Targon Şehri'nde, Kral Broham tahtında oturuyordu ve bir askerine Emekli General'i çağırmasını istedi. Emekli General, Kral'ın odasına geldi. "Evet, efendim." diye içeriye girdi. Broham'ın yorgun bir hali vardı. Omuzları tozluydu. Ayrıca toprak kokuyordu.
"Sana ne oldu böyle?" diye sordu General.
"Ah," dedi Broham. "bugün madencilere uğradım. Mahzeni genişletiyorlardı. Halkla iletişimde olmak bir kral için önemli. Sanırım beni şu sıralar pek sevmiyorlar. Umarım yakında severler. Şarap ister misin?"
General başını eğdi. Kral, ona kadehi verdikten sonra birden seksek oynamaya başladı. General gülmemek için kendini tuttu. "Sayıları neden yazmadın?" diye sordu.
"Hepsi aklımda." diye yanıtladı Broham. Yaptığı ayak hareketleri çocuklarınkine benzemiyordu. Sayılarda da bir farklılık vardı. Sayılar da dokuza kadar gitmiyordu. Üçe kadardı ve sürekli değişen bir sırası vardı. Hareket ederken her adımına karşılık içinden bir sayı söylüyordu. "İki, üç, üç, bir, üç, iki, bir..." Bir dakika boyunca saymaya devam etti.
"Tarihin gördüğü en farklı kral olmaya adaysın, biliyorsun değil mi?" dedi General, bir yandan şarabını içiyor bir yandan da sırıtıyordu.
"Sadece oyun oynamayı seven biriyim. Diğer kralların böyle olmaması benim suçum değil." dedi Broham. Ciddileşti. "İşinde çok iyisin. Ama bana daha fazlası gerekiyor. Başka neler yapabiliriz?" diye sordu.
"Rduan Köyü'ne bağlı demir madenleri var, efendim. Yeni demirci bilgilerini diğerlerine aktarmaya başladı. Orayı almak için çok uygun bir zaman. Bize çok fazla yararı olur." diye cevapladı Emekli General.
Broham şaşırdı. Biraz düşündükten sonra; "Sana güvenirim General. Beni yarı yolda bırakmazsın." dedi, gülümseyerek. "Şimdi git dinlen. Şafakta askerler yola çıksın."
Zandor Şehri'nin Ordu Komutanı Fairs ve askerleri Rduan Köyü'ne vardı. Emekli General, zor durumda kalmadığı sürece öldürmemesi ve belge ile çalışması için Fairs'i uyarmıştı çünkü Zandor Krallığı, Katil Krallık olarak tanınmaya başlamıştı. Komutan Fairs köyün şefini madenleri vermesi için ikna etmeye çalışıyordu lakin Köy Şefi Tecar kabul etmedi ve olaylar kendini hengâmeye bıraktı. Komutan Fairs, köy halkına, eğer madenleri vermezlerse saldıracağını söyledi. O madenler, atalarından Tecar'a kalmıştı. Köy Şefi Tecar onura önem veren, soyuna bağlı birisiydi. Tecar'a madeni vermesi için köy halkı ısrar etti. Köy Şefi Tecar sonunda kabul etti ancak Komutan Fairs ile adil bir düello istedi. Komutan Fairs egoist bir şekilde gülümsedi ve kabul etti. Tecar, Rduan Madenlerinin, Zandor'a ait olduğuna dair bir belge imzaladı.
İkisi de kılıcını kınından çekti. Tecar çok öfkeliydi; kendini kaybetmişti. Bağırarak Fairs'in üzerine koştu ve kılıcını savurdu. Fairs sıyrıldı ve kılıcıyla Tecar'ın karnını kesti. Tecar buna aldırış etmeden devam etti. Bir süre dövüştüler; Fairs zafere yakındı. Tecar yere çöktü. "Karşı çıkarsanız sonunuz böyle olur." dedi Fairs ve gülümseyerek kılıcını yukarı kaldırdı derken Tecar bağırarak kılıcını Fairs'e sapladı. İkisi de yere yığıldı. Komutanın yardımcısı hemen Fairs'in yanına koştu. "Hepsini öldürün." dedi Fairs, öksürerek.
Komutan Yardımcısı, askerlere "Saldırın!" diye bağırdı. Askerler köylüleri hiç acımadan, teker teker öldürüyordu. Hurdain'deki gibi bazıları kaçmayı başardı fakat çocuklar, kadınlar ve yaşlılar dâhil çoğu köylü öldü.
Gece çökmüştü. Rduan Köyü içinse, geceler artık daha karanlıktı. Rüzgâr artık daha soğuk esiyor ve Zandor Krallığı'nın bayrağını dalgalandırıyordu. Köy ve maden artık Kral Broham'a aitti. Çok az köylü kaçarak canını kurtarmıştı. Askerlerin birkaçı köydeydi. Diğerleri ise Targon'a varmıştı. Fairs'in yardımcısı, köyde yaşananları ve Ordu Komutanı Fairs'in ölümünü Emekli General'e bildirdi. Emekli General bu duruma çok sinirlendi, Fairs'in yardımcısına bağırdı, onun yakasından tuttu ve ona tüm askerleri meydana toplamasını söyledi. Ayrıca halka, evlerine girmelerini istedi. Meydana sığabilecek kadar asker toplandı. Kral Broham kargaşayı duyunca odasından çıktı ve balkonuna çıktı. "Buraya gel, General." Emekli General yukarıya, kralın yanına çıktı. "Neler oluyor?" dedi Broham.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutsalkan: Devrim'in Uyanışı
Fantasía..."Hayır!" diye bağırdı Lord Kahor. Ardından baltasını çıkardı ve bir şifacının yüzüne savurdu, sonra bir diğer şifacının yüzüne daha. Teker teker şifacıları ve Baş Şifacı'yı öldürdü. Sonra baltasını oğluna vurmak üzere kaldırdı ve Nelia, kardeşini...