+ Gerek yoktu Hasan ben giderdim otele. Zahmet etmeseydin.
- Ne zahmeti canım. Alt tarafı bir yere bırakacağım. Hem bu soğukta seni yolda bırakamam.
+Teşekkür ederim.
Birkaç saniye sessizlik sürdü arabanın içerisinde. Karanlık yolda beyaz farlar eşliğinde yol alıyorlardı. Hasan barışı otele bırakmak isteyince barışta teklifi kabul edip araca binmişti. Ama şuanda meraktan ölüp ölüp dirilen Fıratı unutmuştu.
+Canın acıyor mu? Sessizliğin ardından gelen soruyu yanıtladı Hasan.
-Hayır, ama sadece fıratın neden bir anda böyle bir şey yaptığını hala anlayamıyorum. Hoşlanmayacağı bir davranışta mi bulundum.
Hemde nasıl diye içinden geçirdi Barış. Sevgili olduklarını öğrenmemeliydi. Buna şuan hazır değildi. Fıratı herşeyden çok sevse bile korkuyordu. Birinin öğrenmesinden korkuyordu. Heleki ailesinin...
+Aslında her şey gayet iyiydi. Ama o hep öyledir. Çoğunlukla insanların gözünde hep sinirli, agresif biridir. Sanada neden vurdu pek anlamış değilim.
Hasan barışın bu sözlerinden sonra alayla karışık "Elide ağırmış" deyince sırıtışına engel olamadı Barış. Sevgilisinin bu yanından birçok insan sikayetçiydi sanırsa.
-Aranızda arkadaşlıktan öte bir şey mi var. İlişki falan.
Ani gelen soruyla yutkunamadı Barış. Söylese miydi. Yoksa bunun için çok mu erkendi. Fırat söylediğimi öğrense bir şey dermiydi.
+Hayır, ilişkimiz falan yok sadece arkadaşız.
Gelen soruyu hızla geçiştirip önüne döndü Barış. Otele çok yaklaşmışlardı zaten. Barışın önüne dönüp sustuğunu gören Hasan'da kendini küçük bir sorguya çekti. Çok mu ileri gitmişti.
《Barıştan》
Otele girdiğimizde giriş kapısının yanındaki fıratı gördüm. İçeri girmemiş miydi. Hava soğuktu. Ve kabanı hala benim üstümdeydi. Hasana teşekkür edip lafı uzatmasına izin vermeden arabadan indim.
Hasan korna çalarak uzaklastiginda sadece bana odaklanmış olan fıratın karşısına geçtim. Maviliklerinin en derinine baktığımda kirgınlıkla parçalandıklarını gördüm. Maviliklerinin her bir zerresi kırgınlıkla dolup taşıyordu.
Bana hiçbir kelime etmeden arkasını dönüp gidecekti ki kolundan tuttum. Bu sefer yüzüme değil doğrudan yere bakıyordu. Ne diyeceğimi bilmeden kolunu tutarken o da sanki yemin etmiş gibi hiç konusmuyordu. Suspus duruyorduk ikimizde.
Biraz sonra ellerimin arasından kolunu çekip dolu gözleriyle gözlerime son kez baktı. Sonrasında arkasını dönüp uzaklaşmaya başladı. O yürürken aklıma gelen şeyle sesimi yükselterek seslendim.
+Kabanını almadın.
Burnundan gülüşünü duydum. Arkasını dönmeden kısa bir cevap vererek yürümeye devam etti.
-Senin olsun.
Dönüp bakmadan içeri girerken sadece onu izledim. Kipirdayamiyor, konuşamıyordum resmen. Böyle olmaması gerekiyordu. Haklı olan taraf başından beri ben değil miydim. Hasanla buraya gelmemde ne gibi bir sakınca vardı ki? Yine niye ben üzülmüştüm.
Ben de yavaşça içeri yöneldim. Gidip sashayla konuşmam lazımdı. Beni en iyi onun anlayacağını umuyordum. Odanın önüne gelip kapıyı açtım. Sasha içeride uyumaya hazırlanıyordu. İçeri girip yavaşça kapıyı kapattım. Sashanın gözleri bana dönerken içeri girdim.
-Barış sen neredesin kaç saattir ya. Her yerde seni arıyoruz. Fırat soruyordu seni. Adam kaç kere aramış ulaşamamış. Siz beraber değil miydiniz hem.
+Sasha ben çok mu kötü bir şey yaptım.
Dediğim şeyle sasha da durumu anlayıp susmuştu. Sonra sakince yatağı göstererek gelmemi söyledi.
-Gel otur şöyle. Anlat bakayım
Üzerimdeki kabanı çıkartıp askıya astım. Sonrasında gidip sashanın yanına oturdum. Beni anlayacağını bildiğimden başından sonuna kadar olayları teker teker anlattım ona. Hasanın nasıl gecenin içine sıçtığından tut fıratın yumruğuyla beraber sülük gibi yere yapişmasina kadar ne varsa oturup konuşmuştuk.
-Barış, bu Hasan seni takip ediyor olabilir mi?
+Fırat'da aynılarını söylüyor ama olamaz gibime geliyor Sasha. Adamın işi gücü ben miyim sanki. Hem sadece arkadaşız sonuçta. Kaç yıldır da görüşmüyoruz.
-E tamam da takip etmiyorsa Fırat'la ilk kez gittiğiniz restorantı nereden biliyor bu adam? Hadi o tesadüf diyelim Fıratın arabasından indikten sonra nasıl hemen peşinden Hasan gelebiliyor?
Sashanın söylediklerini düşünmemle haklı gelmişti gözüme. Bu güne kadar arkadaşım demiştim hasana ve fıratın beni neden ondan kıskandığını da anlamış değildim şuana kadar.
+Haklı gibisin sasha. Ama bu güne kadar hiçbir şey olmamıştı. Lisede bile doğru düzgün sohbetimiz yoktu sonuçta. Neden bir anda çıkıp böyle davranmaya başladı ki?
-Belki daha önce de vardı ama biz fark etmedik.
+Ney vardı? Daha önceden ne vardı da biz fark etmedik, Sasha ne demek istiyorsun?
-Diyorum ki... belki de senden hoşlanıyordur.
Sashanın bir anda söylediği cümleyle yerimden fırladım. Olamazdı böyle bir şey değil mi? Ya da olabilir miydi...
+Sasha saçmalama böyle bir şey olamaz. Yani olamaz değil mi. Olmasın Sasha. Çünkü bünyem artık bunları kaldırabilecek gibi değil.
Sasha kollarını açıp bana sarılınca bende ona sarıldım. Derdimi ona anlatınca sanki hafiflemiş gibiydim. Kollarından ayrılıp bu sefer kendi yatağıma attım kendimi. Aklım yine fırata kayarken sashaya bakarak,
+Benim Fıratla barışmam lazım sasha ya, dedim. Onu üzdüm sanırım ben. O arabaya hiç binmemeliydim Sasha ben. Ne yaptım ben ya. Bir daha nasıl barışacağız.
-Merak etme barış illa ki barışacaksınız. Seni gerçekten seviyorsa duygularını umursamadan gelir her şeye rağmen özrünü diler. Dinlemezse de...
-Sevmediğini görmüş olurum. Beni de en çok bu ihtimal korkutuyor işte. Ben ona bu kadar bağlıyken o beni bırakmaz değil mi Sasha.
-Bırakmaz Barış, bırakmaz. Hadi sen de uyu artık. Sabah eğlenmeye gideceğiz hem. İtiraz yok.
+Sasha ben gelmese-
-İtiraz yok dedim. Yarın boş günümüz o yüzden party timee!
Kikırdayarak yatağa yattığımda sasha da ışıkları kapatıp kendi yatağına geçmişti. Derdimi anlayınca kuş gibi hafiflemiştim. Sasha bana yine çok iyi geldi.
-İyi geceler baby. Rüyanda beni gör.
+Sanada iyi geceler.
.
.
.Sabah omzumda hissettiğim baskıyla uyandım. Sasha beni dürterek uyandırmaya çalışıyordu. Uyandığımı görünce geri çekilerek gülümsedi.
-Günaydın bayb.
+Sana da günaydın. Niye bu kadar erken uyandık ki biz.
-Çünkü bu gün tatil ve bu tatilimizi eğlenerek değerlendirmemiz lazım değil mi bayb. Şimdi uyanıp hazırlanıyorsun ve istediğin her yere gidip eğleniyoruz.
+Aslında tatilimizi uyuyarak da değerlendirebilirdik ama neyse.
-Hadi hadi söylenme kalk hazırlan. Ben bekliyorum seni kapının önünde.
Sasha gittikten sonra biraz daha yatakta oturup düşündüm. Gözlerim yatağa kaydı. Bir kaç gün önce bu yatakta fıratla beraber uyumuştuk. Şimdiyse ne yaptığını bile bilmiyorum. 24 saat bile dolmamısken deli gibi özlüyorum onu. Acaba şimdi ne yapıyor, o da beni özlüyor mu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-FIRBAR
FanfictionAşk tanımsız bir kavramdır. Ne zaman oldu, nasıl oldu bilemezsin.