Sabahın ilk ışığında yağmaya başlayan kar öğlen vakti geldiğinde şiddetini arttırarak her yeri beyaz bir örtüyle örtülmüş gibi kaplamıştı.
Bu yoğun kar yağışına rağmen işinden geri kalmak istemeyen Thomas, evde yabancılık çektiğini fark ettiği Elisa'yı da yanına alarak önce çocukları okula bırakmış ardından da Sam ile buluşup onu da arabaya aldıktan sonra galeriye doğru yollarına devam ediyorlardı.
Sam, yaşlarından ötürü olsa gerek, Elisa ile arka koltukta oturmuş nefes almadan konuşurken Elisa da bir heyecanla ona yanıt veriyor, Dikiz aynasından arada sırada onlara bakan Thomas ise sadece hallerine sırıtmakla yetiniyordu.
Bakışlarını tekrar yola çevirdiği esnada arkalarından gelen yoğun motor sesleri ile bakışlarını yeniden dikiz aynasına çevirdi ve arkalarından gelen bir grup motorluyu görünce hızını düşürerek öne geçmeleri için yol verdi.
Motor çetesinin en önündeki eleman yanlarından geçerken korna çalarak teşekkür ettiğini belirttikten sonra hızını arttırarak araya mesafe koydu. Diğer motorlular da hemen onun ardına takılarak oradan uzaklaştığı sırada ilerde kaza olduğuna dair sesler duyan Thomas hızını arttırarak onlara yetişti ve arabayı hemen kenara çekerek indikten sonra yere devrilmiş motorla birlikte bir kaç adım ötesinde yerde yatan motorcuyu görüp başında dikilen diğerlerinin yanına ilerledi.
"Ciddi bir durum var mı beyler?" Thomas'ın sorusuyla motorculardan birisi ona dönerek ciddi bir şeyin olmadığını yolun ortasındaki rögar kapağının aniden havaya kalkarak kazaya sebep olduğunu söyleyince Thomas açık rögar kapağının hemen yanındaki arabaya sırtını yaslamış olan kızıl saçlı kadının yanına ilerledi.
Thomas kadının yanına vardığında Elisa ile Sam onunla ilgileniyordu. Sam zamanında okulda aldığı ilk yardım bilgilerine dayanarak kadının başından akan kanı temizlerken Elisa ise kulağında telefon ile ambulans çağırmak için bulundukları yerin neresi olduğuna dair tam adres arıyordu.
Sam elindeki bez parçasını çöpe atmak için ayağa kalktığında Thomas, kadınla eşit konuma gelmek için çömeldi ve o sırada üzerindeki ceketin sırt kısmında FBI yazdığını görünce konuşma şekline özen göstererek ilk sorusunu yöneltti.
"Daha iyi misiniz hanımefendi?"
"Valeria, adım Valeria lütfen."
"Bende Thomas, memnun oldum demek isterdim ama bu durumda pek mümkün değil gibi, eğer isterseniz ambulans gelene kadar bana ne olduğunu anlatabilirsiniz."
"Anlatabileceğim tarzdan bir şey olduğunu sanmıyorum, öyle her an yaşanabilecek bir olay değildi."
"Anlatmaktan çekindiğiniz şey doğaüstü bir mesele ise eğer ben dünyanın bu yüzüyle tanışalı uzun bir zaman oluyor."
"Ya onlar? Onlarda biliyor mu? Doğaüstü ile mücadele eden bir ekip gibi bir şey misiniz yoksa?" Valeria cümlesini tamamladığı esnada Sam elinde bir şişe su ile yanlarına gelerek onun sorusunu yanıtladı.
"Öyle denebilir, ben bir kurt adamım, ağabeyim Thomas o da kurt adam hatta son bir yıldır kurtların lordu kendisidir. Son olarak arkadaşım Elisa da eee kendisi bir kreationen."
Valeria kreationen dendiğini duyunca yüzündeki gülümseme ile kendilerine doğru yaklaşan Elisa'ya baktı ve "sende benim gibisin." Dedi. Valeria'nın dediği karşısında yüzündeki gülümsemenin yerini şok olmuş bir ifade alan Elisa, hızlı adımlarla aradaki mesafeyi kapatıp Valeria'nın yanına çöktü.
"Tahmin ettiğim şey oldu değil mi? Yeniden harekete geçtiler, yarattıkları o ilk şeyi peşimize düşmesi için gönderdiler."
"Bilmiyorum ki, gecenin bir yarısıydı. Evime gitmek için ilerliyordum, aklımda sadece yumuşak yatağıma yatıp bir an önce rahatlamak vardı ama sonra muhtemelen o bahsettiğin şey arabamın önüne atladı. Çok korktum ve panikledim o arada da farkında olmadan arabamı koca bir yastığa dönüştürmüşüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE ORDINARY
FantasyNormal bir dünyada yaşayan sıradan bir insan olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Öyleyse bildiğiniz dünyanın hiç bilmediğiniz bir yönünü keşfetmeye hazırlanın.