz mu? Fikirleriniz benim için önemli unutmayııın! 💛

!!!! OY VERİP YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN!!!!