BÖLÜM 40: MUCİZEM

2.1K 124 34
                                    


İnstagram – Tiktok: aysegulkalayzengin

Twitter: aysegulkalay_

***

Yeni bölümden herkese selamlar...

Umarım bölümü beğenirsiniz ve bolca yorumla taçlandırırsınız.

Keyifli okumalar!

***

"ESMA"

"MUCİZEM"

Ayaklarıma rahatsız topukluları geçirdiğimde, nihayet hazırdım. Fatin ise gömleğini iliklemeye başlarken, dün geceden beri gözüme takılan ama bir türlü sormaya cesaret edemediğim o iz, yine dikkatimi çekmişti.

Yataktan tam olarak kalktığımda, Fatin'in aynadaki bakışları beni buldu. Arkasından sarılıp, ayaklarımın üzerine yükseldim ve çenemi onun omzuna yasladım. Elim istemsizce izi bulunca, çekinerek sordum.

"Fatin, bu iz ne?" Bakışları izi bulunca, aceleyle gömleğinin düğmelerini ilikledi ve benden uzaklaştı. "Önemli bir şey değil. Küçük bir kaza..."

"Benden bir şey mi saklıyorsun?" diye sorduğumda, kravatını boynuna geçirdi ve yavaşça sıktı. Ceketini giyerken de sessizliğini korudu. O izin bahsettiği gibi küçük bir kazaya ait olduğunu sanmıyordum. "Çıkalım hadi, geç kaldık zaten. Son dakika haber vermeseler, olmazdı!"

Sinirli ve endişeli halini haklı bularak, durumu üstelemedim. Çünkü Nurhan ablanın hayati tehlikesi, herkesi yeterince korkutuyordu.

Yaklaşık yarım saat önce Cevad abi aramış ve Nurhan ablanın doğum için hastaneye kaldırıldığını söylemişti. Bizde apar topar onların bulunduğu hastaneye gitmek için hazırlanmıştık. Dünkü nişan kıyafetini değiştirmediğim için tam bir aptaldım.

Evden çıkıp, bahçedeki arabaya hızla bindik. Yol boyunca tek laf etmeyen Fatin'in, içinde bulunduğu durumu anlıyordum ve bu yüzden olabildiğince sessiz kalmaya çalışıyordum.

Kardeş başka şeydi. Hasret'ten biliyordum. Onun gözünden bir damla yaş süzülse, dünyam yıkılıyordu. Onun gülüşü ve mutluluğu her şeyden önemliydi. Ve Fatin'de eminim kardeşleri için daha büyük duygular besliyordu.

Hastaneye ulaştığımızda, Fatin beni ardında bırakarak koşturuyordu. Her ne kadar yetişmeye çalışsam da benim adımlarım onun büyük adımlarına yetişemiyordu. Sonunda doğumhanenin olduğu koridora girdiğimiz de herkesin yüzüne endişe hâkimdi.

Bizi fark eden Alesia, direk bana doğru geldi. Kıymet Hanım ise Fatin'e sarılıp, güç bulmaya çalıştı. Cevad abi, doğumhanenin kenarında yere çökmüş, korkusuyla baş etmeye çalışıyordu.

"Bu halin ne Esma? Hiç hastaneye böyle gelinir mi?" Mahcupça elbiseme kısa bir bakış attım. "Gelinmez biliyorum ama adaya tek başıma nasıl döneceğimi bilemedim."

"Dün neden değiştirmedin?"

"Akıl edemedim."

"Edemezsin tabi! Çünkü aklın bir karış havada! Ben sana ne söyledim, sen ne yaptın Esma?"

"Alesia... Ben özür dilerim ama Fatin beni onunla gidersem affedeceğini söyledi. Başka çarem yoktu." Alesia, durumun ciddiyetiyle sıkıntılı bir nefes aldı ve arkasına dönüp, Yasemin'i yanımıza çağırdı. "Ablanla adaya dönün, üzerini değiştirsin. Bu haliyle burada durması uygun değil."

AHRAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin