Jungkook'tan
Taehyungumun felç olduğunu öğrenmemizin üzerinden tam olarak üç saat geçmişti. Çok kötü bir haldeydik. Taehyung henüz kendi kendine nefes alamıyordu ve üstüne ağlamaya başlayınca solunum cihazı takılı olsa bile nefes alamamaya başlamıştı. Bu yüzden doktorlar hemen bir sakinleştirici yapıp onu uyutmuşlardı. Şimdi ise sakin sakin uyuyordu. Bundan sonra ne yapacaktık nasıl ilerleyecektik hiçbir fikrim yoktu ama ne olursa olsun Taehyungumu bana bağışladığı için Tanrıya minnet dolu şükürlerimi sunmayı asla bırakmıyordum.
İyileştirecektim onu. Doktor zaten bunun geçici bir felç durumu olduğunu ve kalıcı olmadığı için kısa sürede eğer iyi bakılır ve egzersizleri düzenli bir şekilde yaptırılır ise hemencecik iyileşebileceğini söylemişti. Bütün umudum buradaydı işte. Geçici olması çok rahatlatmıştı beni. Fakat yine de çok korkuyordum çünkü koca oğlanım iyileşene kadar bizi zorlu bir süreç bekliyordu. Bu benim tarafımdan hiç sorun değildi. Elbetteki iyileşene kadar ona mükemmel bir şekilde bakacak ve ona yeni doğan bir bebekmiş gibi oldukça güzel ve naif bir şekilde bakacaktım. Fakat sorun ettiğim şey Taehyungumun psikolojisi idi. Çünkü uyandığı anda bunları öğrenmesi , özellikle de yürümeyi çok sevmesi yüzünden , onu çok feci etkilemişti. Bunu gözlerinden bile anlıyordum. Gözlerinde dolaşan o hayal kırıklığı beni paramparça ediyordu. Gözümün önünde yıkılıyordu fakat ben hiçbir şey yapamıyordum. Henüz daha uyuyordu. Yatağın yanında oturmuş sakince güzel yüzünü izliyor , saçlarını okşuyor , ellerini öpüyor ve kokusunu içime çekiyordum. Ne kadar süre daha uyuyacaktı hiçbir fikrim yoktu. Bir an önce uyansın da o çakmak çakmak parlayan gözlerini tekrardan göreyim istiyordum. Onu hemen iyileştireyim gözlerindeki kırıklar parıltılara dönsün istiyordum.
Bir saat sonrası ise ben de dayanamayarak onun dizlerinde uykuya kaldım. Çok yorulmuştum. Neredeyse üç dört gündür doğru düzgün uyumuyordum ve sürekli ağlıyordum. Gözlerim feci haldeydi.
Yavaşça elimin sıkılması ile kendime geldim ve anında uyandım. Taehyung'um uyanıyordu. Yavaşça gözlerini açmaya çalışıyordu. Ağzındaki solunum cihazından fazlasıyla rahatsızlık duyduğu fakat bi o kadar da rahat ettiği çok belliydi. Doktor kendi kendine nefes almaya başlayana kadar fizyoterapiye başlayamayacağımızı ayrıca kaburgasında ufak bi çatlak ve vücudunun her yerinde yaralar olduğu için henüz ayağa kalkamayacağını söylemişti. Bu onun için tehlikeliydi. Ve ben onu asla tehlikeye atacak bir şey yapmazdım. O benim canımdı , nasıl kıyardım?
Onun kaza yaptığını öğrendiğim anda bile dünyam başıma yıkılırken nasıl onun en ufak bir canının yanmasına dayanırdım? Ben onu öyle bir seviyordum ki , tanrı şahit onunla henüz yeni yeni karşılaştığımız zamanlarda bile ona mektuplar yazardım ama hiçbirini vermezdim. Cesaret edemezdim.
Taehyung'um yavaş yavaş gözlerini açtı ve beni görünce mutluluk ile gerindi yerinde. O an unutmuştu tabii. Ama gerindiği an bacaklarını kendine çekemeyince hatırladı neler olduğunu. Güzel sevgilim benim. Ne çok güçlüsün sen. Ne de çok seviyorum seni ben. Her şeyim...
Taehyung'um ağlamaya başladığında kalbim tekrardan sıkışmaya başladı. Korkuyordum. O böyle ağladıkça ona bir şey olacak diye korkudan duramıyordum. Nefes alamıyordu çünkü ve ağlaması durumu kötüleştiriyordu. Bu yüzden ben de en büyük kozlarımdan birini kullandım.
"Ağlama. Ağlama Tae'm. Sen ağlarsan ben de ağlarım. Ağlama ben ağlarım Tae'm. Nolursun yapma böyle sevgilim. Biz beraber yapıcaz tamam mı ? Beraber yenicez bu günleri. Beraber başarıcaz her şeyi ve eski hayatımıza geri döneceğiz. Güven bana sevgilim. Her şey yoluna girecek aşkım. Her şey çok güzel olacak. Her şey..."
Dediklerim onu derinden etkilemişti. Artık gözlerime ağır hisler ile bakıyordu. Sevgisi bana ağır geliyordu. Bazen kendimi çok yetersiz hissediyordum. Ona gereken sevgiyi vermiyormuşum gibi. Çünkü o her an her saniye bana olan aşkını belli ederdi ama ben öyle değildim. Doğru düzgün ona onu sevdiğimi bile söylememiştim. Ya onu kaybetseydim. Düşüncesi bile çok korkunçtu. Tanrıya şükür hala hayattaydı. Onu iyileştirmek de bana kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shot Glass of Tears
FanfictionKim Taehyung ünlü bir şirketin sahibiydi. Hayatında tek varlığı ise biricik sevgilisi Jeon Jungkook'tu ...