3.0

1.4K 95 32
                                    

Ay bakalım Canerişko bize nasıl bakacak. 29'u okumayı unutmayın art arda attım bölümleri.

***

Evi süpürmeyi bitirdikten sonra kirli çamaşırları makineye atıp çalıştırdım. Sözde hastaydım ama her işi yapıyordum. Caner'e daha mesaj atmamıştım. Biraz çekiniyordum. Şimdi gel beni iyileştir diyemezdim sonuçta.

Ev işlerini bitirip kendimi koltuğa bırakmıştım. Başım gerçekten çok ağrıyordu. Birazcık da üşüme tutmuştu. Halbuki üzerimde kalın bir hırka ve kalın polarlı pijamam vardı.

Yatağıma doğru yol alıp güzelce yorganımın altına girdim. Son dakika telefonumu salonda unuttuğum akılma gelse de kalkmaya üşendiğimden telefonum orada kalmıştı.

Yorganıma daha çok sarılıp uykunun tatlı ve sıcak kollarına sarıldım.

....

Kapının daha da kuvvetli ve sesli çalınmasıyla gözlerimi açmam bir oldu. Daha doğrusu açmaya çalışmam bir oldu. Göz kapaklarımdaki ağırlıklar asla gitmediği için gözlerimi açamıyordum.

Tam kapınım sesi kesildi diye uyumaya devam edecekken kapının yanına zilin seside eklenmesiyle sabır dileyerek yorganı üzerimden ittim.

Hem çok üşüyordum hem de yanıyordum. Yatağımda oturur pozisyona geldikten sonra eklemlerimde ki ağrılar kendini daha da belli etti.

Boğazımın kuruluğu için etrafta su arasam da yoktu. Ayağa yaşayan bir ölü olarak kalktım ve kapıya doğru ilerlemeye başladım.

Bugün Açelya evde değildi. Yani akşam geç gelecekti. Erkek arkadaşı Mustafa'nın ailesi ile tanışmak amacıyla evlerinde yemeğe davetliydi. Bu yüzden gariban ben dışında kapıyı açacak kimse yoktu.

Kapıya gitmeden önce telefonumu salondan alıp saate baktım 18.34'tü. Şifremi girip baktığımda bir çok bildirim vardı. Bildirimlerin yanında Caner'den bir çok arama vardı. Kaşlarım çatıldı. Bu niye beni aradı? Allah Allah.

Çalan kapıyla aklım başıma gelip normal birine göre yavaş, hasta olan bana göre hızlı adımlarla kapıya ulaştım.

Kapının deliğinden baktığımda görmeyi sonlarda bile beklemediğim birini gördüm. Caner'i. Hızlıca kilidi açtım.

Dış kapıyı açtığım için eve soğuk havada girmesiyle titremeye başladım. Caner ise beni baştan sona süzüyordu. Sanırım hasar tespiti yapıyordu.

Yüzünde endişenin izleri vardı. Ya da ben hasta halimle yanlış görüyordum.

"Esin sen neredesin ya!? Arıyorum açmıyorsun yazıyorum bakmıyorsun. Ne kadar korktum biliyor musun!?" Bağırınca biraz irkildim. Ama bu irkilmem titrememi durdurmadı.

Ayakta durmakta zorluk çekmeye başlayınca kapıya tutundum. O da benim bu hallerimi görerek ayakkabılarını çıkarıp içeriye girdi.

O içeri girince ona arkam dönük bir şekilde kapıyı kapatıp üstü kilitledim. Birkaç saniye kapıya yaslanıp ayakta durmak için güç topladım. Bu sırada Caner ise duyduğum sesler kadarıyla montunu çıkarıyordu.

Yeterince güç topladığını düşünerek ona döndüm. O ise ona döndüğüm an kolumdan tutup kendine çekti. Ben şaşkınlıktan ne olduğunu anlayamadan bir kolunu belime atmıştı. Diğer elini ise alnıma çıkarmıştı. Kalbim hızlı atmaya başlamıştı. Yüzümünde kızardığını hissetsemde hastalığımdan olduğunu düşünebilirdi.

"Tahmin etmiştim. Ateşin var." Gözlerime bakarak konuşmuştu. Aramızdaki boy farkından dolayı bana yukarıdan bakıyordu.

Ayaklarımdaki gücün kaybolduğunu hissederek bedenimi ona yasladım. Vücudu dışardan gelmesine rağmen çok sıcaktı. Ve bu sıcaklık beni ona çekiyordu. Heyecanım daha da artmıştı. Şu şekilde bile bu hâle gelmem neydi?

Saç Boyası |Yarı Texting|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin