BÖLÜM 6

2 1 0
                                    

Bi kaç gün sonra artık çalışıyordum yokluğuna. Tabiki Robin aklımdan çıkmıyordu. Ağır gelen şeyler vardı. Bi vedayı bana çok görmesi gibi. Belkide anlatırsa ona engel olacağımı düşünüyordu. Açık konuşmak gerekirse Jessica için engel olmaya çalışırdım. Ama her ne olursa olsun onun arkasında duracağımı bilmeliydi. En azından bu kadar tanıyordu beni. Üzüntüm günden güne hafiflese de ona olan kızgınlığımı yenemiyordum. En azından bi mektupta bana yazabilirdi. Ardından üzüleceğimi tahmin ediyor olması gerekirdi. Chris bana destek oluyordu bunu inkar edemem ama yine de içimde boşluk hissi vardı. Romanıma odaklanıyordum. Üzüntümü azaltmasa da kafamı dağıtmaya yetiyordu. Tekrar romanımın başına geçtim. Gerçi sığınabilecek başka birşeyim de yoktu. Bi süre yazdıktan sonra ara verdim. Sigaramı yaktım. Dumanı ciğerlerimde hissediyordum. Zil çaldı. Kimin geldiğini bilmiyordum. Ama kimin gelmediğinden emindim. Yavaş adımlarla kapıya yöneldim. Gelen Chris'ti. Mahçup gözlerle bana bakıyordu.
+Jeff üzgünüm. Rahatsız etmek istemezdim. Kirayı ödeyemediğim için evden çıkarıldım. Bi süre sende kalabilir miyim?
Şaşkındım. Beklemiyordum. Aslında benim içinde iyi bi durumdu. Yanlız kaldıkça Robin'in yokluğunu daha çok hissediyordum. Alışmıştım yıllarca birisiyle yaşamaya. Yalnızlık korkutuyordu beni. Onu içeri davet ettim. Yapmak istemiyordum ama alışmak için zorundaydım. Buruk bi ifadeyle söze başladım.
+ Chris biliyorsun. Robin
Yutkundum. Üzgündüm ama alışmak için yapmak zorundaydım. Derin Bi nefes alıp devam ettim.
+ Robin gitti. İstersen onun odasına geçebilirsin.
Chris şaşkın bi şekilde bana baktı.
-Emin misin? Bunu yapmak zorunda değilsin. Seni rahatsız etmek istemiyorum. Koltukta da yatabilirim. Sadece dışarda kaldım ve aklıma gidebilecek başka bir yer gelmedi. Gerçekten koltukta da rahat ede..
Sözünü kestim.
+Crish lütfen. Oda kurulu. Robin bi veda bile etmeden giden birisi. Yasını tutmaya gerek yok. Lütfen orada kal. Hem yanlız kalmamış olacağım. Bana da iyi gelecek. Bilirsin hayat devam ediyor. Alışmamız gerek.
Chris kafasını önüne eğerek Robin'in odasına eşyalarını götürmeye başladı. Onun odasını başkasına verdiğime üzülüyordum. Ama bi şekilde onu atlatmam gerekiyordu. Düşüncelerden sıyrılıp Chris'e seslendim.
+Hey Chris. Lois Cinny Gaspub' da mıydı? Bi fikrin var mı?
Yanıma geldi. Tuhaf bakışlarla beni süzdü.
- Hadi ama. Hâla ondan hoşlanıyor olamazsın değil mi?
Gözlerimi kaçırdım. Bu konuyu konuşmak için kendimi hazır hissetmiyordum. Utanmıştım. Gülüş sesini duyduğumda kafamı kaldırıp ona baktım. Dalga geçer bi ses tonuyla
- Evett Jeff hâla Lois'ten hoşlanıyor.
Diye bağırdı. Daha çok utanmaya başlamıştım. Ani bi hamleyle koltuğun minderini fırlattım. İkimizde gülmeye başladık. Uzatarak devam etti.
-Loisten hoşlanan birisi varsa bu anonsu dikkatle dinlesin. Lois şuan tek başına Cinny Gaspub' da arka masada kahve içiyorr hızlı olan yetişir ve eşlik ederrr.
Bunu duyduğum gibi yerimden fırladım. Ayna karşısında saçlarımı taramaya başladım. Chris beni neşelendirmeye çalışıyordu o iyi biriydi ama benim buna uygulanacak kadar vaktim yoktu. Hızlıca hazırlanıp çıktım. Cinny Gaspub'a geldiğimde içeri girmeden Lois'i görmüştüm. Derin Bi nefes alıp içeri geçtim. Onun için gittiğimi belli etmemeye çalışıyordum.
+ Aa Lois. Bu ne hoş bi tesadüf.
Dedim. Devamını getiremiyordum. Bi bahane bulmam gerekiyordu. Hadi ama böyle zamanlarda beynim donuyor gibiydi. Lois yaklaştı. Mükemmel kokusu ondan bi adım önde geliyordu. Tanrım bu kadın hangi parfümü kullanıyor acaba. Nası bi kadar güzel kokabilir. Lois tebessüm ederek konuşmaya başladı.
-hoşgeldin jeff. Seni görmeyi beklemiyordum.
Bi açıklama yapmam gerekiyordu. Ortama hızlıca göz attım bi bahane bulmam gerekiyordu. Lanet olsun aklıma hiç bişey gelmiyor derken müşterinin elindeki elma şarabı dikkatimi çekti.
+ Elma Şarabı.
Elma şarabı dedim ve kaldım. Bu kadar aptal olamazdım. Devam edemedim. Lois gülümsedi
- evet Jeff. Ne olmuş elma şarabına.
+Markette kalmamış. O sırada aklıma burası geldi. Belki elma şarabı vardır?
Ah çok kötü bi bahaneydi biliyorum. Ama aklıma hiç bişey gelmiyordu. Lois gülüyordu. Ondan hoşlandığımı anlamıştı her halinden belliydi. Rezil olmuştum. Bir daha buraya gelemeyecektim. Onu son görüşümdü.
Belki onunla bir ihtimalim olabildi tabi bu kadar saçma... Düşüncelerimi bölen Lois'i neşeli sesiydi.
-Jeff. Altın küpe adlı tablom sergilemeye hak kazandı. Belki birer elma şarabı içerek bunu kutlayabiliriz ne dersin?
Aman Tanrım bu kadın ciddi miydi? O ve ben beraber şarap içecektik. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Benim için süpriz olmuştu. Belki de artık sevgili olmamızın ihtimali bile olabilirdi. Bişey diyemiyordum. Dilim tutulmuş gibiydi. Sadece onaylar anlamda başımı sallamıştım. O kadar özgüvenli diktatör bi kadının karşısında tek kelime edemeyen aptal bi adam. Uzaktan ne düşünüldüğünü açıkca tahmin edebiliyordum. Yine de bu mutluluğumu bozamazdı.
Şarap eşliğinde sohbet ediyorduk. Onun hakkında bilgi edinmek için güzel bi fırsattı. Ama konuya nasıl gireceğimi bilmiyordum. Dayanamadım.
+ Lois neden hayatına birini alamayacağını söyledin. Bi sebebi var mıydı?
Lois duraksadı. Böyle bi soru beklemediği belliydi. Bi anda sormamam gerekirdi. Durumu düzeltmek için tekrar konuşmaya başladım.
+ özür dilerim sormamam gerekiyordu.
Tepki vermeden aynı şekilde duruyordu. Sanırım buluşmanın sonuydu. Elimdeki tek şansı da kaçırmıştım. Lois şaraptan bir yudum daha aldı ve konuşmaya başladı.
- Farklı bi yaşantım garip kurallarım var. Birisinin buna ayak uydurabileceğini düşünmüyorum. Ama eğer öyle birisini bulursam hayatıma alacağım ilişkiye tamamen kapalı değilim. Benimde duygularım var.
Diyerek gülümsedi. Bu olumlu bişeydi. Yada ben mutluluktan herşeyi öyle anlamaya çalışıyordum Bilemiyorum. Çok güzel bi sohbetin ardından eve geçmiştim. Şarabın ve Lois'in, en çok Lois'in etkisiyle aşırı rahat ve mutluydum. Yatağa uzanmış tüm buluşmayı gözden geçiriyordum ki evimin olmazsa olmaz özelliği zil. Chris' te evdeydi. Kim gelmiş olabilirdi ki? Kapıyı açtığımda Jessica karşımda öylece duruyordu.
- Jeff. Yanlız kalmak istemedim. Biliyorsun pek arkadaşım da yok. İçeri girebilir miyim?
Hiç bişey diyemedim. Geç anlamında içeriyi gösterdim. Hemen geleceğimi söyleyip Chris'in odasına gittim.
+Chris içeri girebilir miyim?
- Tabiki Jeff. Bi sorun mu var?
+ Ah hayır. Sadece Jessica geldi. Yanlız kalmak istememiş. Ama şuan onunla konuşacak kadar iyi değilim. Şarabın etkisi. Bu günlük onunla sen ilgilensen. Seninle sohbet etmeyi de seviyor.
Chris gülümseyerek yanıtladı.
- Dostum senin bünyen biraz hassas bi dahakine az iç olur mu?
Bu çocuk her zaman dalga geçecek bişeyler bulabiliyordu. Pozitif bi insan.
- Jessica'yı düşünme. Sen dinlen ve kendine gel. Lois'e de söyle bi dahakine daha hafif bi içki versin.
Yapmamalıydım ama kendime hakim olamıyorum. Yastıkla kafasına tekrar vurdum gülerek salona gitti. Chris tam bi çocuk gibi. Yatağında dinlenmek çok mantıklı Bi fikirdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 24, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÇATI KATIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin