Can bonomo - Dem
Finale ne kadar kaldı diye hesapladım. Hesaplamaz olaydım. Şuan elimdeki bölümlere 13 bölüm daha yazdıktan sonrası final oluyor. Siz daha okursunuz ama ben onlara erkenden veda edeceğim. Şimdi on saat bunun triplerine girmeye gidiyorum bay.
***
Sabah yine her zaman ki gibi uyanmış kahvaltımızı etmiştik. Bugün önce Güneş ile buluşacaktım sonrada iş bakıp annemlere geçecektim. Uzun zamandır uğramıyordum ve annem sürekli gelmem için arıyordu. Belki Açelya tek kalmaktan korkmazsa orada da kalabilirdim. Erva'yı da uzun süredir boşluyordum.
Güneş ile buluşacağımız kafeye geldikten sonra telefonumu çıkarıp mesaj attım.
Esin: Ben geldim
Esin: Geldin mi?
Mesajıma karşılığı gecikmeden gelmişti.
Sun: Trafik var gecikebilirim
Sun: Sen içeri gir otur
Sun: En fazla 15 dakikaya oradayız diyor Semih
Esin: Semih mi bırakıyor seni?
Sun: Evet biz gitmeden önce alması gereken şeyler var annesinden
Sun: Bu yüzden annesine gidecek dönüşte de beni alacak
Sun: Pek sanmasam da biliyorsun benim kayınvalide oğluna düşkün
Sun: Gitmeden önce doya doya oğluyla vakit geçirir
Esin: Ay umarım kaynanam böyle bir kadın olmaz
Sun: Değil korkma ;)
Esin: ???
Sun: ;)))
Esin: Ruh hastası mısın?
Esin: Nedir bu imalar
Sun: Orasını ben değil sen söyleyeceksin
Sun: Neyse böyle tadı çıkmıyor
Sun: Geleyim de suratına karşı yapayım
Esin: Salak
Sun: (¬_¬ )
Telefonumu koyarak içeri geçtim. İçeriyi süzüp boş bir masayı göze kestirdim. Masaya yaklaştıkça çaprazında kalan masada dikkatimi çekmişti. Önce seçtiğim masaya geçtim. Montumu çıkartıp sandalyemin arkasına astım. Çantamı da yanımdaki boş sandalyeye koymuştum. Tam çaprazdaki masaya bakacakken önümde beliren garson görmeme engel olmuştu. İstediğim bir şey olduğunu sorduktan sonra arkadaşımı bekleyeceğimi söyledim. O da onaylayarak önümden çekilmişti.
Bu sefer görmemi engelleyecek bir şey yoktu ama olmasını çok isterdim. Şuan Karşımda ki görüntü o kadar hayal kırıklığıydı ki. Caner ve daha önce görmediğim bir kız birlikte oturup gülüşüyorlardı. Gözlerim dolduğunu hissedince gözlerimi hızlı hızlı kırptım. Makyajımı yeni yapmıştım ve o kadar uğraşıp emek verdiğim şeyi bir erkek uğruna göz yaşı dökerek harcayamazdım.
Sakince telefonuma yöneldim. Bir daha o tarafa göz ucuyla bile bakmadım. Hâlbuki bizim tesadüflerimiz güzeldi, can yakmazdı. Yeniden ağlama moduna gireceğimi anlayınca bakışlarımı telefona çevirdim. Ve yine içimi dökmek için adını bilmediğim avukata mesaj atmaya başladım.
Esin: Yanında bir kız var
Esin: Gülüşüyorlar
Esin: Bana hiç gülmedi ama o kıza gülüyor
Esin: Gerçi ben kimim ki?
Esin: Tamam birkaç kez karşılaştık
Esin: Yakın konumlarda bulunduk
Esin: İster istemez etkilendim
Esin: Hoşlantı veya aşk değil bu
Esin: Belki azıcık sonra hoşlantı diyebileceğim bir seviye
Esin: Ama hayır şuan sadece etkilenme
Esin: Aşık olmak bu kadar kolay olamaz bence
Esin: Ama ona gülüyordu
Esin: Offf kafam çok karışık bir de hayal kırıklığım var içimde
Esin: Gerçi o benim hissettiğim gibi hissetmiyordur bence
Esin: Sonuçta pembe kafa birini kim bu şekilde sever ki
Esin: Şuan ona hak verdim
Esin: Gidip o veletleri bir tur dövmem gerekli
Esin: Avukatımda olursun sen
Esin: Zaten bok gibi olan aşk hayatımı daha da boka batırdıkları için dövmem mantıklı bir savunma olur bence
Esin: Ah ah
Esin: Neyse Güneş gelecek birazdan ben gidiyorum.
Telefonu kapatıp önüme döndüm. O taraftan gelen kıkırtı sesleri vardı. Umursamamaya çalışarak kafamı toplamaya çalıştım. Neredeyse 10 dakika boyunca onların gülüş seslerini dinledim. Tabi ki bu sırada telefonumdan oyun oynuyordum.
Bir zaman sonra oyuna o kadar odaklanmıştım ki Güneş'in gelmediğini, Caner ve o kızın kalktığını bile görmemiştim. Oyundan çıkıp internetimi açtım. Oyun oynarken hem fazla internet yiyordu hem de çok reklam çıkıyor diye kapatıyordum.
Telefonumu açtıktan sonra mesaj bildirimleri gelmişti. İki kişiden gelmişti mesajlar biri Güneş diğeri ise avukat'tandı. Önce Güneş'in mesajlarina girdim.
Sun: Esin çok özür dilerim
Sun: Semih'in babası merdivenlerden düşmüş
Sun: Acil hastaneye geçmek durumunda kaldık
Sun: Arayarak haber veremediğim için özür dilerim
Sun: Arabada Semih'in akrabaları var konuşamıyorum
Esin: Sorun değil hayatım
Esin: Durumu nasıl olduğunu söylersin
Esin: Semih'e de çok geçmiş olsun dediğimi söyle lütfen
Mesajlari attıktan sonra avukatın mesajlarına girdim.
Avukat: Duygularından emin değilsin ama zaten anlattığın kadarıyla tanışmıyorsunuz
Avukat: Bu durum da hayatında başka birinin olma olasılığı yüksek
Avukat: Daha ne kadar tanıdığın birine bu tarz duygular beslemende doğru değil
Avukat: Daha adam akıllı tanımadığın ne olduğunu bilmediğin bir insana bu kadar bağlanıp seni üzecek konuma getirme
Avukat: Ayrıca seni pembe saçlarınla sevecek bir adam gerçekten vardır
Avukat: Bu o değil diyede kendini üzme
Yazdıklarını okuyunca ona hak verdim. Sonuçta Caner'i tanımıyordum. Belkide kızlarla sürekli gönül eğlendiren bir pezevenkte olabilirdi. Dış görünüşü bunu hissettirmese de içini bilemezdim.
Esin: Haklısın
Esin: Hem de baya haklısın
Esin: Teşekkür ederim
Esin: İyi hissettim
Avukat: Sorun değil
Avukat: Önemli olan kör olmamak ve gerçeği görebilmek
Son noktayıda koyduktan sonra telefonumu kapatıp kafeden çıktım. Yapmam gerekenleri yaptım. Ardından annemlerin evinin yolunu tuttum.
***
Ay valla ben bu avukata düşüyorum haa.