1.4

1.8K 123 26
                                    

Eman eman nerelere geldik. Hadi bir tane daha atayım sonra daha fazla bölüm yazayım elimde bölüm kalmayacak böyle giderse

***
2 hafta sonra

Ayağıma geçirdiğim siyah topuklu botlarımın fermuarını çekip ayaklandım. Siyah, uzun kabanımı da giyerek Açelya'nın tuttuğu siyah çantamı elinden aldım.

"Ay maşallah kız baya güzel oldun." Diyen Açelya ile gülümsedim.

"Teşekkür ederim bebeğim."

"Eee hadi git çabuk. Akşam gelemezsen ara gelirim."

Binanın merdivenlerinden inmeye başladım.

"Tamaamm."

Bizim evin kapısının kapatıp kilitlenme sesini duymuş binadan çıkmıştım. Güneş'lerin evinin yoluna doğru çıkmıştım.

Güneş benim liseden en yakın arkadaşımdı. İlk başta o üniversite için şehir değiştirince aramıza mesafeler girmişti. Ama bunca mesafeye rağmen dostluğumuzda bir problem yoktu. Elbette hayatımıza birçok insan girmişti, büyümüştük, değişmiştik ama buna ayak uydurmakta fazla zorlanmamıştık.

Şimdi ise nişan için yeniden ailesinin evine dönmüştü. Nişandan sonra tekrar gideceklerdi. Semih yani nişanlısıyla birlikte Eskişehir'de üniversite okuyorlardı. Zaten orada tanışmışlar daha da uzatmadan ufakta olsa bir adım olarak nişan yapmak istemişlerdi.

Birbirilerini gerçekten sevdikleri gözlerinden bile belli oluyordu. Doğru insanı bulduktan sonra fazla uzatmanın bencede gereği yoktu.

Aslında Açelya'yı da davet etmişti Güneş. Ama canım ev arkadaşım grip olmuş 'oralarda sümüklü sümüklü gezemem' triplerine girmişti. Zaten fazla samimi değillerdi. Benim sayemde tanışmışlardı. Samimiyetleri ise yolda görürse selamlaşma ayarındaydı. Hangisine daha yakınım diye soracak olursanız cevap zaten belliydi. Açelya.

Açelya ile üniversitenin ilk günü tanışmıştık. İki salak el ele verip yanlış bir dersliğe girmiştik. Ve bunu ders bitince konuşan kızlardan duymuşta farketmiştik. Yoksa bize kalsa asla sorgulamadan başka derslerede girerdik. İlk günün heyecanı ve gerginliğinden dolayı diye birbirimizi yine desteklemiştik.

Sonrasında aile evinden ayrılmak istediğim için birlikte ev tutmuş işe girip çalışmaya başlamıştık. İlk evimiz ev sahibiyle kavga etmemiz yüzünden gitmişti. Sonrasında Açelya'nın teyzesinin evinde kalmaya başlamıştık. Bu sırada işleri bırakmış derslere odaklanmıştık. Ailelerimizden gelen para yetiyordu. Babam ne kadar ayrı eve çıkmama kızsa da kıyamadan parasız bırakmazdı.

Aynı şekil Açelya'nın babası da kızını şehir dışına yollamak istemesede bir şekil para yolluyordu. Gel zaman git zaman 3 yıldır birlikte yaşıyorduk. Açelya çalışsa da ben şuan çalışmıyordum. Bazen sayısal derslerim iyi olduğu için özel ders verdiğim olsa da şuanlık bir işim yoktu. Biraz da babam destek çıkıyordu ve bir şekil hallediyordum.

İş arasamda kendime uygun ve kafa yapısı iyi olan bir iş sahibi bulamıyordum. En son girdiğim bir markette tacize uğramış, üstüne şikayette bulunsamda kanıt olmadığı için o iğrenç mahluku serbest bırakmışlardı. Ve elimden hiçbir şey gelmemişti. Bu yüzden iş seçerken oldukça titiz davranıyordum.

Düşüncelerimi yol üstünde denk geldiğim yansımam bölmüştü. Bir dükkanın camından kendimi süzüyordum. Saçlarımı rahat bir topuz yapmış perçemlerimi yine önüme bırakmıştım. Çok yoğun olmayan ama özel gün makyajı belli olan bir makyaj yapmıştım. Üstümde kabanım olduğu için elbisem gözükmüyordu ama elbise bana oldukça yakışmıştı.

Saç Boyası |Yarı Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin