ZEVK

74 8 0
                                    

Bu olaya  neden bu kadar büyük bir tepki verdim bilmiyordum. Aslında gayet de normal bir durumdu. Tabiki de Uraz gibi yakışıklı bir adamın sevgilisi olabilirdi. Gecenin üçünde bir adamın evine gitsem eminim ki bu da benim sevgilim olurdu ama bu olayı burada bu şekilde görmek kısa bir süreliğine afallamama neden oldu. Tam o esnada kendimi toparlarken Uraz ile göz göze geldik.
Allah'ım al beni yanına lütfen. Yer yarılsın da yerin içine gireyim Ya Rabbim.
Resmen şuanda onları röntgenliyor duruma düştüm. Allah'ım al canımı.
Kendimi toplarlayarak hemen lavaboya attım. Müzik, ışık ve alkolün de vermiş olduğu etkiyle kendimi tam anlamıyla alev alev hissediyordum.
Ellerime su alarak boynuma ve alnıma falan götürdüm. Çantamın içinden çıkardığım lip glossumu dudaklarıma götürdüm. Tam o sırada tuvaletin kapısı açıldı ve içeri Doğa girdi.
Bu durum beni neden bu kadar üzmüştü bilmiyorum ama saçma bir şekilde kapıdan Uraz'ın gelmesini bekliyordum.
Niye kadınlar tuvaletine gelsin ki. Abartma Alev. Kendine gel kızım.
Doğa'da beni görünce hiç şaşırmadı. Sanki burada olduğumu biliyor gibiydi.
O da aynanın karşısına geçip çantasından çıkardığı ruju dudaklarına götürdü.
"Bu rujlarda çok kalitesiz. Öpüşünce hemen çıkıyor ." Dedi. Bu gerekli bilgi ile beni aydınlattığın için çok teşekkür ederim amına koyayım.
Cevap vermedim. Kendi kendine konuşup susar mıydı acaba?
"Aaa sen o kızsın, sabah karşılaştığım. Öyle değil mi?" Diye sordu.
Adı gibi de biliyordu.
"Evet, tanışamadık galiba ben Alev." Diyerek elimi uzattım. Belli ki kendi kendine konuşarak susmayacaktı.
Rujunu sürüp çantasına attıktan sonra o da aynı şekilde elini uzattı. "Ben de Doğa. Uraz'ın sevgilisiyim." Dediğinde kusmamak için kendimi zor tuttum.
Bir kadın için kendini bir adamın sevgilisi olarak tanıtması ne kadar acınası bir davranıştı haberi var mıydı acaba?
Bunu şuanda beni tehlike olarak görse de bu yaptıkları çok küçük düşürücüydü onun için. Umarım kendini tanırtırken söyleyebileceği bir adamın sevgilisi olmak dışında başka özellikleri de vardır.
"Aaa, evet şu sabah görmek için vakit ayıramadığı." Dedim kendime engel olamayarak.
Kendine öz saygısı olmayan kızlar beni çok sinirlendiriyordu. Halbuki güzel bir kızdı. Birazcık bunun farkına varması gerekiyordu.
Daha fazla bir şey söylemeden tuvaletten çıktım. Şuan arkamdan küfür ediyor olabilir. 

Tuvaletten çıktıktan sonra direkt Sinem'in yanına gidiyordum. Tam o sırada birisi kolumdan beni çekerek tuvaletin yanındaki boşluğa doğru çekti.
"Napıyorsun be salak." Dedim karşımdaki kişinin Mert olduğunu görünce.
"Tuvalete gittiğini söyleyince daha sakin bir yerde konuşmak istediğini zannettim."
Of şu erkekler ve kadınların her söylediğinden farklı anlamlar çıkarma özellikleri.
"Bir şey isteseydim eğer bunu direkt söylerdim. Böyle saçma bir şeyi de nereden çıkardın." Diye konuştum. Şuan bulunduğumuz ortam daha sessiz olduğu için sesimi yükselttiğimi ve sinirlendiğimi anlamış olmaydı.
Yine arsız gibi geri çekilmek yerine belimden tutarak beni kendine daha çok çekmişti.
"Peki ben senin söylemeni beklemesem? " dedi suratına bir gülümseme takarak.
Muhtemelen kızları bu gülüşüyle tavlıyordu. Bende de işe yarayacağını düşünmüş olmalıydı bu sebepten.
Ahh erkekler ve onların bu hiç eskimeyen eski numaraları.
Bir anlık boşluğundan bileğinden tutarak ters çevirdim ve duvara yasladım.
"Bir daha bir kadın senden bir şey istemediği sürece kendi kafanızdan bir şeyler üretmemesi öğreneceksiniz. Şimdi vücudunda bazı organların yeri değişmeden siktir olup gidiyorsun buradan." Dedim.
Arkasına bile bakmadan topuklarını vura vura kaçtı.
İki eğlenelim diye geldiğimiz geceden katil olup çıkacağız ya. Bendeki şansın da içine tüküreyim.
Neyseki böyle salaklar yüzünden aldığım dövüş derslerinin işe yaramış olduğunu görüyorum.
Mert gittikten sonra üstüme başıma bakıp tam eğlence kısmına geçeceğim sırada bir alkış sesi duydum ve sesin geldiği tarafa çevirdim başımı.
Bugün onlarca defa o olduğunu ummuştum ama şuan da karşımda görmeyi en son umduğum insan Uraz'dı.
Mavi gözleri nasıl oluyordu da böyle ortamlarda bile kendini belli ediyordu anlayamıyordum. Benim gözlerimin renginin belli olmadığına eminim.
Yüzünde o her zamanki kendine has sırıtışı ile bana bakıyordu.
"Ne o film mi çekiyoruz Kandemir. Geçmiş karşıma izliyorsun."
"Film olsa bu kadar zevk alamazdım." Dedi yavaş yavaş adımlarla yanıma doğru gelirken.
"Zevk alacak başka şeyler bulabileceğine eminim." Dedim bende dakikalar önce ki öpüşmeye gönderme yaparak.
"Cıkss." Dedi kaşlarını kaldırarak. "Yapabileceğim hiçbir şey az önce izlediklerim kadar zevk veremezdi bana." Dedi gözlerini gözlerimden ayırmadan yaklaşmaya devam ederken.
"Yeterince zevk verenini bulamadığındandır belki de." Dedim zevkle gülerken.
Böyle bir laf beklemediği için gözleri saniyelik bir şaşkınlıkla büyüdü ancak hemen toparladı.
"Beraber bulabiliriz belki daha çok zevk verecek o şeyleri." Dediğinde aramızdaki boşluğu kapatmıştı.
"Az önce o zevkle izlediklerinin aynısını senle de yaşabiliriz." Dedim gülümsemem daha da genişlerken.
"Daha yaratıcı olabilirsin bence. Hem bana gücünün yeteceğini düşündüren şey nedir?"
O kadar yaklaşmıştı ki artık aramızda adım atacak mesafe kalmadı.
Kollarımı kaldırdım ve kol kaslarımı ona gösterdim.
Bu sefer duyabileceğim şekilde sesli güldü ve kollarımın ikisini de elleriyle tutarak havaya kaldırdı. Vücudu vücuduma yaslı bir şekilde duruyordu. Nefesini hissedebileceğim kadar yakınıma gelmişti.
Resmen benimle oynuyordu ve bundan zevk alıyordu.
Daha yarım saat önce başka bir öptüğünü unutacak kadar aklımı yitirmemiştim neyseki.
Ve Uraz Kandemir şunu bilmiyordu ben daha önce tanıştığı kızların hiçbirine benzemiyordum. Bunu öğrenecekti ama biraz acılı bir yolla.
Yüzümdeki gülümseme bir an olsun silinmezken bacağımı hızlı bir şekilde kaldırdım ve Uraz'ın kasığına sert bir tekme attım.

Hellllööööö
Olayların daha o kadar başındayız ki ilerleyen bölümlerde olacakları düşündükçe heyecanlanıyorum. Şimdiden okuyan herkese teşekkür ederim 🙏🏻

BÜYÜK GÜNAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin