01

12.4K 276 76
                                    

Sıradan bir günün akşam restorandan eve yürüyordum. Ben buse 19 yaşında sarı saçlı mavi ve yeşil karışımı olan gözlerimle 1.70 boyumla babasının yüzünden okuyamayan genç bir kızım annem öldükten sonra babam çok değişti evin ihtiyaçları ve babamın borçları hepsini ben ödemek zorunda kalıyorum.

Size bunları anlatırken evimin olduğu sokağa gelmiştim küçük 4 odalı bir evdi. Karanlık olduğu için sokak lambaları yanıyordu hafif esen rüzgar ve içimdeki huzursuzluk kötü bir şeyin habercisiydi. Kötü düşünmek istemiyordum fakat bizim küçük evimizin önünde 5 lüx araba vardı bu arabalar değil bizim mahalle ancak restoranta bile ayda bir kere ancak gelirlerdi yavaş ve temkinli adımlarda eve girdim etraf karanlıktı babamın evde olduğunu tahmin etmiyordum ya içip bir yerde sızmıştır yada kumar oynuyordur. Ayakkabılarımı çıkarttım ve ışıkları açtım ve evde altı tane izbandut gibi adamlar boyları 1.85 üstü kilolu yapılılardı ve televizyon un karşısindaki koltukta öfkeli gözlerle bana bakan adam dikkatimi çekti oturduğu için bayunu göremiyordum tahminen 1.90 falandır siyah gözleri siyah saçları sanki özenle yapılmış olan düzgün burnu ve dolgun dudakları ila yakışıklı ve dikkat çekici idi.

Korkudan içima kaçmış sesimle " siz kimsiniz ne işiniz var evimde" dedim keşke demeseydim adamın gözleri daha da koyulaştı o kadar korkuyordum ki nefes bile alırken zorlanıyordum.

Yavaş hareketlerle ayağa kalktı ve beni baştan aşağı süzerek üzerime doğru yürümeye başladı o yürüdükçe ben geriye gidiyordum sırtım soğuk duvarla temas edince gidebilicek başka bir yerim yoktu o da bunu fark edince dudakları kıvrıldı buz gibi sesiyle " baban olucak şerefsiz nerede " dedi adeta sesiyle ürktüm evdeki korumaların başları yere eğikti ben " b- bilmiyorum c-coğu z-zaman e-eve g-gelmez" dedim gözlerim dolmuştu tam o esnada kilit sesi geldi sesin geldiği yöne doğru baktım babam gelmişti ve bizi gördüğü gibi yüz ifadesi değisti basbaya korkuyordu.



Babam " hoşgeldiniz efendim çay kahve ne ikram edelim kızım beyefendiye kahve yap " dedi çok şaşırmıştım daha fazla bu adamın göz hapsinde kalmak istemediğim için başımı korkarak olumlu anlamda salladım çünkü gözleri dipsiz bir kuyu gibi beni içine çekmek ister gibi bakıyordu.

Hızla mutfağa girdim derin nefesler almaya başladım sürahi den bir bardak su doldurarak kırmızı küçük ve dolgun dudaklarıma götürdüm. İki üç yudum aldım ve hemen kahve yapmak için cezveyi aldım aslında nasıl içtiklerini bilmiyordum gidip sormayada korkuyordum ve orta yapmaya karar verdim kahveler pişince tepsiye yerleştirerek içeriye girdim gözlerim onu arıyordu 2 3 saniye sonda aradığını bulmuş oldu ki yerimde dondum fazla zaman kaybettiğimi fark ederek kafamı sağa sola sallayarak silkelendim ve oraya doğru ilerlemeye devam ettim siyah beyaz karışık olan sehpanın üzerine kahveleri koyup gidiyordum ki bana buz gibi sesiyle " dur orada " dedi deli gibi korkuyordum yavaşça arkamı döndüm ne olduğunu anlamak için " b-bir şey mi istiyorsunuz" dedim adam gözlerimin en derinine bakmak istermiş gibi gözlerime
bakıyordu istemsizce nefesimi tuttum.
Sanki sesinden korktuğumu anlamış gibi ses tonunu birazcık yumşaltarak " geç otur " dedi tam itiraz edicektimki babam araya girdi " tabi kızım gel yanıma otur " dedi.

Mecburen kabul etmek zorunda kaldım ve yavaş adımlarla babamın yanına oturdum gözlerim dolmuştu annem öldükten sonra ilk defa babamla yan yana oturuyorduk bunu umursamamaya çalışarak ne dekiklerini anlamaya çalıştım. Buzu andıran korkutucu sesiyle borcunu ödemen için sana 1 hafta vermiştim umarım paramı hazırlamışsındır dedi babam cevap ver eği sırada arka cebindeki telefonum çaldı "pardon" diyerek ayağa kalkıp arayan kişiye cevap vericektim ki sanki gitmemden rahatsız olmuş gibi çıkan sesiyle " otur yerine kim arıyorsa hoparlöre ver" dedi itiraz edicektimki gözleri çok kötü bakıyordu kafamı zorda olasa aşağı yukarı olumlu anlamda salladım.

Telefonumu alarak arayanın kim olduğuna baktım arayan kişi restorantdan arkadaşım Kaan dı yerime geçerek aramasını yanıtladım ve hoparlöre verdim. Kaan " altın saçlı barbimiz ne yapıyomuş acaba " dedi yüzümde tebessüm olurken yanaklarım kızarmışti herşeyi unutarak ona cevap verdim " evdeyim bay Zayn sen napyosun canım" dedim telefondan bir kahkaha sesi geldi yüzümdeki tebessüm büyürken " altın saçlı kızını çok özlemiş ve sesini duymak istemiş " dedi hafif kıkırdadım fakat sinirli bir soluma sesi gelince kafamı yana çevirdim sanki konuşmamızda rahatsız olmuş gibi bakan gözleri ürkütücü'ydü fakat kaan'a cevap vermek zorundaydım " bay zayn'cım şimdi biraz müsait değilim 1 saat sonra arasam olur mu" dedim tatlı sesimle Kaan " altın saçlı kızımı asla reddedebilme imkanım yok senin o tatlı ve insanı büyüleyen sesini kırmak çok büyük ayıp olur dimi kelebek ama 1 saat sonra aradığımda bu kelebek müsait olmazsa seni yerim"dedi kahkaha atarak istemsizce gülümseyerek "tamam canım " dedim ve aramayı sonlandırdım.
Kafam hala yerdeydi babam " e-efendim bana 2 gün daha verirseniz eğer parayı getiricem lütfen " dedi fakat adam bağırarak " sana demedim mi lan ödeyemiyceksen alma diye şimdi hemen 2 milyon liramı getir"dedi bağıran insanlardan korktuğum için yerimde irkildim yanağım ıslandığından ağladığımı yeni fark ettim hızlıca kafamı eğerek ses çıkarmamaya çaba sarf ettim sürekli babamın borçları çıkıyordu evde yemek yapılıcak malzemeyi bırak ekmek bile yoktu fakat babam ve borçları asla bitmezdi.

Babam" lütfen efendim öldürmeyin beni kızım var o sizin evinizde çalışarak öder paranızı" dedi babamın bu sözlerinden sonra şok olarak adama baktım ağladığımı görünce sinirlendi zaten barut gibiydi kaşları dahada çatıldı ve hızla ayağa kalkarak bileğimden sıkıca tuttu elimi geri çekmeye çalıştım o kadar güçlü idi ki sadece cırpınıyordum babama dönüp " baba nolursun yalvarırım beni bu adama verme lütfen " dedim fakat adam bariton sesiyle " kızın artık benim onun ile ilgili bir kelime bile edersen seni öldürürüm dedi çok korkuyodum mavi gözlerimden taşan deniz gibi yaşlar firar ediyordu babama dönüp " nolursun baba bana bunu aypma verme beni bua adama ne istersen yapıcam lütfen verme beni korkuyorum" dedim ancak babam " mecburum " dedi o an kalbimden sanki bir damar koptu cığlık atarak ağlamaya başladım adam beni kucağına alıp sakinleştirmeye çalışarak bir arabaya bindirdi camlara vurup babama yalvarıyordu korkuyordum deli gibi hıçkırarak ağlıyordum.

Adam arabadan torpido dan bir iğne çıkarttı bana doğru gelince korkarak uzaklaştım sakin ve yumşak sesiyle "benden korkma sana zarar vermem" dedi korkudan içime kaçan sesimle "l-lütfen uzak dur iğne falan istemiyorum" dedim benim korktuğumu anlayarak kafasını olumlu anlamda salladı ve kollarını açarak beni kollarının arasına alarak kucağına oturttu çırpındım ama fayda etmedi kafamı omzuna yasladı omzunda hıçkırarak ağlıyordum saçlarımı okşuyor ve bana sakinleştirici sözler söylüyordu babam beni satmıştı bu zihnimden çıkmıyordu uzun bir süre ağladım ve ağlamanın verdiği yorgunlukla gözlerim karanlığa gömülmek istercesine kapandı.











Arkadaşlad canım sıkıldığı için yazdım okutsanız sevinirim


BorçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin