"Eee anlat bakalım ben yokken ne yaptın" güldüm Damlayı seviyordum oda benim kardeşim gibiydi kan bağı olmayan kardeşim "depresyona girdim ya seni göremeyince" gülmeye başladı fazla gülmüyordu ama fazla gülmesi gereken insanlardan biriydi Katil bozuntusunun bana 6 koli naneli şeker göndermesinden 10 gün geçmişti Şuan ise Damlayla bankta oturmuş sohbet ediyorduk "Benim bir tane sevgilim vardı ya onlada ayrıldık biz" kaşlarını havaya kaldırdı "Hiç şaşırmadım" canımız sıkılmıştı ki ayrılmaya karar vermiştik "O zaman görüşürüz" "Aslında bize gelmeni istiyorum bizimkilerle tanışırsın hem" Damlanın kendisi ne kadar istemese bile gözleri heyecanlandığını gösteriyordu
30 dk sonra
Eve sonunda gelmiştik evde Selim Hariç herkes vardı Çağan umursamaz bir şekilde karşımızda kahve içiyo Efe yle Su kavga ediyordu Damlayla odama çıktık Damla odama hayran olmuş gibi bakarken ben ona olayları anlatıyordum "Damla sen tek çocuksun dimi" kafasıyla beni onayladı "pek ya sen Nil" bana Nil sadece o derdi bide Yiğit "Benimde yok ama kan bağım olmayan kardeşlerim var sende onlardan birisin" güldü "Ya demek öyle he bide lavabo nerde Nil" "sağda hemen" ayaklandı "teşekkürler gelirim ben birazdan" kapıyı çekti ve gitti aklıma takılan tek şey Alevin Damlaya bakışıydı Alev aslında kimseye o kadar kötü bakmazdı Damladan nefret ettiği belliydi
Hayalet : Nerdesin
Bilinmeyen : İsim vermeme gerek yok bence
Hayalet : Güzel şüpheli var mı
Bilinmeyen : Diğerleri pek kafaya takmadı zaten kavga ediyordum biriyle
Hayalet : Biri var ki Fark etti
Bilinmeyen : Evet var ne yapmalıyım
Hayalet : Çekinme öldür sana emrediyorum sadece öldür
Bilinmeyen :Şimdi öldürürsem çok göze batar o yüzden sonra yapmalıyız
Hayalet : Sen bilirsin meleğim sadece ölmüş olsun
Telefonu cebime koydum hava alsam iyi olucaktı aslında merdivenlerden aşağı inerken Alevi gördüm Kaşlarım havaya kalktı "Seni görmeyi sevmiyorum bu eve ait değilsin" Güldüm "Ya ne acı ki herkes beni seviyor sen hariç tabi" Alev benim saçıma yapıştı o benim saçlarımı koparmak ister gibi çekiyordu bense sadece yardım istiyordum güçsüz müydüm tabiki hayır onun ölüm emrini almıştım zaten ama suçlu o olmalıydı ki benden şüphelenmesin ler
Koridoru döndüğümde saç baş kavga eden çocukları gördüm "Ayrılsanıza lan" Çocukları çektim kavgada bir kız daha vardı kimdi bu "Sen kimsin" eliyle saçına dokundu "Ben Esma Su nun arkadaşıyım kavgacı biri olduğum için kavga görünce bende daldım işte" masa olsa yazardım da şimdilik buraya yazıyım burda tek akıllı benim hepsi Allah ın en kaliteli mallarıydı Damla tuvaletten çıktığında şaşkındı "noluyo burda" Damlanın saçları dağılmış elleri de ıslaktı herkes dağıldı bende Damlayı aldım ve odaya geçtik telefonundan saate bakmaya başladı "Ya saat çok geç olmuş Nil gitmeliyim" kaşlarımı çattım "Daha yeni gelmiştin ama bari akşam yemeğine kal" kafasını olumsuz anlamda salladı "Peki o zaman seni eve kadar bırakıyım" "Nil gerçekten gerek yok kendi başımın çaresine baka bilirim" bu sefer ben kabul ettim "İyi peki öyle diyorsan görüşürüz" arkasına bakmadan evden çıktı görüş açımdan kaybolunca bende evin içine girdim kapıyı kapsttığılda Çağan karşımda duruyordu "Onun burda ne işi var acaba kardeş" gözlerimi devirdim "asıl Esma denen kızın burda ne işi var" "Benim soruma cevap verirsen bende senin soruna cevap veririm" "Off ya Damla bize gelmek istedi bende kırmadım oldu mu" "Oldu Esmada Su nun arkadaşı bir iş üzerinde çalışma yapmak için geldi zaten birkaç dakika öncede gitti"
Çağanın Arkasından gelen Efe'yi görünce şaşırdım "Kardeşim gel hadi iki kahve içelimde kendimize gelelim" Çağan bu teklifi seve seve kabul etmişti bende Su nun yanına gittim saçını düzeltiyordu "Bu kadar süslü olmana gerek yok bence" "Süslü falan değilim ben saçım dağıldı sadece" Alev ne zamandır ortalıkta yoktu etrafıma bakındım ama görünürde yoktu "Alev nerde" güldü " Sanırım camdan Selimle beraber kaçtılar" kaşlarımı çattım "Ay sanada şaka yapılmıyo odasında Ağlıyordur nolucak" kafamı salladım ve Alevin odasına doğru gittim tam kapıyı çalıcaktım ki kapıyı kendisi açtı "Bende tam senin yanına geliyordum" Gözleri kararmış gibiydi " "Konuşmalıyız Nilsu" Kafa salladım oda içeri girmem için kapıdan çekildi yatağa oturduğumuzda cümle kuramıyo gibiydi "Nil bence Damlada bişey var" bunları söyliceğini bilmeliydim sonuçta Damlayı sevmiyordu ve beni ondan ayırmak için iftira atıcaktı " Neden böyle düşünüyorsun" gözlerini kaçırdı yutkundu "Gördüm çünkü o banyoda değildi benle kavga ederken bir ara banyoya kaçmış ve kendini-" sözünü kestim çünkü daha fazla duymak istemiyordum "Sen onun hakkında nasıl böyle konuşursun Alev sen nasıl bir insansın ya sevmeye bilirsin tamam ama iftira atmak nedir" ağlamaya başladı "Senin gözünü kör etmiş o pislik gözlerimin içine bak sence ben yalan atarmıyım insanlara" "Sinirden insanların gözü dönebiliyor ve böylelikle de onlara iftira atabiliyorlar kimin iyi olup kimin kötü olduğu anlaşılmıyo" ayağa kalktım ve kapıyı çekip gittim nasıl yapardı ya Alevi çok severdim oda benim kardeşim gibiydi ama başka bir kardeşimede iftira atamazdı buna izin veremezdim oturma odasına girdim Su ya doğru döndüm "Hadi kafeye gidelim" gözlerini açtı " Sen Damlayı bırakıp bizimle mi bir yere gidiceksin kıyamet falan mı kopçak kopçaksa ona göre söyleyin en güzel kıyafetlerimi giymeliyim" gözlerini devirdim "Sen ve Ben" Şaşkın bir şekilde "Alev" diye sordu "Ona gerek yok ikimiz gidelim" Sorgulamadan tamam diyerek kabul etti yukarı çıktım ve giyinmeye başladım "Sade ama şık" dolabımı karıştırmaya başladım ilk gördüğüm beyaz dar badiyi giydim altımı çok düşünmeden bir etek giydim üzerinede etekle aynı renk bir ceket giydim saçım açık çok daha iyiydi ama bugün saçımı topuz yapmak istedim dağınık bir topuz yaptım altıma siyah ayakkabılarımı giydiğimde hazırdım "Ben hazırım Su" Su ya baktığımda oda hazırdı mavi tonlarında giydiği şeyler ona çok yakışmıştı "Alev nerde" Alev için hayla endişeleniyorum "odasından hiç çıkmadı yanında Selim var şuan" Su "Hadi gidelim" Diyene kadar orada beklicektim sonunda kendimizi evden dışarı atmıştık cafeye gelene kadar ne kadar komik anımız varsa anlatmıştık kafede ne anlatıcaz acaba kafeye girdiğimizde ilk işimiz yer bulmaktı garsonlar bize yardım ettikleri için yerimizi bulmuştuk siparişlerimizin 10 dk sonra hazır olacağını söyleyen garson yarım saattir ortada Görünmüyordu derken sonunda garson elinde yemeklerle belirdi yemekleri önümüze koyduktan sonra afiyet olsun dedi ve arkasına bakmadan gitti yemeği yemeye başladığım sırada Su konuştu "Ee bir olay var mı" ah Su ah ne olaylar oldu ne olaylar "Var ama kimseye söylemek yok" ağzına fermuarını çekti ve beni dinlemeye başladı "Peşimde bir katil var" Su şaşkınlığını gizleyemedi "Ne var katil mi de-" tebessüm ettim "Endişelenme bir katile benzemiyo yani öyle olduğu söyleniyor ama benle tatlı konuşuyo" elindeki çatalı tabağa bıraktı "Kızım çıldırdın mı sen katiller avına böyle yaklaşır" Gözlerimi devirdim sonra yanımıza yan masadan gelen Garsonu fark ettim "Arkanızda oturan beyefendi sizi masasına davet ediyor" kaşlarımı çattım "Çok istiyorsa bizim masamıza gelebilir " Su ağzı açık bizi seyrediyordu garson yanımızdan ayrılmıştı ve yanımıza iki tane adam gelmişti birinin yüzü çok tanıdık geliyordu ama çıkaramadım "Nilsu ben Eray evet o gördüğün katilin suç ortağıyım" içimden yerimden kalkmak ve her şeyi yıkıp dökmek geldi sakin ol Nilsu " Birkaç gündür size yazdığını biliyorum" Gözlerimi devirdim çantamı koluma taktım "Böyle hiç bir yere gidemez-" tebessüm ettim " Sizinle geçirdiğim en kötü geceydi bir daha tekrarlanmasın lütfen kötü geceler yürü Su" Sunun ağzı açık kalmış bir şekilde bize bakıyordu bileğini tuttum ve onu çekiştirmeye başladım parayı ödedikten sonra koşar adımlarla kafeden çıktık "Kızım onlar katil diyolar bizide öldürürseler" "Sakin ol o lanet katil beni seviyo bize zarar veremez"Eray
"Abi kız gitti" "Napalım oğlum peşine adam mı takıyım" kafasını iki yana salladı "Boşver hadi gidelim" bu kadar umursamaz olmamın tabiki bir nedeni vardı Tuğra onunla sakince konuşun demişti ve bizde dediğini yapmıştık Tuğranın genelde takıldığı bir mekana girdik etraf kalabalıktı ama Tuğra burda yoktu siyah dar ve kısa elbiseli bir kız yanımıza geldi "Tuğra nerde onu hiç görmedim" sadece "Sana ne " diye cevapladım Tuğranın peşinde fazla kız olması riskti aslında ama o riski severdi Tuğranın gelmiş olduğu yıkık dökük bir araziye bakıyorduk "abi sanki burası biraz değ-" "patron nereye giderse bizde oraya" araziye sadece en güvenilir katiller geliyordu çünkü bir ihanet olursa tüm plan boşa giderdi Tuğrayı görünce bir baş selamı verdim Tuğra kurbanına bakıyordu Kurbanı ona bakmıyo çünkü korkuyordu ellerinde ve ayaklarında kelepçe patlamış dudak yarılmış kaş morarmış göz ve kanayan burun Tuğra sonunda ağzını açabilme yi başarmıştı "Sen benim sevgilimin yanında nasıl durursun" Tuğranın karşısındaki adam bir yumruk daha yiğince akıllanmış gibiydi "O senin değil benim sevgilimdi senin yüzünden Nilsu benden ayrıldı" Tuğranın mimikleri yoktu ve adama sadece bakıyordu bir adım attı "O her zaman benim sevgilimdi sen araya girmeseydin" adamın bilinci kapanana kadar dövülmüştü Tuğra bize bir işaret yaptığında yanına gittim "Temiz olmuş" Kaşlarını kaldırdı "Diğerine sen yardım edersin o zaman şimdi götür şu Yiğit'i " Nilsu nun eski sevgilisini kaçırmış ve bayıltmıştık o dua etsin öldürmemiştik
Nilsu
Eve geldiğimizde sadece yatıp uyumuştuk Alevi hiç görmemiştim fakat Selim'in dediğine göre biz gittikten sonra bir vazo kırmış "Günaydın" kafamı kaldırdığımda Su başımda dikiliyordu "Hı hı" diye cevap verdim hayla çok uykum vardı Su gözlerini devirmiş ve pes edip gitmişti dünki katiller aklıma gelince telefonuma bakmak istedim
Ateş : Eray la tanıştın mı Ateş böceğim
Nilsu : Tanıştım korkunç biri sana çekmiş
Ateş : Yani o biraz korkunç olabilir ama ben uzun yakışıklı ve kaslı bir erkeğim
Nilsu : Aynen inandık Katil hı hı
Ateş : Sevindim napsak buluşsak mı ya senle
Nilsu : Bir katille mi asla
Ateş : Bu kadar emin olma Ateş böceği yakında kollarımda olucaksın
Nilsu : Sen ve ucuz hayallerin katil
Ateş : Her insan hayalini gerçekleştirmek için çalışmaz mı
Nilsu : Kes Çok boş yaptın
Ateş : Katilin karısı gibi konuşuyorsun
Nilsu : Katilin karısı birazdan gerçekten katil olcak
Ateş : Biraz atarlısın sanki ya
Nilsu : Katil fazla canımı sıkma şu Eray salağınıda al ayrıca
Ateş : Emrin olur yarın beni gördüğün yerin oraya gel 14:00 da anlaştık mı
Nilsu : Gelmezsem nolur Katil
Ateş : Eski Sevgilinle beraber annende ölür Ateş böceğim
Nilsu : Sakın deneme Bile Katil istediğin zamanda orada olcam
Ateş : Umarım şimdi İyi geceler
Ona bu kadarı fazlaydı iyi geceler miş sanki gece oldu da aptal derken kapı açıldı ve içeri Çağan girdi "Selam bugün bir yerlere mi gitsek ya" olumlu anlamda kafamı salladım "Olur " "O halde seni kapıda bekliyorum" Çağan kapıyı çok geçmeden kapatıp çıktı bende üzerime bol bir tişört ve altıma siyah bir pantolon giydim üzerime de bir ceket giydikten sonra Çağanın yanına gittim evden çıkmamız sadece 5 dakikamızı almıştı Çağanla bir kafeye gitme kararı aldık kafenin yakınlarına geldiğimizde ise tanıdık bir yüz göründü biraz daha yakına gittiğimizde onun kim olduğunu öyle anlayabilmiştim
YAZARDAN
Ateş böceklerimmm bu bölümde bitti yeni bölüm geç gelebilir şimdiden üzgünüm He bide şu Polis kılıklı Katil olayını ben yaşadım gerisi benim fikrim yani
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Böceği
Ciencia FicciónNilsu küçükken polis kılıklı bir seri katil görmüştür yıllar geçmiş Nilsu büyümüştü ama o içindeki çocuğu büyütememişti Nilsu nun her zaman peşinde olan seri katil Nilsuyu asla bırakmak istememişti