Polisler gelmişti ellerimde kelepçeyle gidiyordum yapmadığım bir suç için gidiyordum hapise kardeşimi öldürmekle suçlanıyordum ben Katil arkamda başka bir arabayla geliyordu polislere olanı biteni anlatmıştım aslında fakat öldürülen kişiyi öldüren kişi çok temiz bir iş çıkarmıştı cinayet aletinin üzerinde benim parmak izim vardı polis arabanın kapısını açtığında bileğimdeki kelepçe sanki bileklerimi kesicekti canım acıyordu canımı acıtmışlardı çünkü benim kafamdan biri tutup itmeye başladığında yürümeye başladım sonra arkadan bir ses sanki benim içimdeki küçük fidanı tekrardan yeşertmişti "Durun" "Sizi ikaz ediyorum durun yoksa hepiniz işinizden olursunuz" Katilin sesi çok ciddi ve netti kafamdan iten kadın ve kollarıma giren polisler beni bıraktı "Sevgilim yanına gelicem söz veriyorum sadece dayan" ben hayla olaylar yaşanıyormu diye şok içerisindeyken katilin beni ani öpüşü korkmama neden oldu ben tam içeri giricekken ayaklarıma gelen sert cismi gördüm bıçak yanında bir paket vardı paketi açtığımda onun kızıl saçları vardı Alev şu hayatta gördüğüm en tatlı kızdı kelimeleri netti bizim gibi çılgınlıkları yoktu bugün 28 temmuz kardeşimin öldüğü gün ruhumun öldüğü gündü kafamı kaldırdığımda Suyu gördüm ben Suya kollarımı açmışken o bana bıçak yarası açmıştı gözleri ağlamaktan kızarmıştı "Su" Sesi titriyordu yanıma doğru geldi "Nasıl yapabildin Nilsu nasıl kıydın ona o şu tükürdüğümün hayatını güzelleştiren en tatlı şeyken sen nasık yaptın ya" b-ben dinle" "Seni mi artık asla kızı 15 yerinden bıçaklamış bileğine siyah melek yazmışsın yetmezmiş gibi sırtına iğneyle imzanı atmş ve S.M. yazmışsın daha sayayım mı mesela belkide hastanede yatan abin için yaptın kızın sol ayağınıda kesmişin cani abin ölüm kalım savaşı verirken o ölmesin diye mi öldürdün Alevi sana evim diyodu be o" tam arkamı dönüp ilerlerken sırtıma bir şeyin daha attığını fark ettim yere düşen ince ama sivri iğneyi gördüm "Al Nilsu belki başkalarının sırtınada imzanı atmak istersin" Katilin sabrı sınanmış olmalı ki Sunun yanına hızlı adımlarla gitti "Yeter Su Yeter o bişey yapmadı katil kimse caninin teki" Suda Katile vurmaya başlamıştı "O şerefsiz olcak sevgilin benim kardeşimi öldürdü be" Benim artık kollarımda 2 polis vardı babam da hapise girerken korkmuştum soğuk ve sessiz duvarların arkasında bir güneş ışığını görmek için çabalayan insanlara hep acımıştım artık o insanlardan biri bendim Nilsu KARADAĞ Berat KARADAĞIN kızı sonum babam gibi olucaktı ya dövülerek ölüm yada yemeğin içine zehir katılarak ölüm sonuç aynıydı değişmeyen tek şey ölümdü Su son olarak arkamdan seslendi "Nilsu şunu unutma ev hiçbir zaman 4 duvar bir çatıdan oluşan lanet tuğla yığınları değildi" son söylediği şeyle ağlamaya başladım yoksa devam mı ettim işte bunu hiç öğrenemiyecektim hapis hane koridorlarında ilerlerken kapılara vurup küfürler savuran bir avuç insan ailesinden birini görmek için savaşıyordu burdan bir çıkış yolu varmıydı peki hiç sanmıyordum sevgilim bir katil olmasına rağmen bir kere bile girmedi bu 4 duvara hissetmedi buranın dondurucu soğukluğunu hissetmedi tuvaletlerdeki kavga dövüşün tadını fakat ben hissediyordum bu sefer kaçış yoktu oyun bitmişti yenilmiştim çoktan ne kardeşim dediklerim yanımdaydı şimdi nede ailemden herhangi birisi aklıma takılan ilk ve son şey aslında abimdi Sudan yeni öğrenmiştim bir abim olduğunu Hapishanenin içindeydim artık aslında acaba abimin ismi ne diye düşünmeye başladım yere oturdum gözlerimi kapattım uyandığımda yerde bir kağıt vardı üzerinde çok sevdiğim lale çiçeği vardı kağıdı elime almadan önce etrafa bakındım ve kağıdı alıp içine baktım yazılar yazıyordu
Umut
Senin yapmadığını ve orada boşuna durduğunu biliyorum kardeşim hapisten çıkman için yardım edicem katilin kim olduğunu bilmiyorum fakat öğrenicem hapisten çıkınca tüm gerçekler gün yüzüne çıkıcak Alevin ölmesinin seni dağıtmasına izin verme oradan çıkman için katili kullanıcaz henüz oyun bitmedi gün yüzüne kavuşucaksın kardeşim sabret ve akışına bırak sen yıkıldığında ben devre alıcam şimdi sadece laleyle kal ve çok konuşma yakında yanımda olucaksın sonuçta :)Umut benim abim olmalıydı peki o hastane deyse bu notu nasıl yazdı "Nilsu" tanıdık erkek sesleriyle kafamı kaldırdım Çağan Yalçın Efe ve Selim tam karşımdalardı ayağa kalktım parmaklıklardan "Ben suçlu değilim çocuklar bunu kanıtlayana kadar burda durucam sadece" "Nilsu Su sana inanmıyo ama biz inanıyoruz sen yapmadın" Yalçının söyledikleri içimi ferahlatmıştı aslında Selim elinde Alevin saçlarını tutuyordu "Kim yaptıysa onun ben taa" Çağan son anda elini ağzına bastırmıştı Efe de bana inançla bakıyordu bu 4 kişi benim yaptığımı düşünmüyordu "Umut" dedim tüm gözler bana döndüğünde korkmuştum "Umut benim öz abim o bir hastanede Su nerde olduğunu biliyo beni burdan o çıkartır ancak" Tüm erkekler kafasını salladı ve ağır adımlarla görüş açımdan çıktılar
Siyah melek
"Nilsu KARADAĞ En yakın arkadaşını vahşice katletti Alev YILDIRIM'IN ailesi perişan halde" bu haberi sırıtarak izliyordum "Kuş kafese girdi demek sıra Ateşte benim babamı öldürmek nasıl bişeymiş öğrenicek" derken kapı çaldı kapıyı açtığımda Karşımdaydı "Kara tanrıça" gözlerimi kıstım "Kara şeytan senin burda ne işin var" içeri girdi "Seni özledim tatlım" sözleri hoşuma gitmediği için cebimden bıçağımı çıkardım ve hızlı hareketlerle boğazına dayamaya çalıştım fakat nolduğunu anlamadan bıçağın sivri kısmı boğazımdaydı "Acemisin tanrıçam fakat senin gibi birine göre Alevi bu kadar hırpalayarak öldürmen şaşırtıcı" bıçağı boynumdan çekti ve bana doğru fırlattı havada yakaladım ve cebime geri yerleştirdim "Katil ölmicek" dedi net sesiyle alaycı bir gülüşle "O ölücek babamın cezasını çekicek" bana doğru döndüğünde kara gözleri kör gibiydi korkutucuydu "Cehennemin en güzel çifti olucaz bebeğim sadece sabret ve öldür" yerine yerleşti "Ee tanrıça hani nerde benim muzlu sütüm" evet 20 yaşını çoktan geçmişti fakat hayla süt içiyordu "Getiriyorum" ona Muzlu sütünü verdiğimde tekrar kapı çaldı "Birini mi bekliyordun" Kafamı olumsuz anlamda salladım kapıyı açtığımda şaşırmıştım "Senin burda ne işin var" gözlerini devirdi "Teklifiniz hayla geçerli mi" "Vay vay kimleri görüyorum" Arkadan gelen kara şeytanım ise çapkın çapkın yürüyordu "Bana bak kara melek teklif geçerli değilse gidiyorum işim var" şeytanımla birbirimize baktık "Teklif geçerli aramıza hoş geldin" elimi uzattım oda uzattığında sarıldık aynı şekilde şeytanımda yaptığında içeri geçtik "Nilsu KARADAĞ içerde Katil dışarda fakat herkes önemli birşeyi kaçırıyor" "Nedir o yeni kız" güldü "Annesi o hayla yaşıyor" parmaklarımı şıklattım "Bingo" şeytanım ayaklandığında onu durdurmak için bende ayaklandım "Acele etme şeytanım gece daha yeni başlıyo" yeni gelen kızda çenesini oynattı sonunda "sen ne saçmalıyorsun kara melek gidip öldürebiliriz nerede olduğunu biliyorum" "Hayır hayır fazla göze batarız bugün 28 temmuz ve biz de annesini aralığın 4 ünde öldürecez kimse bişey anlamaz" herkes beni onayladığında mutluydum hep olduğu gibi ben "Gülen insanların ağlamadığını kim söyledi" Sözüyle büyüdüm sevilmeyen dışlanan çocuktum hep şimdi onlar beni beklesinler çünkü cehenneme gitmek için ölmem gerek ve ben intikamımı almadan asla ölmicem
YAZARDAN
Heyoo napıyonuzzz yaaaa ben bu aralar üzgünümm hemde aşırrrıııı ama sıkıntı yok yani şuannn Econuz ayakta ama dokunsanız yıkılcak ateş böcekleriiiii neyse hadi bayssss
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Böceği
Ciencia FicciónNilsu küçükken polis kılıklı bir seri katil görmüştür yıllar geçmiş Nilsu büyümüştü ama o içindeki çocuğu büyütememişti Nilsu nun her zaman peşinde olan seri katil Nilsuyu asla bırakmak istememişti