Kafamın üstünde büyük bir yük hissetmemle gözlerim açıldı. Yüzümün üstüne beni boğmaya çalışan sashanın kendi yastığını bastırdığını farketmemle ellerimi hızlı yatağa vurdum. O da yastığı çekmiş bana bakmıştı. Nefes nefese doğrulup biraz öksürkdükten sonra sashayla göz göze geldim.
+LAN SEN NAPIYORSUN AMK. ÖLÜYORDUM
Bağırmamla o da ucuna oturduğu yatağımdan sıçradı. Şaşkınlıkla bana baktı ve söze girdi.
-Ne napıyorum. Yokluğumda fıratın odasına gitmişsin. Noluyoruz Barış bey. Bir sırık uğruna sattınız beni hemen.
+S-sen bunu nereden öğrendin amk.
-HA GITTIN YANI.YAZIKLAR OLSUNN BEE. PU
Yüzüme tükürmesiyle geri çekilip gözlerimi kapattım. Noluyor amk sabah sabah.
+Sasha bir git başımdan sabah sabah. Yok öyle bir şey. Sen yanlış duymuşsun.
-Tabi canım tabi. Öyle olsun. Bir daha *ŞAKK* nah konuşurum seninle.
Dedi ve odadan çıktı. Yüzümü buruşturdum. Uyandığım anda böyle bir şey beklemiyordum. Hem nereden öğrenmişti ki. Şimdi trip yiyeceğim yaa. Kim bilir çıkıp nereye gitti.
Yavaşça doğruluğum yataktan kalktım. Hazırlanıp aşağı inecektim. Sonra sashayı arar nerede olduğunu sorardım. Gidip elimi yüzümü yıkadım. Sonra dolabı açtım. Ne giysem ki acaba. Pantolonlarıma bir göz gezdirdim. Açık mavi olanı elime aldım ve üstüne bir şeyler bakmaya başladım. Sweat giysem sorun olmaz sanırsam. Turuncu olanı gözüme kestirdim. Daha hiç giymemiştim. Yakişirmiydi acaba. Denemekten zarar gelmezdi. Pantolonu giydikten sonra sweati üstüme geçirdim. Olmuştu herhalde. Son bir bileklik taktım ve telefonu elime alıp odadan çıktım. Koridorunun karşısına baktığımda fıratın odadan çıktığını gördüm. Siyah pantolonu ve beyaz tshirtyleydi. Bu soğukta tarzan misin amk götün donmuyormu. Hadi yakişmiyorda değil ama...
-Naber.
+İyi, sen
-İyi bende.
Sohbete bak amk. Dur konu açmam lazım. Heh buldum.
+İyi uyudun mu?
-Hmhm çok. Yemin ederim bebek gibi uyumuşum. Nasıl oldu bilmiyorum. Sağol Barış. Belki sen iyi gelmişsindir.
Ondan bunları duymak beni heyecanlandırmışti. Ne diyeceğimi bilememişim. Utanmiştim. Gülümsemekle yetindiğimde o da sırıtıp önüne dönmüştü. Konuşurken alt kata gelmiştik. Telefon rehberime girip sashayı aradım Fırat ise benle vedalaşıp locada oturan arkadaşlarının yanına gitti. Birkaç defa çalınca telefonu açmıştı.
+aloo. Nerdesin lan sen. Çekip gittin bir anda.
-sanane. Küsüm ben seninle. Konuşmucam.
+Sasha çocukluk yapmayıp nerede olduğunu söyler misin canım hadi.
-Tamam tamam. Otelin yanında kafedeyim.
+Geliyorum. Bekle beni orada.
Otelden çıkıp kafeye ilerlemeye başladım. Hava soğuk ve rüzgarlıydı. Rüzgar yüzümü okşamaya devam ederken karşımdaki kafeye giriş yaptım. Girişin yakınında bir masada oturan sashayı farketmemle yanına adımladım. O da beni görünce karşımdaki sandalyeyi işaret etmişti. Masaya oturduğumda ise kendi önünden iki menüden birini bana verdi.
-Gel hadi bir şeyler yiyip dedikodu yapalım.
Gülmüştüm. Sasha gerçekten asla değişmeyecekti. Menünün son sayfalarından gördüğüm çikolatalı pasta dilimini istemiştim sasha ise sufle sipariş etmişti. Birkaç dakikanın ardından tatlılar geldiğinde suflesinden bir kaşık yiyip konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-FIRBAR
FanfictionAşk tanımsız bir kavramdır. Ne zaman oldu, nasıl oldu bilemezsin.