3.4

1.3K 93 23
                                    

Ben buraya üzgün bir lavinsel bırakıyorum.

***
2 gün sonra

Caner: Esin

Esin: Caner

Caner: Nasılsın?

Esin: İyiyim sen nasılsın?

Caner: Bende iyiyim

Caner: Şey için yazmıştım

Esin: Ne için?

Caner: Benim senin eve geldiğim gün yemek yapmadan önce çıkardığım bir saatim vardı

Caner: Hâlâ orada mı?

Caner: Yani sende mi kaldı?

Esin: Bakayım hemen (17.23)

Esin: Evet burada (17.25)

Esin: Ayakkabılığın üzerinde kalmış

Caner: Müsait misin? Almaya gelsem

Esin: Müsaitim gel tabi ki

Caner: Tamam o zaman ben geliyorum

Esin: Tamam

Telefonu yatağıma atıp ayaklandım. Aynanın karşısına çıkıp kendimi süzmeye başladım. Ev halimleydim ama adam beni hasta halimle bile görmüştü bu hallerim hasta halimden daha iyiydi.

Yine de birazcık özenmek istediğim için üzerimdeki pijamaları çıkarttım. Rahat, salaş, kalın ve uzun krem bir kazak onun altına ise siyah kalın taytımı giyindim. Uzun çoraplarımı da giyinip ev içinde giyinmelik aldığım hayvanlı panduflarımı da ayağıma geçirdim.

Saçlarımı kıskaçlık tokam ile düzelttikten sonra hazırdım. Salona geçip etrafı topladım. Eğer acelesi yok ise bence biraz oturabilirdi.

Açelya'ya da haber verip mutfağa geçtim. Hemen kaynaması için ocağa su koydum. Bugün yaptığım tarçınlı kurabiyeleride fırın tepsisinden çıkarıp servis tabağına yerleştirdim.

Tüm işlerimi bitirdikten sonra kapı çalmasıyla kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığım da kalp ritimlerimi bozan adamı gördüm. Benimle göz göze gelmesiyle gamzeleri görünen bir gülüş sundu bana. Bende aynı şekil yüzümü acıtacak bir gülüş bahşettim.

"Hoş geldin."

"Hoş buldum."

Ayakkabılarını çıkartırken onun önüne de terlik koymuştum. Terlikleri giyinip içeri geçmek için beni bekledi. Kapıyı kapatıp ona döndüm. Elimle içeriyi gösterip girmesini bekledim.

Önde o arkasından ben girdikten sonra Açelya odasından çıkıp salona geldi. Caner ile ilk karşılaşmalarıydı. Onlara anlatsam da fotoğraflar dışında görmemişti.

"Hoş geldin Caner. Ben Esin'in hem yakın arkadaşı hem de ev arkadaşı Açelya." Diyerek ona elini uzatmıştı.

Caner onun elini tam kavramadan sadece parmak uçlarını tutarak gülümsedi. Ama bu gülümsemesinde gamzeleri gözükmedi.

"Hoş buldum Açelya. Tanıştığıma memnun oldum." Kibar sesiyle karşılık vermişti.

"Bende."

Açelya elini fazla tutmadan çekip yanıma oturmuştu. Şimdi karşılıklı oturuyorduk. Aklıma saat gelince oturduğum yerden kalktım.

Hızlı bir biçimde mutfağa geçip kaynayan suya çay attım. Sonra odama geçip Caner'in saatini aldım. Tekrar salona gelince dos doğru ona yürüdüm ve saati uzattım.

Saati alırken gözleri gözlerimdeydi. Ellerimizi görmese de çoktan onun eli benim elimi bulmuştu. Salak saati alayım derken saatle bilrikte elimide almıştı.

Saç Boyası |Yarı Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin