Kral Broham gördüğü kâbus illetiyle gecenin köründe aniden uyandı. Kâbusunda ölmüş babasıyla ilgili kasvetli ve korkutucu şeyler gördü; içine bir şüphe düştü. Ardından bir askerine Emekli General'i odasına çağırmasını emretti. Emekli General kralın odasına vardığında Broham ondan babasının cesedini kontrol etmesini istedi. Emekli General aşağıya indi, Yüce Mezarlığa gitti. Bu mezarlıkta krallar ve kraliçeler, prens ve prensesler, krallığa büyük katkıları olan soylular ve askerler ayrıca kral tarafından seçilen mühim bireylerin ölü bedenleri bulunurdu. General, mezardaki bekçilere Kral Broham'dan bir belge getirdi ve Brohk'un mezarının kazılmasını söyledi. O sırada yağmur serpiştirmeye başladı. Bekçiler Brohk'un cesedini çıkardı. Emekli General naaşın kefenini çıkardıktan sonra meşaleyi cesede doğru tuttu. Cesette herhangi bir sorun gözükmüyordu. Emekli General bekçilere mezarı kapatmalarını söyledikten sonra yukarı çıktı ve pencereden aşağıya baktı. Ceset gömüldükten sonra bir grup askerine bekçilerin öldürülmesini buyurdu. Çünkü bu olayı, başkalarının bilmesini istemiyordu. Ardından Kral'ın odasına geldi. Kral Broham'a bir sorunun olmadığını söyledi. Kral Broham, "Kuşlar düştü mü?" diye sordu.
"Evet, pişirilmeye hazırlar." diye cevapladı Emekli General. Kral Broham ve Emekli General, casusların onları dinleme ihtimaline karşı mühim ve kısa konuları bazen şifreli bir şekilde konuşurlardı. (Kral Broham, burada <<Bilenler öldü mü?>> demek istedi.) Ardından Kral Broham kendine ve General'e şarap doldurdu. General, şarabından bir yudum aldı, biraz düşündü ve Kral'a döndü:
-Geçen salı konuşmamız yarım kalmıştı, kralım. (dedi General, soğukkanlı bir edayla.)
-Yani halen anlatmamı istiyorsun. (Ardından babası Brohk'u nasıl zehirlediğini anlatmaya başladı.)
-Pekâlâ. Kâhyalar üzerinde uzun uzun gözlemler yaptım. Bu gözlemler çok üzün sürdü; Hayatım bunun üzerine geçti diyebiliriz. Biliyorsun ki büyük amcam da zehirden ölmüştü. Babam bunu görünce önlemler aldı. Kâhya sayısını üçe çıkarttı, birisi yedekti. Ve bu kâhyalar, en az on yıl boyunca Kral'ın hizmetkârı olmuş şahıslar arasından seçilirdi, yani bunlar güveneceği kişilerdi. Kâhyalardan birinin sinirli bir yapısı vardı. Ayrıca evliydi ama kısırdı. Dili iyi dönen yakışıklı bir adam buldum. O adama para teklifi karşılığında kâhyanın karısını ayartmasını söyledim. Adam bu işi başardı ve ceketini, kâhyanın evindeki yatak odasında bir dolabın üzerine gizlice koydu. Gitmeden önce kadını bayıltıp kolyesini aldı. Ayrıca ona lombozu açık bırakmasını özellikle söylemiştim. Hudy'i hatırlıyorsun değil mi?
-Şu turuncu saçlı yılışık çocuk değil mi?
-Evet, o. Ona kâhyanın evinin giriş kapısındaki dolaba bir tane bıçak koymasını söyledim. Ayrıca bıçaklanmayı görünce muhafızların dikkatini oraya çekmesini söyledim. Kâhya eve geldikten ve ceketi gördükten bir süre sonra karısıyla tartışmaya başladı. Adam tekrar eve geldi. Laubali bir şekilde kahyayla dalga geçti ve kadından aldığı kolyeyi ona verdi. Kâhya kolyeyi görünce iyice delirdi. . Yanı başındaki bıçağı aldı ve adamın karnına art arda sapladı. Bunu gören muhafızlar adamı yakaladı ve adam görevinden alındı.
-Demek ki bıçağı adam evden ayrıldıktan sonra yerleştirdiğine göre adamın öleceğinden haberi yoktu. Hudy işe yaramışa benziyor.
-Diğer kâhyanın karısı her üç ayda bir kardeşini görmeye, çocuklarıyla birlikte giderdi. Bu iş hepsinden kolay oldu. Yolda bir saldırı düzenledim ve kâhyanın karısı ve çocuklarını yaralattım. Daha sonra Zandor'a gelen habercilerle adam soluğu karısının ve çocuklarının yanında aldı.
-Ve en önemlisine geldik: Pobb, Brohk'un çocukluk arkadaşı. Ondan birkaç yaş büyüktü, ona abilik ederdi. Babam da onu çok bir sarayda yaşatıyordu ve Pobb soylular gibi bakılıyordu ama o kâhyalık işine çok bağlıydı. (Şarabından bir yudum aldıktan sonra devam etti.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutsalkan: Devrim'in Uyanışı
Fantasy..."Hayır!" diye bağırdı Lord Kahor. Ardından baltasını çıkardı ve bir şifacının yüzüne savurdu, sonra bir diğer şifacının yüzüne daha. Teker teker şifacıları ve Baş Şifacı'yı öldürdü. Sonra baltasını oğluna vurmak üzere kaldırdı ve Nelia, kardeşini...