İstanbul'da Seri Katil

DİNLEME

          Savcı Muharrem'in insiyatif kullanması işe yaramıştı. Emniyet Müdürlüğünde onlarca kişi mobese kameralarını incelemekle görevlendirildiler. Diğer şubelerden de takviye polis memurları geldi. Bunlar saatlerce görüntüleri incelediler. Kaçırma olaylarının gerçekleştirildiği yerlere yakın ne kadar görüntü varsa incelendi.

          Bu polis memurları diğer görevlerini geçici olarak bırakıp, sadece bu işle ilgilendiler. Sonunda bir kişinin bazı olayların yakınında görüntüsünün olduğunu fark ettiler. Tam olarak beş olayın içinde de bu kişi bulunmuştu. Ama doğrudan suç işlerken görüntüsü yoktu. Görüntülerde sadece sakin bir şekilde yürürken görülüyordu.

          Şüpheli şahıs 25 yaşlarında genç bir erkekti. Hemen sabıkalı kişiler ile karşılaştırılması yapıldı. Ama daha önceden suç işlemiş hiç bir kimse ile eşleştirilmesi sağlanamadı. Demek ki daha önce herhangi bir suça bulaşmamıştı. Bu yüzden de kimlik bilgisi saptanamadı. Ancak fotoğrafı tüm birimlere dağıtıldı.

          Volkan, uzun bir zaman sonra ilk defa yine güne telefon sesiyle uyanmıştı. Arayan Savcı Muharrem'di. Kendisi ile çok acele görüşmek istemişti. Gelirken Zeynep'i de getirmesini söylemişti.

          Volkan adliyeye geçmeden önce, Zeynep'i de evinden aldı. Zeynep oldukça meraklanmıştı. Volkan'a sordu :

          ''Savcı Bey sana neden görüşmek istediğini söyledi mi?''

          ''Hayır söylemedi. Ama senin de tahmin edeceğin gibi neden mutlaka seri katil dosyasıdır''

          ''Ben de öyle tahmin etmiştim''

          Zeynep ve Volkan, yarım saat sonra Savcı Muharrem'in odasındaydılar. Savcı Bey, geciktirmeden hemen söze başladı.

          ''Arkadaşlar sizi neden çağırdığımı tahmin etmişsinizdir mutlaka. Seri katil dosyasında bir gelişme yaşadık. Onu sizinle paylaşmak istedim''

          Volkan ve Zeynep heyecanlanmışlardı. Volkan cevap verdi :

          ''Tahmin etmiştik Sayın Savcım. Hayırdır noldu?''

          ''Biliyorsunuz, adliyede de bir soruşturma açmıştım. Soruşturmayı bizzat ben yürüttüm. Onlarca katip ile görüştüm. Kurbanların dosya ve yargılamaları ile ilgili gözlerine çarpan herhangi şüpheli bir şey olup olmadığını sordum. Katip Melek Hanım, oldukça tecrübeli bir duruşma katibidir. Dikkati de çok fazladır.

          İki kurbanın yargılamaları yapılırken, Avukat Burcu'nun duruşmaları takip ettiğini hatırladı. Onun da dikkatini çekmiş. Üstelik duruşmalar bittikten sonra kendi duruşması da yokmuş. Yani o sırada kendi duruşmasını da beklemiyormuş. Daha sonra duruşma listesinden de o gün herhangi bir duruşması olmadığını teyit ettik''

          Volkan bu habere çok sevinmişti.

          ''Sayın Savcım bu çok güzel bir haber. Önemli bir delile ulaşmışsınız''

          ''Çok güzel bir gelişme olduğu doğru. Ama malesef önemli bir delil değil. Çünkü duruşmalar aleni yapılıyor biliyorsunuz. Yani herkesin bu duruşmaları izlemesi serbest. Kaldı ki Burcu da bir avukat. Yani bu hiç bir şey ispat etmiyor''

          Bu sefer de Zeynep söz aldı.

          ''Peki bu durumda ne yapmayı düşünüyorsunuz Sayın Savcım?''

          ''Sizi de işte tam bu yüzden çağırdım. Bu gelişme tam bir delil olmasa da, Mahkemeden karar almak için yeterli bir gerekçe oluşturdu. Sonuç olarak Avukat Burcu ve ablası Berna hakkında Mahkemeden teknik takip kararı alabildik. Fakat evlerine kamera sistemi yerleştirmişler. Üstelik internet aracılığıyla da 24 saat takip edilen bir sistem.