Kral Broham hızlı adımlarla merdivenlerden indi. Balkondan Korcha'ya doğru baktı; çok sinirlendiğini gördü: "Sakın onlara inanmayın! Lanet olasıcalar daha gencecik bir çocuğu kaçırıyor, evimize kadar gelip bizi soyuyorlar! Altın ve toprak şehveti onları kör etmiş. Bize kan ve alevden başka bir şey getirmeyecekler!" diye sitem etti Korcha. Şehirliler çok şaşırmıştı.
"Kanmayın bu bunağa. İhtiyarlıktan şuurunu kaybedip delirmiş!" dedi Kral, sinirlice. Sonra da Emekli General geldi; "Şehrimizi, huzurunu bozan kişilerden arındıralım." diye ekledi Broham'ın sözüne.
Ardından Korcha'nın kardeşi askerlerin karşısına çıkıp; "Onu istiyorsanız önce beni geçeceksiniz!" dedi kızgınca. Kervan grubundan on küsur kişi askerlerin karşısına dikildi. Erbaş, Kral Broham'a baktı. Kral Broham kafasını salladı. (Şiddet kullanma yetkisini verdi.) Muhafızlar ezici silahlarını çıkarttı ve otuz kişilik kervan grubundan bazıları kaçmış, bazıları askerlerin karşısında durmuş, bazıları da şehrin diğer bölümlerinde geziniyordu. Emekli General, şehirlilere olay bölgesinden uzaklaşmalarını söyledi. Muhafızlar saldırıya geçti. Teker teker köylüleri indiriyorlardı. Derken Korcha ve kardeşi karşı koymaya çalışıyordu fakat fazla uzun sürmedi. Bir köylü çantasından kasap bıçağı çıkardı ve bir askerin karnına sapladı. Bir diğer asker buna sinirlendi ve topuzunu, bıçaklı köylünün yüzüne savurdu. Köylü kanlar içinde yere yığıldı. Kervandan iki kişi ölmüş, diğerleri yaralıydı. Kral Gyfran sesleri duyunca odadan ayrılıp meydana geldi. "Burada neler oluyor, Broham! Sen buna önemli değil mi diyorsun? İnsanlar katledilmiş." dedi Kral Gyfran, eliyle Hurdain'lileri gösterirken.
"Sadece küçük bir karışıklık kralım." dedi Emekli General. Ortalığı yatıştırmaya çalışır bir havası vardı.
"Baban böyle olmasını istemezdi Broham." diye devam etti Kral Gyfran. Şaşırmış bir şekilde Kral Broham'ın gözlerinin derinliklerine bakıyordu.
"Neden öyle bakıyorsun?" diye sordu Kral Broham. Gyfran iyice ciddileşti ve şunları söyledi: "Çünkü bazı şeylerin farkına vardım."
Broham, Gyfran'ın ne demek istediğini anladı; "Bana o gözlerle bakma! Ben yapmadım. Bunu sen de biliyorsun." dedi.
"Onu suçlamaya hakkın yok Kral Gyfran." diye karşı çıktı Emekli General.
"Hakkım yok mu! Sen her zaman kötü biriydin Broham. Bu masumları öldüren biri, köyleri de soyar. Hatta babasını da katleder." dedi Kral Gyfran.
"Bunları kibri ve açgözlülüğü yüzünden bir çocuğu öldüren ve savunmasız bir adama geceleyin saldırı düzenleyen kişi mi söylüyor? Bana soracak olursan bu işte senin parmağın var. Sana olan saygımdan seni suçlamayı düşünmüyordum lakin fazla ileri gittin." dedi Kral Broham ve bunları söylerken gözlerini, Gyfran'ın gözlerinden hiç kaçırmadı. Gyfran bu sözler üzerine bir süre sessiz kaldı.
"Kral Broham'ın bunu yaptığının bir kanıtı yok. Brohk'un vücudunda zehir izleri vardı ve de bu suikast, o kıyafeti Brohk'a hediye ettiğin gün yaşandı." diyerek mukabele ediyordu Emekli General.
"Ne saçmalıyorsun! Kıyafette zehir yoktu. Onu zehirleyen kişi, oğlu Broham." dedi Kral Gyfran sinirli ve kasvetli bir şekilde.
"O zaman zehir vücudun dışında değil, içinde olurdu. Lakin öyle değil. Kıyafetten gelen bir zehir." diye karşılık verdi Emekli General.
"Yalancı." dedi Kral Gyfran, boğuk bir sesle.
"Gel ve kendi gözlerinle gör." dedi Kral Broham. Yukarı çıktılar ve odaya girdiler. Kral Brohk'un üzerinde Kral Gyfran'ın hediye ettiği kıyafet vardı. Kıyafeti çıkardıklarında Brohk'un vücudundaki zehrimsi yaraları gördüler. "Bunu bir sır olarak saklayacaktım ama sen zor olanı seçtin Gyfran." dedi Kral Broham, ciddi bir tutumla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutsalkan: Devrim'in Uyanışı
Fantasy..."Hayır!" diye bağırdı Lord Kahor. Ardından baltasını çıkardı ve bir şifacının yüzüne savurdu, sonra bir diğer şifacının yüzüne daha. Teker teker şifacıları ve Baş Şifacı'yı öldürdü. Sonra baltasını oğluna vurmak üzere kaldırdı ve Nelia, kardeşini...