2.1

1.4K 110 23
                                    

Müslüm Gürses - Nilüfer

Kısa bir bölümcük ama daha atarım bir kaç tane

***
2 gün sonra

Burnumu son kez temizledikten sonra aynada kendimi süzdüm. 2 gündür yediğim o rüzgar yüzünden hasta olmuş yatıyordum. Hadi hastalık ile savaşmak neysede üstüne birde regli olmuştum.

Sürüne sürüne ped almaya gidiyordum. Evde stoklasamda az kalmıştı. Gelecek aylar için biraz daha almam lazımdı. Sürekli zam geliyordu.

Botlarımı giyinip kapıyı düzgünce kilitledim. Açelya dün İstanbul'a ailesinin yanına gitmişti. Babası acil bir konu için gelmesini istemişti. Bu yüzden hastalığımla tek başıma savaşmak zorunda kalmıştım.

Binadan çıkınca karşılaştığım rüzgar tüm vücudumu titretti. Örtündüğüm atkıya dahada sarındım. Ve yürümeye başladım.

Caner'in haber vermeden beni beklettiği o günden sonra ne bana yazmıştı ne de ben yazmıştım. Aynı şekil son kez yazıştığım avukatlada aynı durumdayım. İki gündür hiç konuşmuyorduk.

Nedenini bilmesemde iki gündür Açelya dışında kimseyle konuşasım gelmemişti. Bu yüzden asosyal asosyal takılıyordum. Açıkçası hasta olmasam güzel ve sessiz geçen iki gün gelirdi. Ama hastalığım sağ olsun boku çıkmıştı.

Yavaş yavaş yürümeye başladım. Bizim buradaki büyük marketlerden birine girdim. Her şeyi acayip bir yavaşlık ile yapıyordum. Çok uyuşuk takılıyordum sebepsiz yere.

Bir tane sepeti koluma takıp çikolata reyonuna geldim. Sevdiğim çikolatadan birkaç tane alıp sepete attım. Pedlerin bulunduğu reyona gelip kullandığım markadan altı paket aldım.

Kasaya gitmeden önce can sıkıntısından biraz daha dolaşasım gelmişti. Bu yüzden öylesine boş boş dolaşıp raflardaki ürünleri inceliyordum.

Tam kasaya yönelecekken gördüğüm kişilerle olduğum yerde kalakalmıştım. Bu geçen gün kafede Caner ile gördüğüm kızdı. Yanında da Caner vardı. İkisi bir konu hakkında tartışıyorlardı.

Sanırım tartıştıkları konu önünde durdukları baharatlarla ilgiydi. Gördüğüm bu görüntü tadımı kaçırmıştı. Aynı şekilde moralimde bozulmuştu.

Daha fazla onlara bakıp dikkat çekmemek için kasaya doğru gitmeye başladım. Uzun kuyruk olan kasada en son sıradaydım. Önümdeki kadında sanki kırk yıllık alışverişini yapmış gibi ne bulduysa almıştı.

Bir süre sonra sıranın gelmesini değil kadının aldıklarının bitmesini bekledim. Uzun uğraşlar ve bekleyiş sonucu kadının aldıkları bitmiş poşetlere doldurup çıkmıştı. İçimden binlerce şükür ettim.

Benim aldıklarım kasadan geçerken bende kartımı ödeme yapmak için cüzdanımdan çıkartıyordum. Kasanın başına geçip kartımı okuttum. Kafamı hiç kaldırmadan kasadan geçen ürünleri tekrar sepete atıp bir tanede poşet almıştım.

Sepeti elime almış kafamı kaldırmıştım ve tam o sıra Caner ile göz göze gelmiştik. Hiçbir tepki vermeden kenara geçip sepetteki ürünleri poşete dolduruyordum.

Maymun gibi hasta tipimle karşılaşmamız ayrı bi olaydı. Ama asıl olay yanında yine o kız olmasıydı. Sevgilisi falan mıydı?

İşim bittikten sonra sepeti kenara koyup poşeti elime aldım. Otomatik çıkış kapısına giderken adımın seslenilmesi ile durdum.

"Esin."

Arkamı dönüp seslenen kişiye baktım. Caner ve o kızdı. Yüz ifademi bozmadan ona döndüm.

"Merhaba." Bozuk ve kısık sesimle konuştum.

"Merhaba." O da beni taklit etmişti.

Bakışlarım yanındaki kıza döndü. Kızın sıcak ve tatlı bakışları bendeydi zaten. Elini uzatıp konuştu.

"Merhaba. Ben Ceren. Sende Esin olmalısın. Güneş çok bahsetmişti senden. Ama bu kadar güzel biri olduğunu anlatmamıştı." Demek Güneş'te bu kızı tanıyordu. Ama neden bana söylememişti hayatında biri olduğunu?

"Evet Esin ben. Tanıştığıma memnun oldum." Dedim. Diyecek başka bir şeyim yoktu. Onu tanımıyordum sadece iki kez tesadüf eseri görmüştüm o kadar.

"O zaman size iyi günler." Diyerek onlara arkamı döndüm ve marketten çıktım. Sakince ama hızlı adımlarla eve doğru yürüdüm.

Birden üşüme tutmuştu.

***
Benide tuttu o üşüme

Saç Boyası |Yarı Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin