TEK YÖN +18 / yarı texting

20

"Nasıl yani ben seni öptüm , Doruk bunu gördü ve bana söylemedi mi?" diye sorduğunda kafamı sallayıp ensesindeki saçlarla oynamaya devam ettim.

Biz uyanalı tahmini bir veya iki saat olmuştu. Rüyasında görmüş gibi direkt "Ben seni daha önce ne zaman öptüm?" diye sormuştu.  Biraz daha onunla aynı yatakta yatma fikri çok hoş gelmiş böylece bütün olayı en ufak detayına kadar anlatmıştım. Şimdi de göğsüne uzanmış saçlarıyla oynarken tepkilerini izliyordum.

"İlay bu yaptığımız hoş değil."

Duyduğumu idrak edemeyip biraz doğrulup oturduktan sonra "Ne"dedim, cevap vermesine izin vermeden devam ettim "Nasıl beni öptüğün için memnun değil misin yani? Pişman mısın Kuzey?" dedim. Böyle bir tepki beklemiyordum, beklemediğim yerden gelmişti bu sefer.

"Hayır hayır, seni öptüğüm için mutluyum bile ama-" dediğinde devam etmesine izin vermedim. "Ama ney Kuzey. Neyin aması?" diye sordum.

"Başkası da olabilirdi öptüğüm İlay ve ben bunu hatırlamıyorum." O da yatakta kendini yukarı çekip sırtını yatak başlığına dayadı.

"Sarhoşken insan gerçek hislerini söyler , aslında yapmak istediği şeyleri yapar derler ama tabi sen daha iyi bilirsin." yüzüm düşmüştü , açıkçası kırılmıştım neden bilmiyorum ama onun başka biriyle öpüşmesi düşüncesi bile çok canımı acıtmıştı.

Sesimi normal tutmaya çalışıp "Ben kahvaltıyı hazırlayayım." diye yataktan kaçarcasına çıkıp mutfağa girdim. Buzdolabından kahvaltılık bir şeyler çıkarttıktan sonra omlet yapmak için tava çıkarttım. Omleti çırpmaya başlamıştım ki Kuzey mutfağa girip "İlay" diye seslendi. Arkamı dönmeyip "Efendim" diye cevap verdim.

İlk önce ellerini belimin yanlarına koydu sonra çenesini omzuma dayadı "Bir bakabilir misin?" dedi. Ben "Omlet yapıyorum." diye cevap verince elimden çatalı alıp tezgaha koydu ve beni kendine döndürdü. Ellerini belimden çekip tezgaha koyduktan sonra üsteme doğru eğildi. Çocukta nasıl bir boy varsa eğilirken kamburu çıktı valla ki ben kısa bir insan da değilim yani.

"Trip mi yiyorum ben?" dediğinde gözlerimi devirip tekrar arkamı dönmeye çalışmıştım ki belimden tutup engel oldu. "İlay yapma yavrum gözlerin öyle kalacak."

Şu an gülmemem gerekiyordu. Gülme İlay başka bir şey düşün kızım , kaslarına bak belki gülmezsin.

Güldüğümü görmemesi için başımı aşağı eğip çaktırmadan kaslarını süzdüm. Maşallah baklava değil fıstık sarma mübarek.

Çenemde ellerini hissederken kafamı kaldırmış göz göze gelmemizi sağlamıştı. "Bak sıkıntı seni öpmüş olmam değil, seni öptüğüm için çok mutluyum çünkü başkasını öpmek istemiyorum. Sıkıntı, ben seni öpmek için şafak sayar gibi gün sayarken aslında seni öpmüş olmam ve  bunu hatırlamamam." hala gözümün içine bakıyordu, hipnoz etmeye çalışıyor beni kesin.

"Hatta şöyle yapalım kanıtlayalım ne kadar mutlu olduğumu , hadi." deyip daha çok üstüme eğilmeye çalıştığımda elimle ağızını kapattım. "Ay Kuzey dur daha dişlerimi bile fırçalamadım."

"Kızım sence dişini fırçalayıp fırçalamaman umurumda olsa gece aynı yatakta yatar mıyım senle?" belimi tutup -sanırım bel seviyor ama anlayamadım- tezgaha oturttu. Umarım yumurta kırdığım yer değildir Kuzey.

"Hem sen niye sürekli ağızımı tutuyorsun. Tamam hoşuma gidiyor falan da bağlama bağlanma fantezin varsa baştan söyle bilelim yani." dedikten sonra ellerini bacaklarıma koyup okşamaya başladı.

Bende geri durmayıp kollarımı boynuna bağlayıp "Benim tek fantezim sensin bebek" dedim. Hiç beklemeyip dudaklarımı boynuna bastırdım. "Senin bir sözün vardı sanki."