Burda birkaç aydır duruyordum fakat alışmıştım buz kesen duvarlara dayaklara evet şuan bir ceza evinde değildim fakat burda kimsesizdim "Ateş böceği duvara bakma boşuna ordan biri çıkmaz" Gelen sesle ayaklandım onunla en son kız rolüne girdiğinde konuşmuştum"Seni almaya geldim ve yanımda başka biri daha var" yan taraftan bir çocuk çıkınca şaşırmıştım benzerliğimiz bile yoktu aslında "Umut" ve o kelime dudaklarından döküldü Tuğra elindeki anahtarla kapıyı açtı önce Tuğraya sarıldım sonrada Umuta sarıldım ve sonunda gün ışığını görmüş oldum çok özlemiştim "Kardeşim bizle gel" Tuğra benim elimden tuttu ve İlerlemeye başladık
***
Siyah arabanın içindeydik hayla yine of lamaya başlayacağım anda araba durdu ve herkes dışarı çıktı bende Tuğranın arkasından arabadan indim geldiğimiz yer bir evdi "Neresi burası sevgilim" Tuğra güldü "Burası bizim çalışma alanımız" kaşlarımı çattım ne çalışçaktık "Yanlız katil ben üniversite sınavına gireli çok oldu çalışmaya gerek yok yani" "Katili polislere bırakırsak canımız yanar o yüzden biz halledicez" Umut bana baktığında Şaşırmıştım ciddilerdi "Peki" içeri girdiğimde katilin öldürdüğü kişi tehlikede olanlar siyah melek hakkında bilgiler ne çalışacağımız baya belliydi "Siz dersinize çalışmışsınız bakıyorum da" ikiside güldüğünde ben masaya oturdum "peki diğerleri nerde" Tuğranın gözleri karardı "Al" bana uzattığı telefonda bir haber açıktı "Yiğit BAŞARAN çöp konteynırında ölü bulundu yeni sevgilisi Damla AYYAŞ açıklamasında Nilsu KARADAĞ hakkında konuştu" elim çoktan yumruk olmuştu Damlayla mı sevgiliydi "Belkide Alev haklıdır Damlada bişey vardır" Umut bu fikri onayladı "Selam millet" Erayın içeri coşkulu bir şekilde girmesiyle irkildim "Selam"Siyah melek
Nerde lan nerde Kız korkmuş ellerini başının üzerinde birleştirmişti elime bir bıçak aldım ve tam ağzının ortasında tuttum "Son kez soruyorum sana yeni kız Kara şeytanım nerde" kızın olduğu yerde dahada küçülmesiyle ağzının yakınına küçük bir bıçak darbesi bıraktım kız korkudan titrerken aynı zamanda inlemeye de başlamıştı "Ee yeni kız Yiğit'in yanına gömeyim mi seni şimdi" kızın gözlerindeki korku beni sevindiriyordu karşımda ağlıyan yaralı bir kız vardı ama umrumda değildi Ateş ölücekti "5 ay yeni kız fazla bile Ateşin ölüsünü önüme sermezsen ben senin ölünü sererim elimdeki ucu sivri bıçağı aldım ve koluna bir gül çizdim kızın çığlıkları kulağımı dolduruyor du " siyah gül aramıza geldiğinden beri senden nefret ettim arkadaşta değilim seninle sadece konuşuyorum hemen sinirlenme katili öldürmeden sana sarılma yok" ben arkamı dönüp giderken kız arkamda hıçkırarak ağlıyodu ama ben alışmıştım artık kimse benim arkamı toplamamıştı ağladığımda dönüp ağlama dememişti hatta basit bir kelime olan iyi misin kelimelerini bile yan yana getiremiyorlardı siyah gül annem eskiden bana derdi değer vermediği tek şeydi güller fakat babam siyahtan nefret ederdi annemde ikisini birleştirip bana siyah gül diyolardı işte herşeye rağmen onlara olan küçük sevgi kırıntılarınıda o lanet olası katil süpürmüştü arkamdan kızın sesini duyunca ister istemez irkildim "Zavallısın dimi kara melek o yüzden bu öfken bu sinirin sana bişey diyim mi sen yapayalnızsın şuan seni burda öldürsem mezarına kim gelir kim çiçek bırakır sen söylemeden ben söyliyim siyah tanrıça KİMSE " cümleyi bitirdiği anda yumruğumda onun suratında bitmişti burnundan akan kanı elinin tersiyle sildi ve gülmeye başladı "Güzel öfke problemin var bunu psikolok ile konuş ama senin beyin probleminde var onu nasıl halledicen" karın boşluğuna attığım tekmeyle öksürmeye başladı iki büklüm bir halde yanıma gelirken yumruğumu hazırladım ve harakete geçirdim fakat gelen elle kas katı kesildim siyah gül bileğimi tutmuştu siyah gül bileğimi çevirirken ben acı içinde inliyordum bileğimi bıraktığında bıçağa yeltendim fakat o benden hızlı çıktı ve bıçağı alıp camdan aşağı attı "Yavaşlık probleminde var siyah tanrıça güzelliğin kadar beceriksizsinde"
Nilsu
Elimdeki saleple bakışıyordum ve sadece fazla kaçmış köpüğüyle oynuyordum "Nilsu sence kara melek kim olabilir" Erayın sesiyle kafamı kaldırdım katil gitmişti abim de ortalıklarda yoktu "Şey bilmem ki şuan anneme bile güvenim yok" Acı bir gülümsemeyle yerinden kalktı "Pizza ister misin" Kafamı ona doğru çevirdiğimde telefona baktığını gördüm "Olur ama lütfen mantar olmasın alerjim varda" kafasını salladı kısa bir telefon görüşmesinden sonra telefonu kapattı ve başka bir odaya girip kapıyı kapattı tam o sırada Umut ve Tuğra geldi gelmelerine sükür etmek lazımdı çünkü Tuğranın sol gözünde biraz morluk vardı kolları felç durmdaydı yere düştüğü belliydi çünkü pantolonu yırtılmıştı Umuta gelirsek hırpanamıştı sadece birkaç yumruk yemiş olduğu belliydi ki burnu kanıyordu burnundaki kanı elinin tersiyle sildi "Ne o dövüşten mi geliyorsunuz" ikiside önüme yığılcakmış gibi dursalarda bu soğuk kanlılığımın önüne geçe miyordum Umut yanıma oturdu ve kolunu omzuma attı "Bensiz naptın" gözlerimi kıstım ve düşünüyormuş gibi yaptım "Ağladım hemde çok" dudağımı büzdüm ve ağlıyomuş görüntüsü yarattım katil tam karşımızda Umuta bakıyordu yanlız bişey vardı Tuğra çok kötü bakıyordu "Sevgilim abimi ham mı yapıcaksın" kafasını bana çevirdi ve tatlı tatlı baktı yerimden kalktım ve onun yanına doğru gittim "Ay benim sevgilim dayak mı yemiş kolu mu morarmış" Umut sırıttı "Sen bide karşı tarafı gör tatlım" gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım "Şey Çağan burayı biliyor mu" kafalarını olumsuz anlamda salladılar "peki artık bilicek" cebimden telefonumu çıkardım "hadi abicik durma orda odun gibi gel de bu anı ölümsezleştirelim" üfleye püfleye yanımıza geldi ve yapmacık bir gülümseme sergiledi bize fotoğrafı çektiğinde altına ne yazsam diye düşündüm bulduğumda gülüyordum
Birileri fazla hırpalanmış
Fotoğrafı attım Çağanın görmesi yarım saniye almıśtı
Çağan :Nerdesin sen
Nilsu :Evde
Çağan :Güzelim nerdesin nerde konum at geliyom
Nilsu : Ay cidden mi ya
Tek bakımlık fotoğraf
araba koltuğuna oturuyordu arkasındada Efe'nin kızıl saçları görünüyordu
Çağan :İnandıysan artık atar mısın konum
Nilsu : şeyi biliyor musun Dilan polatın üzerine kahve dökmüş Bahar
Çağan : Sus ve konum at güzelim
Nilsu : Sus ve araba sür tatlım
Çağan : Sen bilirsin
En son attığı mesaj buydu benden vaz mı geçmişti bu düşünceyle gözlerim dolsada aramaya karar verdim telefonu açmıyordu kapatmadığına adım kadar emindim ama
Tuğra yanıma geldiğinde ona baş selamı verdim "Siyah gül" evet Katilin ağzından bu kelimeler çıkmıştı "Siyah gül derken" benden tarafa döndü "Siyah gül takıma yeni eklendi ateş böceğim hmmm sana böyle seslenmeye li uzun zaman oldu" ona doğru geldim ellerimi boynuna doladım "hmm Katil sana neden ateş diyolar" güldü "Ateş liyim de ondan bebeğim" tam gözlerime bakması beni geriyordu "Şu ateşli çocukla bişey deniyelim mi" "Kızım ateş böceği misin sen ışık saçıyorsun" "Oğlum ateş misin sen beni yakıyorsun" dudaklarımız birbirine değicekken kapı açıldı ve aynı anda içeri biri girdi biz olduğumuz halden baya memnun olduğumuz için istifimizi hiç bozmadan daha da yakınlaşıyorduk "Ayrılmayı düşünüyor musun yoksa ben ikinizide ayırıyım mı" Arkadan gelen Çağanın sesiyle katilden ayrıldım ve Çağana doğru yürüdüm ve sımsıkı sarıldım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Böceği
Fiksi IlmiahNilsu küçükken polis kılıklı bir seri katil görmüştür yıllar geçmiş Nilsu büyümüştü ama o içindeki çocuğu büyütememişti Nilsu nun her zaman peşinde olan seri katil Nilsuyu asla bırakmak istememişti