0.1

1.2K 50 14
                                    

"istemiyorum frank amca,başka yerde,tanımadığım insanlarla olmaz" dediğimde karşımdaki frank amcam yapacak başka bir şeyinin olmadığını bana söyleyerek beni ikna etmeye çalışıyordu

annemin ölümünden sonra tek çocukları olan ben resmen savrulmuştum ve toplanması çok zor hale gelmiştim

başımda kendisini bile toparlayamamış bir baba olduktan sonra nasıl toparlayabilirdim ki kendimi,ya da o beni nasıl toparlayabilirdi ki

"çok iyi gelicek liva,böylesi sana yemin ederim ki senin için daha iyi olacak..." derken omzumu okşamıştı,yalan söylüyordu,her şey daha boktan hale gelemeyecek kadar boktandı ama bu bokun içinden çıkamayacağım kadar berbat bir haldeydim

"sizinle kalabilirdim amca..." derken tüm çaresizliğim sesime vurmuştu

hiç tanımadığım bir aileyle yaşamamı istiyordu,hemde hiç bilmediğim bir ülkede,bana çok yabancı olan bir ülkede bi o kadar yabancı olan bir aileyle yaşamak korkunçtu

"çok iyi bir aile liva,asla merak etme gerçekten orada çok daha iyi olacaksın..." dediğinde ağlamak üzereydim,vedalar her zaman çok zordu,annemin bize olan vedasını hala kabul edememişken şimdiyse çekip gitmek mi

aslında çekip gitmek bile değildi,ülkemden,ingiltere'den gönderiliyordum...

"nefret ediyorum senden,nefret!" derken odamdaki ufak her şeyi bir yerlere fırlatıyordum,amcam sırf babam daha rahat hayatının içine sıçsın diye ve benimde bundan etkilenmemem için beni yolluyordu burdan

"liva,kızım açar mısın kapıyı?" diye bir ses duyduğumda artık bir şeyler fırlatmayı bırakmıştım,kapımı çalan,kapımın önündeki kişi babamdı...

kapıyı yavaşça açtığımda babam bana hemen sarılmıştı,gerçekten bu sarılmaya annemin öldüğü günden beri ihtiyacım vardı,sadece bir sarılmaya muhtaçtım ama şuan bu sarılma bir anlam ifade etmiyordu

"sana iyi bir baba olamadığım için çok özür dilerim liva..." derken saçlarımı okşamaya başlamıştı,gerçekten bunların hiç bir anlamı yoktu,bana sarılması,saçımı okşaması bu akşam başka bir ülkeye gideceğim gerçeğini değiştirmiyordu

hemen babamdan hızlıca ayrıldım ve sadece "çık odamdan..." diyip işaret parmağımla kapıyı gösterdiğimde babam suratıma üzgünce bakıp odamdan çıkmıştı

hemen kapıyı kapattığımda bu berbat hislerimle tekrar baş başa kalmıştım,bir yandan bu durum korkunç geliyodu,korkutucuydu...

"gergin misin?" diyen frank amcama şaka mı yapıyor acaba diyerek baktım,hayır hiç gergin değildim çok mutluyum çünkü çok yabancı bir ülkeye çok yabancı bir ailenin yanına gidecektim

"mutlu gibi miyim sence şuan?" dediğimde babamın suratında olan ifade frank amcamdada oluşmuştu,bir anlam asla ifade etmemişti ama,havaalanındaydım ve gidecektim

"mutlu olmalısın,orda hayatın düzelecek..."

"nerden biliyorsun?" derken yüzüm ekşimişti çünkü yine gözlerim dolmuştu,bu durumu kabullenemeden gidiyordum işte,ne saçmaydı ama

"dediğim gibi,o aileyi tanıyorum,her şekilde sana destek olacaklardır..." dediğinde istemeyerek saatime baktım,uçak saati yaklaşıyordu ve ben gitmek hiç ama hiç istemiyordum

bırakın ingiltere'mde kalayım...

jude bellingham kitabı çok bekleniyordu biliyorum...

kısa bir giriş bölümü tarzında oldu bu bölüm,sonrasında ise olaya gireceğiz...


sınav zamanı attım ama zaten bu kitap için baya bi bölüm yazdım stokta olduğu için hiç problem yok

un pais diferente ~ jude bellinghamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin