"Herkes sakin olsun"
Yılların tecrübesi ile Savcı Muharrem herşeye rağmen oldukça soğukkanlı gözüküyordu.
"Paniğe kapılmayın. Volkan hemen bomba imha birimine haber ver"
Savcı Muharrem her ne kadar sakin olsa da evde bulunan herkes büyük bir şaşkınlık içindeydi. Böyle bir şeyin olabileceğine kimse inanamıyordu. Murat, korumacı bir davranışla çoktan Zeynep'i masadan uzaklaştırmıştı bile. Burcu ise Volkan'a şaşkınlıkla bakıyordu.
İlk şaşkınlığını çabuk atlatan Muharrem Bey'in, bombanın üstündeki notu görmesi uzun sürmedi. Bombanın üstünde, bombaya yapıştırılmış bir kağıt parçası vardı. Savcı Muharrem Bey, kağıda dokunmadan nottaki yazıyı okudu. Ve çok geçmeden direktif vermede gecikmedi.
"Kimse yerinden kıpırdamasın."
Muharrem Bey'in uyarısı sonrasında herkes adeta donakaldı. Büyük bir merakla Muharrem Bey'e baktılar. Savcı Muharrem Bey, kağıttaki notu yüksek sesle okudu.
"Bir kişi bile odadan çıkarsa bomba patlar."
Sinirler iyice gerilmişti. Yine ilk konuşan Savcı Muharrem oldu.
"Kimse odadan çıkmayacak."
"Ama Savcı Bey her an tehlike altındayız. Ya şimdi bomba patlarsa? Katile nasıl güvenebiliriz?
Murat şaşkınlıkla ve Zeynep'i korumak için böyle söylemişti. En mutlu gününde en sevdiği kadını kaybetmek istemiyordu.
"Şu anda böyle bir riski göze alamayız. Hem zaten katil istese bombayı çoktan patlatırdı"
"Savcı Bey doğruyu söylüyor. Onun söylediklerini dinlemeliyiz"
Zeynep bu sözleri ile Savcı Bey'i destekledi.
Çok geçmeden siren sesleri duyuldu. Özel giysili bomba imha ekipleri iş başındaydı. Şimdi, evde bulunan herkes, getirilen çelik bariyerin arkasından çalışmayı izliyordu. Yaklaşık 30 dakika sonra bomba etkisiz hale getirildi. Herkes derin bir nefes aldı. Bomba imha ekibinin amiri, Başkomiser Hakan, diğerlerinin yanında Savcı Muharrem Bey'e bilgi veriyordu.
"Sayın Savcım, hepiniz şu anda ikinci bir hayat yaşıyorsunuz. Bomba, masaya konulduktan 10 dakika sonra patlamaya ayarlanmış. Ancak bomba taşınırken teller arasında temassızlık olmuş. Anlayacağınız, katilin hiç şakası yokmuş. Şu anda hepiniz ölmüş olabilirdiniz"
Başkomiser Hakan'ın anlattıkları herkeste şok etkisi oluşturdu. Orada bulunanlar, olayı bir gözdağı olarak algılamıştı. İlk konuşan Zeynep oldu.
"Sayın Savcım, bence hemen bir toplantı yapmalıyız. Tabii, sadece ilgili olanların katılacağı."
Zeynep bu sözleri Burcu'ya bakarak söylemişti. Burcu da aynı Savcı Muharrem Bey gibi oldukça soğukkanlı gözüküyordu. Olayın başından beri tek kelime etmemişti. Bu söz üzerine o da konuşma ihtiyacı hissetti.
"Zaten ben de müsaade istemeyi düşünüyordum. Sinirler iyice gerildi. Burada kimseye bir faydam olacağını zannetmiyorum."
"Ne yani şimdi elini kolunu sallaya sallaya gidebileceğini mi zannediyorsun?"
Bu sefer Zeynep, Burcu'yu doğrudan hedef almıştı. Volkan'ın cevabı gecikmedi.
"Zeynep, büyük bir haksızlık yapıyorsun. Burcu da bizimle beraber biraz önce ölümden döndü. Bunu unutma."
"Ne yani böyle olması onu kurtarır mı? Ne malum kız kardeşinin bunu yapmadığı? Belki de ablasının nikaha geleceğini bilmiyordu.
Karşılıklı bu sözler üzerine herkesin gözleri Savcı Muharrem'e yöneldi. Onun ne karar vereceği merak konusuydu.
"Tabii ki ayrılabilirsiniz Burcu Hanım. Ama ben de dahil olmak üzere evden ayrılacak herkesin üzerinin ve eşyalarının aranması talimatı verdim. Buna itirazınız yoktur umarım."
"Tabii ki üzerimi arayabilirsiniz Sayın Savcım. Böylelikle ben de şüpheden kurtulmuş olurum."
Savcı Bey'in verdiği kararlara kimse itiraz edememişti. Görevli kadın polis memuru Burcu'nun üzerini ve çantasını aradı. Daha sonra Burcu kapıya yöneldi. Volkan da peşinden giderek Burcu'yu kapıdan uğurladı.
Bu esnada Zeynep de büyük bir şok yaşayan annesini evin diğer odasına götürdü. Muharrem Bey'i talimatı gereği, Zeynep'i annesinin de üzeri aranmıştı. Nikah şahidi olan Güler de izin isteyerek evden ayrıldı.
Biraz sonra soruşturma ekibi yalnız kalmıştı ve toplantıya hemen geçildi. Bir masanın etrafında Savcı Muharrem, Volkan, Zeynep ve Murat toplanmıştı. İlk konuşan yine Savcı Muharrem oldu :
"Öncelikle herkese geçmiş olsun. Artık bu iş çığırından çıktı. Böyle bir şey nasıl mümkün olabilir? Katil elini kolunu sallaya sallaya yanımıza kadar nasıl sokulabilir? Bu ne cesaret?"
"Sayın Savcım, belli ki içeriden bir destek alıyor" Murat, herkesin aklından geçeni çok net bir şekilde dile getirmekten çekinmemişti.
"Bu söylediğine inanamıyorum ama başka da bir açıklaması yok" Bu sefer konuşan Volkan olmuştu.
"Zeynep, evin anahtarını sizden başka birisinde var mı?" Soru Savcı Muharrem'den geldi.
"Sayın Savcım, annem ve benden başka kimsede yok"
"Şu andan itibaren hepimiz şüpheliyiz. Ve bugünden itibaren seferberlik ilan ediyorum." Savcı Muharrem bu sözleriyle son noktayı koymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İstanbul'da Seri Katil
Mistero / ThrillerBir seri katil tüm İstanbul'u kana buluyordu... Ama sadece hak edenleri... Toplum vicdanı mı, yargısız infaz mı? Kararı siz verin. Kitabın kapak tasarımı yazar_veri tarafından yapılmıştır. Kendisine teşekkür ederim.