Otobüsten indiğim anda otele girdim. Zaten Fırat hızlıca otobüsten inip gitmişti ve bana hiçbir şey söylememişti. Heleki beni bırak en yakın takım arkadaşına bile hiçbir bok söylememişti. En son otelin çıkışından çıktığını gördüm ama birşey yapamadım. Ben mi gözümde fazla büyütmüştüm. Beni gerçekten kendine yakın görmüyor muydu yoksa üzülmüş müydü. Üzülse bu kadar sinirlenir miydi ki.
Otele girdiğimde asansöre binip bizim katın düğmesine bastım. Asansörden indiğimde bizim odaya ulaştim ve kapıyı çaldım. Sashanın kapıyı açmasıyla içeri girdiğimde o da yüzümün düsüklügunden bir şeyler olduğunu anlamış olacaktı ki peşimde geldi. Ben çantamı ve montumu bir kenara bırakırken sordu.
-Baby bir şey mi oldu.
+Galiba oldu.
-Nasıl galiba.
+Ne olduğunu bende bilmiyorum.
Ellerimden tutup yanımızdaki yatağa oturdu ve benide yanına oturtturdu. Benim ona bir şeyler anlatmami bekliyormuş gibiydi.
-Ne olduysa anlatacaksın bana. Dinliyorum seni.
Olan biteni her detayıyla ona anlatırken dikkatle beni dinlemişti. Ben konuşmayı bitirdiğimde o da şasırmis olacak ki bir süre tepki vermedi. Sonrasında ise konuşmaya başladı.
-Sence bunları yapması normal miydi.
+Hayır diyorum ya hiç normal değildi. Neden bunları yaptığını asla anlamadım.
-Belki kıskanmıştır.
Sashanın yandan sıritisiyla ona bakarak cevap verdim.
+Hayır sasha hiç sanmıyorum. Hadi söylediğimiz kişi Fırat olmasaydı belki ihtimal verebilirdim ama fırat bu. Daha doğru düzgün yakın arkadaş bile değiliz hem onunla.
-Sadece tahmin yürüttüm baby. Sonuçta durduk yere bunları yapması garip değil mi?
Bir şey söylemememle sadha da beni neşelendirmek ister gibi heyecanla sesini yükselterek konuşmaya başladı.
-Aman neyse hadi. Kendi kaybeder sırık işte ne bekliyorsun. Gel biz birşeyler yiyip içelim. Hem kurabiyede yaptım çayın yanına iyi gider. Kalk hadi.
Beni yerimden kaldırıp odadaki küçük mutfağa götürdü. Geç saatlere kadar yemiş içmiş baya eğlenmiştik. Hatta arada film de izlemiştik. Sasha gerçekten bana iyi gelmişti. Şu birkaç saatlik oluşan tüm keder bir anda ortadan kalkmıştı resmen. Onu çok seviyordum. Beni her şekilde koruması, savunması bana güzel veriyordu. Her zaman arkamda duracağını bilmek iyi hissettiriyordu.
Sashayla eğlenirken bir gözüm hep camdaydı. Bir kulağım ise hep koridordan gelen seslerdeydi. Hep bir umut gelmesi için beklemiştim ama bu saate kadar gelmesi lazımdı. Hiç bu kadar geç kaldigi görülmemişti. Hem otobüsten inerken üstünde sadece tshirtü vardı. Hava da soğumaya başlamıştı. Üşümüş müdür acaba diye düşünmeden edemiyordum. Belki ben fazla abartmişimdir gibi geliyor bazen ama öyle değildi. Beni ve yanımdaki hasanı görünce neden sinirlenmiş olabilirdi ki. Ondan öncesinde herşey güzel gidiyordu hatta fıratın da mutlu olduğunu görmüştüm oysaki.
Koridordan gelen seslerle birlikte hızla ayaklandım. Sasha birkaç dakika önce gitmişti zaten. Geçenlerde buluştuğu arkadaşının evinde 1 günlüğüne yatılı gidiyorlarmış. Gece gelmeyeceğini söyleyip çıkmıştı otelden. Bense gelen seslerle kapı deliğinden bakmaya kopmuştum. İşte aradığım kişi. Daha yeni asansörden iniyordu. Önümdeki sensörlü ışıklarında açılmasıyla onu daha net gördüm. Tahmin ettiğim gibi üstünde sadece tshirtü vardı. O tshirt de kırışabileceği kadar kırışmıstı sanki. Hem otobüsten inerken elinde olan çantası da yoktu elinde. Bir şeyler olduğu apaçık ortadaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-FIRBAR
FanfictionAşk tanımsız bir kavramdır. Ne zaman oldu, nasıl oldu bilemezsin.