two option is not enough

185 36 38
                                    

" Nereye böyle? " eve ne zaman geldiğini bile bilmediği beden her zamanki gibi elinde bir yiyecekle beraber salonun koltuğunda oturuyor, diğeri tabir etmek gerekirse süslenmiş bir şekilde odasından çıkmadan önce klasik çizgi filmlerinden birini izliyordu.

" Sen ne ara geldin? " Taehyung diğerinin koltuğa dağılmış ve üstündeki ceketi öylece yera atmış olmasıyla yüzünü buruşturmuş, diğeri masanın üstünde duran Seokjin'in en sevdiği jelibonlardan bir tane daha ağzına atmış ve kınarcasına başını iki yana sallamıştı.

" Kim Taehyung, benim eve geldiğimi nasıl fark etmedin? Yaşlanıyor musun yoksa kafan başka yerlerde mi? " Taehyung diğerinin sorusuyla beraber göz devirmiş, koridordaki aynadan saçını düzeltip üzerini kontrol etmişti.

" Kafam nerede olacak ki? Bir sürü koruma olduğu için pek umursamıyorum. Ayrıca biri gelse bile muhtemelen o beni öldüremeden onu fark ederim. " ayakkabısını giymek için aynalı dolabı açmış, Seungcheol uzandığı koltukta oturur bir pozisyona girip ağzına bir parça daha jelibon attıktan sonra sırıtarak konuşmuştu.

" Aklının nerede olduğunu çok iyi biliyorum ama doğruları söylersem beni öldürürsün, o yüzden sen fark edene kadar sessizim. " Taehyung kaşlarını çatarak diğerine dönmüş, parfüm sıkmadığını hatırlayınca bir yandan odasına dönerken bir yandan konuşmuştu.

" Bu cümleyi kurmaya başladığın andan itibaren seni öldürmem için bir sebep daha yarattın. Çok uzatma da neredeymiş kafam söyle bakayım? " Seungcheol elindeki parfümü dikkatli bir şekilde üstüne sıkan bedene çekinir bir bakış atmış, emin olamasa da Taehyung cevap almadan gitmeyeceği için dürüst olmuştu.

" Farkında mısın bilmiyorum ama Seokjin ile buluşacağın için yaklaşık bir saattir hazırlanıyorsun. " Taehyung diğerinin cümlesiyle kaşlarını çatmış, elindeki parfümü umursamazca aynalı dolaba koyup diğerine dönmüştü.

" Ne alakası var, dışarı çıkacağım için hazırlanıyorum? " Cheol diğerine inanmadığını belli eder bir şekilde göz devirmiş, Taehyung tek kaşını diğerini sorgularcasına kaldırmıştı.

" Tamam, tabii sen haklısın. " Taehyung diğerinin önüne dönmesiyle beraber ortamın gerildiğinin bilincinde gülmüş, başını iki yana sallayıp konuşmuştu.

" O avukat benim için bir piyondan başkası değil, onu kullandıktan sonra öylece öldüreceğimi sen de biliyorsun. Şimdilik o çenesine ve prenses tavırlarına katlanmak zorundayım. Hem belki ilgisini kendime çevirebilirsem kullanması daha kolay olur, anlarsın ya... " Cheol diğerinin cümleleri ile Seokjin'e üzüldüğünü hissetmiş, iç çekip başını eğmişti.

En başından beri plan buydu. Avukatı kendi taraflarına çekip kullandıktan sonra öldüreceklerdi evet ama şimdi neden bu kadar rahatsız hissediyordu? Diğeriyle birlikte onca yemek yedikten ve ara sıra sohbet edip gülüştükten sonra hiçbir şey olmamış gibi davranamıyordu. Davransa insanlığından şüphe ederdi. 

Taehyung'un bu konuda bu kadar rahat olması onu şaşırtmamıştı. Diğeri bir canavardan başkası değildi. Kimseye acımıyordu ki bunu 18 yaşından beri yanında olan Cheol çok iyi biliyordu. Sırf Cheol ona itaat etsin diye gözlerinin önünde Cheol'ün iki arkadaşının birbirini öldürürcesine dövmesini izletmiş, aptal insanları nasıl yönettiğini acı bir yolla göstermişti.

O gün arkadaşlarından biri bilinçsiz bir şekilde yakılmak üzere hapishaneden çıkartılmış, diğeri ise belki de hayatının sonuna kadar sakat kalacak bir biçimde en yakın arkadaşını öldürmenin ağırlığıyla yeniden yargılanmak üzere götürülmüştü.

Bunlar yalnızca Cheol gülerek Taehyung'u reddettiği için olmuştu. Kendisinden 5 yaş küçük olan bu adama yalnızca gülmüş, bir çocuktan emir almayacağını söylemişti. Bir gün sonra iki en yakın arkadaşının öldüresiye büyük bir öfkeyle kavga etmesini beklemiyordu. 

cerebrum jailed |taejinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin