Final

1.2K 85 47
                                    

Bitirdiğiniz tarih
07.01.24

Veda cümlelerimi sona saklayacağım. Buraya kadar geldiyseniz çok teşekkür ederim. Yazarken ağlamamak için Serdar Ortaç dinliyorum.

Medya: Esin'in gelinliği.

***
Bir süre sonra

"Abla melek gibi oldun." Erva'nın sesini duyunca arkamı döndüm.

Kuafördeydik. Birazdan işlerimi bitirip annemlerin evine gidecektik. Oradanda kız alma olup direkt nikah salonuna gidecektik.

Bugün büyük gündü. Evleniyorduk. Bugün Esin Çağlayan oluyordum. Aynadan kendimi güzelce süzdüm. Gerçekten çok güzel olmuştum. Duvağımı da taktığımızda daha güzel olacaktım. Gelinlik konusunda fazla abartmak istememiştim.

Bu yüzden sade ama şık olmuştum. Son işleri halledip Semih'in arabasına yerleştik. Semih'i tehtidlerim ile kız tarafına geçirmiştim. Caner'in yanında Kerem ve Mustafa vardı. O onlara yeterdi.

Eve geçtiğimizde kafamı kaldırıp binalara baktım. Tüm millet merakından bakıyordu. Oralarda bir yerde küçük bir Esin görüyordum. Gülümsedim ve içeri girdim.

Eve çıktığımızda kapıda annem ve babam vardı. Göz göze geldiğimizde annem anında ağlamaya başladı. Babama sarılıp ağlıyordu. Babamda gözleri dolu dolu bana bakıyordu.

Onların o halini görünce bende ağlamaya başladım. Eve giremeden kapıda salya sümük ağlıyorduk. Makyajımın bozulduğunu biliyordum ama annem ağlayınca dayanamıyordum.

Bir süre ağlamalar son bulunca içeri geçmiştik. Hızlıca odama geçmiş makyajımı toparlamıştık bir şekilde. Sonra gelen korna sesleri ile Caner'lerin geldiğini anladım. Hızlıca cama çıkıp baktığımda dışarda konvoy olarak durduklarını gördüm. Heyecanlanıp içeri geçtim.

Akrabalar çoktan doluşmuştu. Heyecanla küçük bir çocuk gibi geldiler diye bağırdım. Benim bu halime çoğu kişi görsede heyecandan bayılacak gibiydim.

Açelya'lar beni biraz sakinleştirince kapıya geldik. Babam elinde kırmızı kuşakla bekliyordu. Onu görünce gözlerim yine doldu. Annem başıma kırmızı bir duvak koydu. Babam belime kuşağımı 3 kez bağlayıp çözdü. Sonra taktı. Duvağımı kaldırıp alnımı öptü.

"Mutluluğun daim olsun kızım. Biliyorsun kapımız sana sonuna kadar açık. Senin hep annen ve baban var. Bir şey olursa geleceğin ilk yer bizim evimiz olsun." Dediğinde burnunu çekti. Bende kafamı sallayıp babama sıkıca sarıldım.

Ağlamamak için gözlerimi sıkıca kapattım. Babamdan sonra ağlayan annemle sarıldım. Benzer sözleri ondan duyunca daha da kötü oldum.

Annemden sonra Hafif gözleri dolu Erva'yla da sarıldık. Ağlamamak için kendini sıkıyordu. Yerdim ben bunu.

Sarılma ağlaşma faslı bitince kapı çalmıştı. Caner'ler gelmişti ama Erva kapıya pusu kurmuş öyle hemen açacak gibi durmuyordu.

Bir beş dakika uğraştırınca en son iki bini kapan Erva hanım kapıyı açmıştı. O an kapıda beni bekleyen takım elbiseli adamı gördüm.

Görür görmez tekrar aşık olmuştum sanki. Bu adam neden bu kadar yakışıklıydı. Baştan sona kadar onu süzdüm. Aynı şekil o da beni süzdü. Sonra bir adım atıp kolunu uzattı.

Yavaş adımlarla kapıdan çıktım. Merdivenlerden dikkatlice indik. Kapıya geldiğimiz de müzik açmış oynayanları gülümseyerek izledim. Müziği kapattıktan sonra dua kısmı gelmişti. Babamın amcası aynı zamanda hoca olan Kadir amca dua okumaya başlayınca ellerimizi açmıştık. İmam nikâhımızı da kuaföre gitmeden önce kıymıştık.

Saç Boyası |Yarı Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin