2.Nefret

126 29 49
                                    

"Baba?"
"Efendim Yağmurum?"
"Babalar hiçbir zaman ölmez değil mi?"
Babam buruk bir şekilde bana baktı.
"Ölmez kızım." Dedi.
"Babacığım?"
"Efendim güzel kızım?"
"Beni asla bırakma, olur mu?"
Babam bana güldü.
"Ben prensesimi asla bırakmam..."














🥺













Yerde babam kanlar içinde yatıyordu. Yanımda ki kız sesli küfürler savuruyordu. Yavaş adımlarla babamın yanına ilerledim.








Olamazdı, o olamazdı yanlış görüyordum.
Yanına kadar gitmiştim, yerde kanlar içinde yatan adam benim babamdı.
Her koşulda beni koruyan, ne halde olursam olayım her zaman beni güldüren o adam karşımda kanlar içinde yatıyordu.









"BABA!" Diye bağırarak ağlamaya başlamıştım. Hemen yanına çöktüm, iki elimle babamın yüzünü tuttum. O sıra babam gözlerini hafifçe açtı.
"Baba?"
Babam boş gözlerle bana bakıyordu.
"Baba, iyileşeceksin merak etme."
"Yağmur." Babam o kadar kısık ve acılı bir şekilde adımı söylemişti ki ağlamam artmıştı.
"Biri ambulans çağırsın!" Diye bağırdım. Babam hala boş gözlerle bana bakıyordu.








"Yağmur!"
"Baba iyi olucaksın merak etme ambulans yolda."
"Yağmur kaç kızım."
Şaşırmıştım. Babam benim onu bırakmamı istemişti.
"Baba seni bu şekilde bırakamam."
Babam bir anda kan kusmaya başladı ve daha geçen günlerde gördüğüm rüyam aklıma geldi.
Babam denizin içindeydi ve bir anda kan kusmaya başlamıştı sonra da denizin içine düşmüştü. Babamın kusması bitmişti acılı bir şekilde bana:
"Yağmur kaç kızım." Dedi ve babamın kafası kollarımın arasından kaydı. Gözleri boş bakmaya başlamıştı.
"Baba?"
"Baba? Özür dilerim tutamadım başını. Canın yandı mı?"
"Baba niye cevap vermiyorsun bana?"



Parmağımı burnuna götürdüm. Parmağıma nefesi gelmemişti.
"Yok olamaz. Hayır!"

"Hayır." Diye bağırmaya başladım,
babama sımsıkı sarıldım.
"BABA!" Diye bağırarak ağlamaya başladım. Haykırışlarım, çığlıklarım bütün sokağı inletiyordu.





"Söz vermiştin hani babalar ölmezdi hani babalar evlatlarını bırakmazdı? Baba kalk beni yanlız bırakma!" Diye bağırıyordum.





Kısa bir süre sonra ambulansın sesini duymaya başladım.
"Burdayız! Baba bak ambulans geldi şimdi seni hastaneye götürücekler merak etme iyi olucaksın."









Ambulans tam önümüzde durdu, içinden sağlık çalışanları koşarak yanımıza geldi. Babama hala sımsıkı sarılıyordum. Ambulansın mavi kırmızı ışıklarına bakmaya başladım.
"Hanımefendi izin verir misiniz?"
"O iyi sadece kurşun sıyırdı iyi olacak."







Ambulans personeli babamın nabızını kontrol etti. Elini babamın bileğinden çekti ve diğer ambulans personeline baktı.
"Ceset torbasını getirin." Dedi
Ambulans personeli ambulansa doğru ilerlemeye başladı.








"Ceset torbası mı? Napıcaksınız ceset torbasını benim babam ölemez bana söz verdi."
"Çok üzgünüm, başınız sağ olsun."
"Ne?"
Babama baktım, ağzı yüzü kan içindeydi. Gözleri açıktı ve çok acı çekiyormuş gibi bakıyordu. Benim babam gerçekten ölmüştü.
"BABA!" Diye bağırdım. O sıra ambulans personeli elinde siyah ceset torbası ile yanımıza geldi. Babama sımsıkı sarıldım. Ambulans personelleri zorla beni babamdan ayırdılar. O sıra arkamdan biri bana sarıldı. Kimin sarıldığına baktım, tencere istediğim kız bana sarılmıştı.
"Geçecek." dedi.
Babamı ceset torbasının içine koydular, fermuarı çektiler...

İntikam AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin