bolume baslamadan once bir sey aciklamak istiyorum cunku kendi kendime bu durum beni rahatsiz etti azicik. bir onceki bolumun sonunda selinin ic sesi olarak iste ben onemliydim cunku selim benimle ilgilenmisti tarzi bir cumle geciyor. okudugum her hikayede en cok rahatsiz oldugum sey hep kadin karakterin bir erkek karakter sayesinde hayatini yoluna koymasi ve butun mutlulugunu tamamen onun varligina baglamasiydi. bu nedenle selin icin islerin boyle islemedigini soylemek istiyorum. henuz yazmamis olsam da yazmak nasip olursa okuyacaginiz satirlarda selinin psikolojisini biraz daha iyi anlayacaksiniz. bu cumlede aslinda olay selim degil, selinin varligina ragmen onu onemseyen herhangi biri. zaten henuz aralarinda ask manasinda bir sey yok. selim sadece birisi, ne erkek karakter ne de selinin asik oldugu kisi. sadece bu yonuyle dusunursek daha dogru olacagini dusunuyorum. okuduysaniz eger valla çok tesekkurler.
bence simdi baslayabiliriz.
*
Adımlarımı geceden beri ilk defa bulunduğum katın koridorunda ilerlettim. Selim'in belime yerleştirdiği eli yanımdaki varlığını direkt hissettiriyordu. Söz verdiği gibi, yanımdaydı.Çokça polisin bulunduğu yoğun bakım girişine geldiğimizde kalabalıktan teyzemi seçememiştim. Ama o; tam da tahmin ettiğim gibi tek bakışıyla beni bulmuş, öfkeyle soluyarak yanımda bitmişti.
"SEN HANGİ YÜZLE BURADASIN? HEH?"
Sözlerini hiç umursamadım, yüzüne bile bakmadım. Çünkü birine karşı verilebilecek en güçlü tepki, onu görmezden gelebilmekti.
Sakince ilerleyip Taha'nın yanındaki boşluğa oturduğumda Selim diğer polislere bir işaret verdi. Çok geçmeden koridorda sadece biz kaldığımızda onları gönderdiğini anladım. Planımız boşa çıkmıştı, teyzem buradaydı. Ben onunla karşılaşmıştım. Polis olarak da şu an Selim ve Taha yeterdi de artardı.
"BANA CEVAP VER!"
Selim tekrar yanıma geldiğinde Taha bir koltuk kaydı ve Selim'e yer verdi. Yüz kasları gerilmiş, ellerini eklemleri bembeyaz kesilene kadar sıkarak yumruk yapmıştı.
Teyzem bir şeyler söylemeye devam ederken kulağına yaklaşıp fısıldadım.
"Benim gibi, duymazdan gel. Müdahale etme hiç."
Başını sallayıp arkasına yaslansa da dizini titretmesinden kendisine o kadar da iyi hakim olamadığını anlamıştım. Benim için, beni haklı bulduğu için, teyzeme öfkeleniyordu.
"ABLAMI ALDIĞIN YETMEDİ, ŞİMDİ SIRA KIZIMA MI GELDİ SELİN?"
Ses desibeli her geçen saniye daha da artıyor, dik durmamı zorlaştırıyordu. Söylediği her bir kelime kalbime yeni bir hançer olarak saplanırken ağlamamak için büyük bir çaba sarf ediyordum.
"Hanımefendi, hastanede olduğumuzu unutmayın! Sizi buradan çıkarmak zorunda kalmayayım!" dedi Taha, otoriter ama teyzeminkine nazaran daha sakin bir şekilde.
"BURADAN ÇIKARACAĞINIZ BİRİ VARSA, O DA YANINIZDA OTURAN KATİL! HÂLÂ GEZİNİYOR OLMASI BİLE İŞİNİZİ YAPMADIĞINIZIN KANITI!"
Her şeyi kaldırabilirdim, ama birkaç günde tanıdığım bu merhamet dolu adamlara karşı yapılan hiçbir ithamı kabul edemezdim.
"Bir sınırın olsun teyze, senin nefretin bana. Dilin başkalarına uzanmasın." dedim ayağa kalkıp karşısına dikilirken. Sinirlendiğimde baş gösteren özgüvenimi çok seviyordum. Hatta diğer zamanlarda yok olduğu için ona kızmaktan bile vazgeçiriyordu bu sevgi beni.
"Sen kendinde konuşma hakkını nasıl görebiliyorsun Selin? Her şeyin sebebi senken, bükülü boynunla özür dilemen gerekiyorken, nasıl bu kadar iyi masumu oynayabilirsin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaralarını Ben Sarayım
Novela JuvenilDakikalardır hareketsizce dizlerinde uzanan kızın saçlarını okşadı. "gel, yaralarını ben sarayım. ömrümü ömrüne katayım. bir gün gülersek eğer yoluna güller katayım." Düzenli nefes alışverişlerinden uyuduğunu sansa da olduğu yerde dönüp yüzünü onunk...