Başımda kocam bir sızı ile kendime gelmeye başlıyordum. Sandalye olduğunu düşündüğüm bir şeyin üzerinde ellerim ve ayaklarım bağlı bir şekilde oturuyordum.
Sikeyim nasıl bir şeyin içine bulaşmıştım böyle. Çok rahatsız bir pozisyondu bu. Gözlerim de onları kapatacak bir şey yoktu bu yüzden gözlerimi açmadan önce etraftan gelen ses var mı yok mu diye kulak kabarttım. Birbirine benzeyen iki üç farklı ses geliyordum. Kendime geldiğimi belli etmeden bir şeyler öğrenmeye çalıştım.
"Kesin eteri çok fazla amına koyayım ya. Öldüreceksin kızı, hala kendine gelmedi baksana." Dedi içlerinden birisi.
"Çok biliyorsan sen yapsaydın amına koyayım, söylemesi kolay." Dedi ona çok benzeyen ses.
"Uraz uyanır uyanmaz bana haber verin dedi. 3 saat oldu hala kendine gelemedi. Gelir birazdan yine."
"Ben bu kızın bir şey bildiğini sanmıyorum, baksana kendi halinde saf salak bir şeye benziyor."
Saf salak senin anandır diye geçirdim içimden. Ne bildiğimi düşünüyorlarsa bilmediğime emindim ama saf salak bir şey olduğumu düşünmeleri sinir bozucuydu. Fazlasıyla.
"Uraz kafayı takmış abi kıza. Bir şeyler biliyor diyip duruyor. Kendi konuşsun emin olsun."
"Boru değil tabi bu milyon dolarlık mücevherler çalındı. Kimse de bilmiyordu o gece yapılacak olan takası."
Havadaki tozlar burnuma doğru geldikçe daha fazla dayanamayarak hapşırmak zorunda kaldım.
"Ooo uyuyan güzel sonunda uyanabildi." Dediği zaman senin geldiği tarafa doğru baktım.
"Uyuyan güzel senin anandır." Dedim kendimi tutamayarak. Hayır kendilerini ne sanıyorlardı anlamadım. Ellerim bağlı diye onlara boyun mu eğecektim. Öyle sanıyorlarsa avuçlarını yalasalar iyi olurdu.
"Ooooo uyuyan güzel vurdu gol oldu." Dedi diğeri, bir yandan da sırıtırken. Kafamı çevirip ona baktığım zaman seslerinin neden bu kadar benzediğini anladım. İkizlerdi. Muhteşemen tek yumurtaydı çünkü birbirlerinin tıpatıp aynılarıydı.
"Hadi fazla oyalanma Güney. Uraz'ı çağırda gel." Dedi söylediğim laf ile çok da mutlu olmadığını belli ederek.
İşte aynen böyle laflarınızı tartarak söyleceksiniz.
İsminin Güney olduğunu öğrendiğim ikiz hızlıca odadan çıktı. İsmini bilmediğim diğer ikiz ise onlar gelene kadar tek laf etmedi .
Ağlayacaksan oynamayalım ama.
Çok sürmeden kapı açıldı ve yine üzerinde jilet gibi simsiyah takım elbisesi ile Uraz Kandemir girdi. Odadan içeri girer girmez mavileri benim yeşillerim ile buluştu.
"Siz dışarda bekleyin." Dedi Güney ve ikizine. Onlar da ikiletmeden hemen dışarı çıktılar. Acaba ikizinin adı da Kuzey miydi? Öyle olsa ne kadar uyumlu olurdu diye düşünmeden edemedim.
"Yine mi sen amına koyayım ya." Dedim bir an boşluğuma denk gelerek. Böyle bir tepki beklemeyen Uraz sözlerimi duyunca kısa süreli bir afalladı.
"Sana konuşmamızın bitmediğini söylemiştim. Ben bitti diyene kadar bitmez güzelim." Dedi hemen kendini toparlayarak.
"Ne bu böyle asarım keserim havaları. Mafya mısınız siz?"
"Evet." Dedi sırıtarak. Böyle bir cevap beklemiyordum.
"Kol ve ayak bağlama da bu yüzden heralde. Bu kadar mı korktunuz benden." Dedim yüzümde alaylı bir gülümsemeyle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK GÜNAH
Fiksi UmumDışardaki buz gibi soğuk iliklerine işlerken karın üzerindeki az önce yaşanan olayı haykıran kan damlalarına baktı. Bu saatten sonra geri dönüşü yoktu, bu saatten sonra onun için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Az önce burada yaşananlar, şahit o...