0.9

108 7 140
                                    

Kaç dakikadır burada abimin söylediklerini düşündüğümü bilmiyordum. Gözlerimi kapatmak odaklanmama yardımcı olmadığında ayağa kalktım. Koridorda bir o yana bir bu yana yürürken ne yapacağımı düşündüm. Selin'e nasıl destek olacağımı, onun gönlünü nasıl alacağımı, aramızı nasıl düzelteceğimi..

Işıktan rahatsız olmaya başlayan gözlerimi ovaladım. Çok yorgun değildim ama normalimin dışında olduğum da aşikardı. Tekrar koltuğa yerleşmek üzere ilerlerken koridorun başında Selin'in bedeni belirdi.

Oturmaktan son anda vazgeçerek yanıma gelmesini bekledim. Belki benimle konuşmak istemezdi, ama yine de özrümü dilemeliydim.

Yanıma ulaştığında bıraktığımın aksine çok daha iyi duruyordu. Semih yüzünü güldürmeyi başarmış olmalıydı. Sadece birbirimizi izlediğimiz saniyelerin ardından konuşmak üzere dudaklarımı araladım.

"Özür dilerim." dedim karmaşıklaştırmadan. Sebebim yoktu, kalbi kırılmasın diye varlığımdan ötürü bile özür dileyebilirdim.

"Asıl ben özür dilerim, o şekilde çıkışmaya hakkım yoktu."

Bu mevzunun çabucak kapanması için konuyu değiştirmek istedim.

"İyisin, değil mi?"

Başını salladı ve ardından sordu.

"İyiyiz, değil mi?"

Sorunu hallettik mi, gibisinden bir soruydu bu. Aramızın iyi olduğuna dair garanti alıyordu.

Gülümseyip başımı salladım, "İyiyiz tabi ki."

Yüzünün önüne düşen saçını kulağının arkasına yerleştirdi. Tavırları gergin bir hal almıştı bir anda.

"Selim." dedi tedirginlikle. Neyden bu kadar çekindiğini anlamazken güven veren bir ifadeyle yüzünü izledim. Ne söyleyeceğini merak ediyordum.

"Erva şimdi odaya alınacak ya.."

"Sana söylemeyi unuttum, Erva uyandı. Ziyaretçi almıyorlar henüz ama, hemşirelerle iletişim kurabilirsin."

Korku dolu bakışları anlık olarak sevince büründü.

"Gerçekten mi?" dedi geniş gülümsemesiyle. Neşeli sesi bütün koridorda yankılanmıştı. Gözleri mutluluktan ötürü dolmuş olsa da içimi acıtmıştı. Hiç dolmasın istiyordum o güzel gözleri.

"Ne zaman görecekmişiz peki?"

"Öğlen gibi ziyaretçi alacaklar sanırım, zaten odaya geçecek yakında."

Ellerini göğsüne yerleştirip gözlerini kapadı. Derin bir nefes alırken mırıldandı.

"Ohh, çok şükür Allah'ım."

Konuşmasının aklıma takılan kısmıyla sordum.

"Sen ne diyecektin?"

Duraksayıp ne diyeceğini hatırlamaya çalıştı. Başarılı olmuş olacak ki yüzü bir anda az önceki gibi gerildi.

"Şey, Semih abiyle de konuştum ama sana da söyleyeyim."

İfadesi ve sesindeki tını benim de içime endişe tohumları serperken acele ettirmemek için kendimi zor tuttum.

"Erva'nın yanına gidemem, burada da daha fazla duramam. Gitmem gerekiyor ama aklım da burada kalacak. Bir gelişme olursa, bana haber verir misin diye soracaktım."

Benim ondan başka kimsem yok, diyen kız mı söylüyordu bunları? Neden Erva'nın yanına gidemesindi ki? Sebebini bilmesem de hastane içerisinde durmak onu zorluyordu, farkındaydım ama mecbur olduğu sürece şu an da olduğu gibi bulunabiliyordu.

Yaralarını Ben SarayımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin