The Key To My Heart- James Potter

4

  "NE!"

Aquila, Remus'un arkasına baktı ve James'in ağzı bir karış açık, şok içinde orada durduğunu gördü.

"Sen ne?" Remus kızı ortak salona alırken utanarak gülümsedi. Aquila içeri girdiğinde James hâlâ şaşkın şaşkın ona bakıyordu, Sirius ise neden orada olduğunu anlayamamış bir şekilde ona bakıyordu.

" Kardeşim? Burada ne yapıyorsun?"

"Ortak salonuma gittiğimde, Narcissa James'in bana tekrar çıkma teklif ettiğini tahmin etti, bu yüzden bana onunla takılarak ona bir şans vermemi ve beni ben olduğum için sevdiğini kanıtlaması için ona bir şans vermemi söyledi."

"Peki ona gerçekten bir şans verecek misin?" Aquila iç geçirdi ve ona bakmakta olan James'e döndü, hala şok olmuştu ama cevabını görmek için sabırsızlanıyordu.

"Sanırım vereceğim."

"EVET!" Aquila, James'in çocukluğuna ve Sirius'un yüz ifadesine gülümsemekten kendini alamadı.

"Bekle, bekle, bekle... Bu bir şaka değil, değil mi?" Aquila cevap vermeden önce James'e baktı.

"Hayır, bu bir şaka değil... ama şimdiden pişman olmaya başladım..."

James genişçe gülümsedi ve Aquila'ya doğru yürüyüp ona sarılmadan önce yüzü kızarmıştı. Aquila da ona sarılmakta tereddüt ediyordu.

"Söz veriyorum pişman olmayacaksın!" Abisinin yanına oturmadan önce James'e başıyla selam verdi. O oturduğunda James kendine geldi.

"Narcissa'yı öldüreceğim! BEKLE! Regulus gelmene engel olmadı mı?!" Sirius olumsuz anlamda başını sallayan kız kardeşine döndü.

"Bekle, bu seni bir randevuya götürmeme izin vereceğin anlamına mı geliyor?" Aquila gülümseyen Potter'a dönüp ona gülümsedi ve başını salladı. James usulca gülümsedi ve Peter ile Remus'un yanına oturdu.

"Remus çimdikle beni... Cennette olmalıyım," diye bağırdı James ve hissettiği acıyla Remus'a döndü, o da omuz silkti.

"Seni çimdiklememi söyledin, yaptım, bence yardımı oldu." Aquila buna gülerken James, Remus'un onu çimdiklediği kolunu ovuşturuyordu.

"Beni randevuya çıkarmana izin vereceğim, ama benim hakkımda gerçekten ne hissettiğini bana göstermelisin, çünkü sadece 'beni sevmek' konusunda şaka yaptığını düşünmüyorum, aynı zamanda beni görünüşüm için sevdiğini de düşünüyorum..." James, Aquila'nın ona her çıkma teklif ettiğinde böyle düşündüğünü bildiği için incinmiş görünüyordu. Tabii ki Aquila bunu gördü ve James hakkında haklı olup olmadığını düşünmeye başladı.

"Seni hemen şimdi randevuya çıkarmama ne dersin?" James Aquila'ya umutla baktıktan sonra Aquila evet anlamında başını salladı.

"James, ona zarar verirsen seni öldürürüm!" James dehşet içinde en iyi arkadaşına baktı.

"Söz veriyorum ona zarar vermeyeceğim! Şimdi beni takip et Aqui." Aquila'nın elinden tuttu ve onu ortak salonun dışına sürükledi. Aquila James'e bakıp, ona çıkma teklif etmesiyle ilgili düşündüklerini söylediğinde James'in ne kadar incinmiş göründüğünü düşündü. Aynı zamanda Cissy'nin ona hislerine inanamayacak olması hakkında söylediklerini de düşünüyordu.

Daha ne olduğunu anlamadan James'le birlikte kara göldeydi. James oturdu ve yanını gösterdi. Aquila oturdu ve bir kez daha ona bakmakta olan James'e baktı.

"Biliyor musun, evet demene sevindim, senin hakkında hiçbir şey bilmediğimi ya da görünüşün yüzünden senden hoşlandığımı düşündüğünü biliyorum... ama yanılıyorsun" James daha sonra Aquila'yı ona bakarken bırakarak göle döndü.

"Hey James... beni neden buraya getirdin?"

"Kara Göl her zaman birini tanımak için en iyi yerdir ve bu mevsimde çok güzeldir... Hoşuna gideceğini düşündüm.

Aquila, James'in içinde kelebekler uçuşmasına neden olan bir gülümseme takındı.James Aquila'nın kızarmış yüzünü görmemesi için hızla arkasını döndü ama Aquila onun kızarmış olduğunu biliyordu.

"Senin sevdiğin bir yere gitmeye ne dersin? Orada konuşabiliriz çünkü bu seni daha rahat ettirir." Aquila, James'in küçük şeylere verdiği öneme bir kez daha gülümsedi, James'in kibirli ve ukala olmaktan başka bir şey olabileceğini hiç düşünmemişti.

"Tamam, elbette, beni takip et" Aquila hiç düşünmeden James'in elini tuttu, James gülümsedi ve onun arkasından gitti.

Aquila'nın istediği yere giderken kıkırdadılar ve eğlendiler. Sonunda Aquila'nın istediği yere yani astronomi kulesine ulaştılar.

Aquila, tıpkı iki erkek kardeşi gibi yıldızların yanında kendini her zaman daha güvende hissetmiştir. Ve tıpkı iki erkek kardeşi gibi Astronomi'ye hayrandı ve bu dersten Olağanüstü alırdı. Ve elbette James bunu biliyordu, çünkü Aquila bunu bilmese de, James her zaman onun yaptığı her şeye dikkat ederdi. Bu ürkütücü görünse de, onu gerçekten sevdiğini gösteriyordu, hiç kimse sevmediği biriyle ilgilenerek zamanını boşa harcamazdı... ve Aquila'nın bunu bilmesinin zamanı gelmişti.