6~🍁

1.8K 76 25
                                    

"Bizi karıştıran adamın kim olduğunu biliyor musunuz?" Dememle bio baba başını salladı.

"Peki onu bulma yolunda mı ilerliyorsunuz yoksa beni bulunce normalce dümdüz yaşamayı falan mı düşünüyorsunuz?" Dedim düz sesimle.

"Araştırıyoruz bulduğumuzda işini halledeceğiz." Dedi beni tersleyerek sertçe Batu. Onlara hiç abi diyesim gelmiyor.

"O zaman bulunca beni de çağırın. Bir çift lafım var." Dedikten sonra bio babaya döndüm.

"Odamdan kitap alıp bahçede okuyacağım." Dedim o da başını sallayınca asansöre doğru gittim. Asansöre binince bir süre bekledim. Aklımda karman karışık düşünceler vardı ve ben bunları sadece kitap okuyarak dağıtabilirim. Misafir odasından kitabımı alıp tekrar asansöre bastım. Sanırım birisi odaya çıkacaktı çünkü asansör aşağı kattaydı. Asansörün gelmesini beklerken kitabımı okumaya başladım.

En sevdiğim kitabımdı bu. Ancak ikinci serisini bir türlü bulamamıştım. Ben de biri tekrar tekrar okuyorum. Ben kitabımı okurken asansör geldi. İçinden Atlas'ın çıkması beklemediğim birşeydi ama bunu dışarı yansıtacak kadar salak değildim. Çünkü onun odası 2. Kattaydı.

Bir bana bir de kitabıma sert bakışlar attı.

"Binecek misin kapıyı kapatayım mı?" Dedi sert sesiyle. Ben de kendime gelip bindim. Daha sonra zemin katı tuşladım. O ise en üst kata çıkıyormuş. Yani kendisi söylemedi, asansörde o numara yanıyordu. Bende umursamadan okumaya devam ettim.

Üst kata çıkınca asansörden indi. Bende alt kata inene kadar ayakta durmaktan sıkılıp asansörün içine oturdum ve kitabımı okumaya devam ettim. Kitaptaki karakterlerin yaşadıkları beni hayattan soyutluyordu. Ve asansörün durduğunu bile fark etmemişim.

Kapı açıldığında karşımda asansör bekleyen bio anne, bio baba ve Okyanus'u gördüm. Onlar da beni gördüklerine baya şaşırmış duruyorlardı. Tabi onlara asansörde kitap okuyacağım değil bahçede okuyacağım demiştim.

Şirince gülümseyip oturduğum yerden kalktım ve asansörden çıktım. İfadelerine bakmadan hızlıca bahçeye indim. Kapının önündeki ışık yandığı için verandaya oturup okumaya devam ettim.

Kitabı okumaya devam ederken birden kapı açıldı. Ve yine birin önünde yere oturarak yakalandım. Bakışlarımı kitaptan çekip şaşkınca bana bakan Aral, Aras ve Pars'a çevirdim.

Aras kolunu Pars'ın omzuna atmıştı ve Pars'ın saçları karışıktı. Sanırım şakayla karıştırmıştı. Pars bana tebessüm edince ben de ona gülümsedim.

Ama Aral ve Aras sert bakışlarını Pars'a çevirince gülmsemesi soldu. Ardından beni umursamayıp garaja gittiler. Ne kadar nereye gittiklerini merak etsem de sormadım.

Bana adım atarlarsa onlara adım atardım. Beni istemeyenlere zorla istetecek değildim.

Umursamamaya çalışarak okumaya devam ettim.

Geri geldiklerinde hâlâ aynı yerde oturup kitap okuyordum. Bitmesine çok az kalmıştı ve ben bu sessiz ortamdan hoşlanmıştım. O yüzden bu kitabı burada bitirmek istiyordum.

Bana şaşkınca bakan üçlüye yavaşça gözlerimi çevirdim. Ellerinde market poşetleri vardı. Diğerleri cesaret edemediği için Pars sormuştu.

"Sen hâlâ gitmedin mi? Saat geç oldu abla bence içeri gir." Demesiyle bende şaşırdım. Bana abla mı demişti o??? İçimde kelebeklerin uçuştuğunu hissettim.

Üçüzlerim★~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin