BÖLÜM 3: YÜREĞİ YARIM DOĞAR İNSAN!

4.1K 176 30
                                    

İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Yeni bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

(FATİN)

"YÜREĞİ YARIM DOĞAR İNSAN!"

Zamanın akmadığı vakitlerden birindeydim yine. Zaman geçsin diye çırpınıyordum lakin bir saniye benim için bir saate tekabül ediyordu şu anda. Zamanla çok kavgamız olmuştur. Özellikle canım yanarken!

Çaresiz olmayı sevmedim hiçbir zaman. Hele bekleyişler, hiç benlik bir durum olmamıştır. Ancak şimdi hem çaresizdim hem de bekleyiş içindeydim. Akmayan zamana isyan ederken, içimde oluşan sıkıntının dinmemesinden şikâyetçiydim.

Yol kenarındaki ağaçları kaçıncı sayışımdı bilmiyordum. Ya da bu yaktığım kaçıncı sigaraydı. Veyahut önümden geçen şu araba kaçıncısıydı, hiçbir fikrim yoktu.

Zaman akmıyordu işte! Hepsi bu.

"Fatin abi!"

İşte şimdi rahatlama vaktiydi. Lanet saymalar son bulmuştu nihayetinde. Bana doğru koşturan Merve'ye çevirdim bakışlarımı. Boynuma hızla dolanan kollarından yüzünü görememiştim tam olarak. Güvenle sardım kollarıma küçük bedenini. Yanında olduğumu ve güvende olduğunu bilsin istedim.

"Ben çok özür dilerim." dediğinde, ses tonu pişmanlığını haykırıyordu. Sırtına hafifçe vurdum ve sakin olmasını telkin ettim. Sakinleştiğinde uzaklaşmıştı. Yüzü tam olarak açığa çıktığında, içime derin bir nefes aldım. Korktuğumu yaşamamak, sevindiriciydi.

"İyi misin?"

Hafifçe başını salladı sadece. Gözleri korkunun kırıntılarını hâlâ taşımakta ve acemi tavırları hemen buradan uzaklaşmak istediğini haykırmaktaydı. İstediğini yaptım ve yol kenarında duran arabayı ona işaret ettim. Arabaya binmesini istediğimde, lafımı ikiletmeden hızla arabaya ilerledi. Onun arabaya bindiğini gördükten sonra Cevad'a döndüm.

"Tamam mıyız?"

"Tamamız. Faik Başsavcımın duymaması için elimden geleni yaptım."

İçim rahatlamış bir halde arabaya ilerledim. Arkamdan Cevad gelirken, Zeki'nin ona kapıyı açmasını işaret ettim. Ben arkaya geçerken, Cevad da Zeki'nin açtığı kapıyla ön koltuğa geçmişti.

Merve'nin hâlâ korku dolu hallerini dindirmesi için elini tuttum ve hafifçe sıktım. Belli belirsiz gülümsedikten sonra beklediğim soruyu sormuştu.

"Fırat iyi mi? O nerde?"

"Evde. Benden yiyeceği sopayı bekliyor."

Sertçe söylediğim cümle Merve'yi telaşlandırırken, Cevad'ı güldürmüştü. Sessiz bir halde gülse bile, güldüğünü fark edecek kadar onu tanımıştım. Çok nadir gülen ancak sağlam gülen adamlardandı. Fırat'ın düştüğü hâller onun için neşe kaynağı olmuştu resmen.

"Fatin abi, onu suçu yok. Gerçekten bak. Ben ısrar ettim eyleme katılmak için." Merve'nin Fırat'ı savunmaya başlamasıyla, eve kadar kadın dırdırı dinleyeceğimi anlamıştım. Çok erken başlamadık mı?

AHRAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin