368 yıl önce
-1652-Dolunayın yükseldiği bir gece de avlanmaya çıkmış olan köy ahalisinin yokluğunu fırsat bilen ve büyük kötü kurt ile büyük kötü vampir lakaplarıyla ünlenmiş olan Pedro ve Joseph, köye dadanarak evlerde değerli sayılabilecek eşyaları arıyordu.
Köyün kadınları korkularından köşelerine çekilmiş, kendilerine ve çocuklarına bir şey olmaması için ikisinin de evlerini aramasına izin veriyordu.
P.F - "Burada değerli hiçbir şey yok Joseph, köylüler dönmeden gitsek iyi olur."
J.B - "Yoksa büyük kötü kurt onlardan korkuyor mu?"
P.F - "Saçmalama Joseph, her seferinde öldürdüğümüzde daha fazlası geliyor."
J.B - "Her neyse ahbap, üzerine uygun bir şey bul. Buradan sonra gideceğimiz yerde ihtiyacın olacak."
P.F - "İnsanların arasına karışmaktan bahsediyorsan bunu yapamam, her tarafım insanlarla dolu iken o kalplerinin seslerini duymazdan gelmek çok zor."
J.B - "Sana kendine engel ol diyen yok. Ben kanlarını tüketirim, sen kalplerini yersin."
Pedro bu anlaşma karşılığında gülümserken dışarıdan duyulan savaş borusunun sesi ile ikiside yerlerinden fırlayıp dışarıya çıktılar ve bir kadının boruyu üflediğini görünce Pedro ona doğru koşup pençesini savurarak yere serdi.
Kadını parçalamak üzere tekrar pençesini kaldırdığı esnada Joseph'in seslenmesi ile koyu sarı gözlerini çevirip ona doğru baktı.
J.B - "Şimdi beslenme zamanı değil ahbap, avcılar geliyor."
Bu seferde bakışlarını evlerin arkasındaki tepeye diken Pedro, avcıların ellerindeki silahlarla koşturarak geldiklerini görünce kadını bırakıp Joseph ile birlikte çıkışa yöneldiler fakat savaş borusunun sesini duyan diğer köylüler çoktan yetişmiş ve yollarını kesmişlerdi.
Hemen yön değiştirerek diğer tarafa koşmaya başladıkları sırada köylülerin fırlattığı gümüş uçlu mızrak Joseph'in göğsüne saplanınca yere kapaklanan vampir'e yetişen köylüler yardım etmek için geri dönen Pedro'yu da vurdular.
Pedro, bacağına yediği gümüş kurşun ile tökezleyerek peşine takılan diğer köylülerden kaçarken, başına dikilen ve ellerindeki mızrakları ona doğru doğrultmuş olan köylülere teslim olduğunu belirten Joseph, ellerini havaya kaldırdı.
J.B - "Beni öldürmeyin, sizinle anlaşabiliriz."
X - "Senin gibi bir yaratıkla anlaşma yapacak kadar alçalamayız."
Köyün lideri mızrağını geri çekip hızla tekrar indirdi fakat Joseph mızrağı tutup alnına saplanmadan önce durdurdu.
J.B - "Geçen sefer ki adamlarınızı katledenleri bildiğimi ve intikam almanızı sağlayabileceğimi söylesem bile mi?"
Köylüler birbirlerine bakarak bunu kısa bir tartıştıktan sonra tekrardan Joseph'e dönüp mızrakla dürttüler.
X - "Doğru söyleyip söylemediğini nereden bileceğiz?"
J.B - "Bu konuda yalan söylemem, kendi hayatımı kurtarma derdindeyim."
X - "O zaman anlat, adamlarımızı kimler öldürdü? Şuan neredeler?"
J.B - "Az önce kaçan kurt var ya, sizin adamlarınızı öldürenler o ve onun sürüsü, onlar yaptı. Yerlerini de biliyorum, çok uzakta değiller. Köyün yüz metre ilerisinde ki büyük kayalıklar var, mağaraları orada."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE ORDINARY
FantasyNormal bir dünyada yaşayan sıradan bir insan olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Öyleyse bildiğiniz dünyanın hiç bilmediğiniz bir yönünü keşfetmeye hazırlanın.