1.8

1.5K 115 49
                                    

Can bonomo - Dem

Finale ne kadar kaldı diye hesapladım. Hesaplamaz olaydım. Şuan elimdeki bölümlere 13 bölüm daha yazdıktan sonrası final oluyor. Siz daha okursunuz ama ben onlara erkenden veda edeceğim. Şimdi on saat bunun triplerine girmeye gidiyorum bay.

***

Sabah yine her zaman ki gibi uyanmış kahvaltımızı etmiştik. Bugün önce Güneş ile buluşacaktım sonrada iş bakıp annemlere geçecektim. Uzun zamandır uğramıyordum ve annem sürekli gelmem için arıyordu. Belki Açelya tek kalmaktan korkmazsa orada da kalabilirdim. Erva'yı da uzun süredir boşluyordum. 

Güneş ile buluşacağımız kafeye geldikten sonra telefonumu çıkarıp mesaj attım.

Esin: Ben geldim 

Esin: Geldin mi?

Mesajıma karşılığı gecikmeden gelmişti.

Sun: Trafik var gecikebilirim

Sun: Sen içeri gir otur 

Sun: En fazla 15 dakikaya oradayız diyor Semih

Esin: Semih mi bırakıyor seni?

Sun: Evet biz gitmeden önce alması gereken şeyler var annesinden 

Sun: Bu yüzden annesine gidecek dönüşte de beni alacak

Sun: Pek sanmasam da biliyorsun benim kayınvalide oğluna düşkün

Sun: Gitmeden önce doya doya oğluyla vakit geçirir

Esin: Ay umarım kaynanam böyle bir kadın olmaz

Sun: Değil korkma ;)

Esin: ???

Sun: ;)))

Esin: Ruh hastası mısın? 

Esin: Nedir bu imalar

Sun: Orasını ben değil sen söyleyeceksin

Sun: Neyse böyle tadı çıkmıyor 

Sun: Geleyim de suratına karşı yapayım 

Esin: Salak

Sun: (¬_¬ )

Telefonumu koyarak içeri geçtim. İçeriyi süzüp boş bir masayı göze kestirdim. Masaya yaklaştıkça çaprazında kalan masada dikkatimi çekmişti. Önce seçtiğim masaya geçtim. Montumu çıkartıp sandalyemin arkasına astım. Çantamı da yanımdaki boş sandalyeye koymuştum. Tam çaprazdaki masaya bakacakken önümde beliren garson görmeme engel olmuştu. İstediğim bir şey olduğunu sorduktan sonra arkadaşımı bekleyeceğimi söyledim. O da onaylayarak önümden çekilmişti. 

Bu sefer görmemi engelleyecek bir şey yoktu ama olmasını çok isterdim. Şuan Karşımda ki görüntü o kadar hayal kırıklığıydı ki. Caner ve daha önce görmediğim bir kız birlikte oturup gülüşüyorlardı. Gözlerim dolduğunu hissedince gözlerimi hızlı hızlı kırptım. Makyajımı yeni yapmıştım ve o kadar uğraşıp emek verdiğim şeyi bir erkek uğruna göz yaşı dökerek harcayamazdım.

Sakince telefonuma yöneldim. Bir daha o tarafa göz ucuyla bile bakmadım. Hâlbuki bizim tesadüflerimiz güzeldi, can yakmazdı. Yeniden ağlama moduna gireceğimi anlayınca bakışlarımı telefona çevirdim. Ve yine içimi dökmek için adını bilmediğim avukata mesaj atmaya başladım.

Esin: Yanında bir kız var

Esin: Gülüşüyorlar

Esin: Bana hiç gülmedi ama o kıza gülüyor

Esin: Gerçi ben kimim ki?

Esin: Tamam birkaç kez karşılaştık

Esin: Yakın konumlarda bulunduk

Esin: İster istemez etkilendim

Esin: Hoşlantı veya aşk değil bu

Esin: Belki azıcık sonra hoşlantı diyebileceğim bir seviye

Esin: Ama hayır şuan sadece etkilenme

Esin: Aşık olmak bu kadar kolay olamaz bence

Esin: Ama ona gülüyordu

Esin: Offf kafam çok karışık bir de hayal kırıklığım var içimde

Esin: Gerçi o benim hissettiğim gibi hissetmiyordur bence

Esin: Sonuçta pembe kafa birini kim bu şekilde sever ki

Esin: Şuan ona hak verdim

Esin: Gidip o veletleri bir tur dövmem gerekli

Esin: Avukatımda olursun sen

Esin: Zaten bok gibi olan aşk hayatımı daha da boka batırdıkları için dövmem mantıklı bir savunma olur bence

Esin: Ah ah

Esin: Neyse Güneş gelecek birazdan ben gidiyorum.

Telefonu kapatıp önüme döndüm. O taraftan gelen kıkırtı sesleri vardı. Umursamamaya çalışarak kafamı toplamaya çalıştım. Neredeyse 10 dakika boyunca onların gülüş seslerini dinledim. Tabi ki bu sırada telefonumdan oyun oynuyordum.

Bir zaman sonra oyuna o kadar odaklanmıştım ki Güneş'in gelmediğini, Caner ve o kızın kalktığını bile görmemiştim. Oyundan çıkıp internetimi açtım. Oyun oynarken hem fazla internet yiyordu hem de çok reklam çıkıyor diye kapatıyordum.

Telefonumu açtıktan sonra mesaj bildirimleri gelmişti. İki kişiden gelmişti mesajlar biri Güneş diğeri ise avukat'tandı. Önce Güneş'in mesajlarina girdim.

Sun: Esin çok özür dilerim

Sun: Semih'in babası merdivenlerden düşmüş

Sun: Acil hastaneye geçmek durumunda kaldık

Sun: Arayarak haber veremediğim için özür dilerim

Sun: Arabada Semih'in akrabaları var konuşamıyorum

Esin: Sorun değil hayatım

Esin: Durumu nasıl olduğunu söylersin

Esin: Semih'e de çok geçmiş olsun dediğimi söyle lütfen

Mesajlari attıktan sonra avukatın mesajlarına girdim.

Avukat: Duygularından emin değilsin ama zaten anlattığın kadarıyla tanışmıyorsunuz

Avukat: Bu durum da hayatında başka birinin olma olasılığı yüksek

Avukat: Daha ne kadar tanıdığın birine bu tarz duygular beslemende doğru değil

Avukat: Daha adam akıllı tanımadığın ne olduğunu bilmediğin bir insana bu kadar bağlanıp seni üzecek konuma getirme

Avukat: Ayrıca seni pembe saçlarınla sevecek bir adam gerçekten vardır

Avukat: Bu o değil diyede kendini üzme

Yazdıklarını okuyunca ona hak verdim. Sonuçta Caner'i tanımıyordum. Belkide kızlarla sürekli gönül eğlendiren bir pezevenkte olabilirdi. Dış görünüşü bunu hissettirmese de içini bilemezdim.

Esin: Haklısın

Esin: Hem de baya haklısın

Esin: Teşekkür ederim

Esin: İyi hissettim

Avukat: Sorun değil

Avukat: Önemli olan kör olmamak ve gerçeği görebilmek

Son noktayıda koyduktan sonra telefonumu kapatıp kafeden çıktım. Yapmam gerekenleri yaptım. Ardından annemlerin evinin yolunu tuttum.

***
Ay valla ben bu avukata düşüyorum haa.

Saç Boyası |Yarı Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin