1.0

540 34 41
                                    

"bırak beni yalvarırım..." derken yanımda araba kullanan ve bana bakmayan jude'a yalvarıyordum

dışardayken kendimi kaybetmiştim ve hesap edilmeyen bir şekilde yolda kendime gelmiştim,yani hala sarhoştum ama uyanmamın olası bile olduğunu düşünmüyordum

sonrasında hızlı bir ani frenle dururken jude el frenini çekip bana dönmüştü, "seni bırakmamı mı istiyorsun?" diye sormuştu,bu soruyu asla sormasını beklemiyordum

başımı aşağı yukarı salladığımda jude kapının kilitlerini açmıştı, "özgürsün,ama bu saatte başına gelmeyecek tek şey iyilik liva,bunuda düşün öyle in bu arabadan..." derken bakışları kendimi iğrenç hissettirmişti

ona bakarken bana olan acımasız bakışları canımı yakmıştı,belkide bu sözünden sonra inmezdim ama bu bakışları beni en yaralayan şey olmuştu

gözlerimden birer yaş aktığında hızlıca arabadan inip kapıyı sertçe kapattım

geldiğimiz yola doğru yürümeye başlamıştım,bir yandanda akan gözyaşlarımı siliyordum,şuan ormanın ortasında bir otobandaydım,belki bir ayı veya yılan gelip beni öldürecekti,

işte sona gelmiştim,hayatımın sonuna...

uzun sessizlik,arada gelen damla sesi,hoş bir koku,rahat bir koltuk,yumuşak bir battaniye

gözlerimi açtığım anda ilk farkettiğim şey elimdeki serum iğnesi olmuştu,sonrasında ise olduğum ortamın sıcaklığını tekrardan hissetmiştim

bu hoş koku ise kurabiye kokusuydu,benzersiz bir kokusu vardı

koltukta oturur pozisyona geldiğimde mutfaktan gelen jude'a bakmıştım,elinde fırın eldiveni vardı,kurabiyeleri o yapıyordu

"en son bardaydım..." diyip kaşlarım çatık bir şekilde jude'a baktığımda gülmüştü

"sonrasını hatırlamıyor musun?" derken hala gülüyordu,komik bir şey mi olmuştu?

"hayır hatırlamıyorum ama hatırladığım tek şey bardayken istediklerim ve hissettiklerim..." dediğimde jude elindeki fırın eldivenini sertçe yere atıp bana yaklaştığında "o bara giderken aklında ne vardı,becerilip başka bir şey gibi hissetmek mi liva!" dediğinde başımı eğmiştim,böyle ansızın bağırmalar beni her zaman tedirgin etmişti

"nefret ediyorum senden!" derken hızlıca serumun iğnesini çıkartıp koltuktan kalktığımda kapıya doğru büyük adımlar atmıştım ama jude belimden sertçe tutup gitmeme engel olmuştu

"ne hissettiğin ve hissetmek istediğin umrumda değil liva,çekip gidemezsin" dediğinde kollarının arasından kurtulmak için çırpınıyordum

"yaşamamın bir anlamı yok,yapayalnızım!" diyip sertçe onu göğsünden ittirdiğimde benden biraz uzaklaşabilmişti sonunda

"yapayalnız değilsin!,ben varım liva,ben!" dediğinde bu sözleri gözlerimden yaş akmasına sebep oluyordu,kimse bana bu sözleri kalbiyle söylememişti

jude'un sözlerindeki samimiyetten emindim,bu kadar ısrar etmeme rağmen beni bırakmıyordu...

"bu sözleri söyleyen herkes sonrasında yok oldu jude..." dediğimde jude yavaşça yanıma gelip bana sımsıkı sarıldığında başımı göğsüne yaslamıştı ve saçlarımı okşamaya başlamıştı

"seni bırakmayacağım liva,her zaman yanında olacağım..." diyip başımın üstüne bir öpücük bıraktığında bende kollarımı sımsıkı bir şekilde jude'un beline sardım

"söz ver..."

"söz veriyorum liva,her şeyimin üstüne..."

gözlerimi açtığımda başımın altında yastık olmadığını hissetmiştim,sırtımın üstüne yattığımda ise yanı başımda olan jude'u görmüştüm,

"seni kaldırmaya çalıştım ama bir türlü kalkmadın..." dediğinde hızlıca başımı jude'un dizinden çektim

"özür dilerim,dizini falan ağrıttıysam..." dediğimde jude hemen "hayır,sadece burda rahat olman ve uyuyabilmen beni iyi hissettirdi" dediğinde jude'un gözlerine baktım,çok bu duyguluydu bu aralar

önüme döndüğümde saçımı düzeltirken alnımda bir yarayı farketmiştim,farketmemlede jude'a dönmem bir olmuştu

"düştüm mü?" dediğimde jude ufak bir tebessüm edip "arabadan inmek istedin ve buna izin verdim,uzun bir süre yürüdün,bayılacağını bildiğim için bekledim ama çok bekledim,sonrasında yere yığıldın" dediğinde derin bir nefes verip tekrar önüme döndüm

"liva tüm her şeyi bana anlatabileceğini bilmeni istiyorum..." dediğinde ona dönüp gülümsedim,sağol jude bellingham,içsel işlerime seni asla katmak istemem

"sağol jude..." diyip koltuktan kalktığımda jude elimden tutup beni daha yakınına oturtmuştu,başımı ona çevirdiğimde gözlerinin gözlerimden ayrılıp yüzümü incelediğini farketmiştim

bir elini yavaşça yanağıma koyduğunda kalbimin atış hızı değişmişti,içimde bir şeyler oluyordu

"liva..." demişti sessizce,adımı söylediğinde bende gözlerimi kapattım,suratının suratıma yaklaştığını hissedebiliyordum,verdiği nefesten bile

sonrasında boynumda bir öpücük hissettiğimde kıpırdamıştım,bunu beklemiyordum ama jude buna kulak asmamıştı,boynumun diğer tarafınada bir öpücük bıraktığında bir elimi ensesine koydum,

jude'un boynuma olan öpücükleri bittiğinde tam dudaklarımın kenarına bir öpücük bıraktığında içimin karıncalandığını hissediyordum

"jude..." dediğimde jude yanağıma bir öpücük bırakmıştı,sonrasında iki elimide ensesine koyup gözlerimi açtığımda suratımı suratından uzaklaştırmıştım

"seni seviyorum liva,hep yanında olacağım..." dediğinde gözlerimi kapatıp hızlıca dudaklarımı dudaklarına yapıştırdım ve tutkulu bir öpücük bıraktım

ellerini belime koyduktan kısa süre sonra kollarını belime sarmıştı ve beni daha çok kendine yaklaştırmıştı

bedenlerimizde ruhlarımız gibi birbirine artık çok yakındı

sabah ise jude'un dudağıma bir öpücük bırakmasıyla uyanmıştım

denise'in bir kaç günlüğüne ingiltere'de olması bize aynı yatakta yatabilme hakkı vermişti

"gidiyor musun?" diye sorduğumda jude başını sallayıp battaniyeyi tekrardan üstüme örtmüştü

"evde tek başıma ne yapacağım?" dediğimde jude gülümseyerek "eğer kaçmazsan akşama birlikte film izleyebiliriz..." dediğinde gülümseyerek "bu seferlik kaçmayacağım jude bellingham..." dediğimde elinin tersiyle yavaşça yanağımı okşayıp odasından çıkmıştı ve kapıyı kapatmıştı

şimdi ise biraz uyumam gerekiyordu,geçmeyen bir ağrı vardı başımda,uykunun çözemeyeceği hiç bir şey yoktu

telefonumun çalmasıyla uyanmıştım,arayan kişinin numarası kayıtlı olmadığı için en başta açmak istememiştim ama önemlidir diye açmıştım

"alo?,kimsiniz?" diye sorduğumda telefondan gelen ses bir erkeğindi

"ben bu telefon numarasını yerdeki bir telefondan buldum,sahibi sanırım jude bellingham..." dediğinde "evet,evet onun olmalı..." demiştim

"kız arkadaşı olmalısınız,acil durum numaralarından sadece size ulaşabildim..." derken konunun nereye varacağını merak ediyordum

"nerde buldunuz?" dediğimde adam ormandaki otoyolu söylemişti

"hanımefendi,san rafael hastanesinde şuan erkek arkadaşınız,onu yolda arabasını ağaca çarpmış bir halde gördüm,hava yastıkları patlamıştı..." dediğinde hızlıca yattığım yerden kalkmıştım

"o iyi mi?" derken hemen hızlıca jude'un odasından çıkmıştım

"arabasına göre iyi durumda,doktorlar kafa sarsıntısı olabileceğini söyledi,direksiyondaki hava yastığı sanırım hemen patlamamış,onu gördüğümden beri baygın..." derken evden çıkmıştım ve bir taksi bulmaya çalışıyordum

"ben hemen geliyorum..."

un pais diferente ~ jude bellinghamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin