12~🍁

1.4K 61 15
                                    

Koşarak kızın yanına gittim. Kız korkudan ağlıyordu. Ve adamla rürekli ona dokunmaya çalışıyorlardı.

Hızlıca etrafı taradım. Solunda bir kaldırım taşı görmemle onu elime aldım ve adamın birinin kafasına vurdum. Adam yere düşerken diğerleri onu satıp koşmaya başlamıştı.

Telefonumu çıkarıp hastane ve polisi aradım. Onlar gelirken kızın yanına gittim. Hızlıca bana sarıldı.

"Teşekkürler. Teşekkürler... Sen olmasan ne yapardım bilmiyorum.." dedi ağlayarak bende ona sarılıp onu teselli ettim.

Ne kadar istemese de onu orada yalnız bırakacak değildim. Onu evine götürdüktsn sonra sahilde biraz gezdim.

Saatin farkına vardığımda eve koşar adımlarla gittim. Eve geldiğimizde bahçedeki sofra kaldırılmıştı.

Kapıyı çaldığımda Aras açtı. Çok endişeli duruyordu. Ardından hiç beklemediğim birşey yapıp bana sarıldı.

Yazar anlatımı:

Asel hızla çıktığında arkasındaki ailesini meraklı bırakmıştı. Umursamamaya çalışsa bile üçüzleri bile merak etmişti. Aceleyle nereye gitmişti?

Aral'ın söyleidklerine Deniz bey kızdığında sinirli ve yerine oturdu Aral. Merak etmeyi bırakıp sofrayı toplayan annelerine yardım ettiler.

Bir saattir salonda sus pus Asel'i bekliyorlardı. Ama gelmemişti. Hilal hanım endişe ve telaşla onu bekliyordu. Diğerleri de endişeliydi. 

İkinci bir saat geçtiğinde artık büyük abiler salonda volta atmaya başlamıştı sinirden. Hilal hanım dayanamayıp aramıştı ama duymamıştı genç kız. Böylelikle iyice meraklanmışlardı.

Kapı çaldığında kardeşinin gelme umuduyla gitti kapıya Aras. Dileği gerçek olunca endişeyle kardeşine sarıldı.

Asel şaşkınlıkla ona bakıyordu.

"Çok merak ettik.." diye fısıldadı kulağına kardeşinin. Ardından ondan ayrılıp onu salona gönderdi. İçeri girdiğinde şaşkınlığı daha da artmıştı. Abiler salonda sinirden volta atıyor Deniz bey ve Pars da Hilal hanımı sakinleştirmeye çalışıyordu. Onun karışmış saçları ve dağınık hallerini gören annesi hemen ona sarıldı. Babası da sarıldığında Aral konuşmaya başladı.

"Ben demiştim size! Gidip aptal adamların yanında sürtüyordur demiştim! Bakın ne oldu?! Sürtük!" Diye bağırdı sinirle Aral. Bu sözlerle kan beynine sıçradı Asel'in.

"Evet! Ne olmuş! Gittim yattım elalemin adamlarıyla! Ne oldu! Sürtüğüm işte! Kavuştun mu istediği-" Asel'in anı çıkışına herkes çok şaşırdı. Ama kızın sesini bölen şey Atlas'ın sert tokat sesiydi.

"Senin ne yaptığın bizi ilgilendirmez! Aptal konuşmalarını başkasına konuş sürtük çocuk!" Diye bağırdı. Bu sözler ve tokat üzerine Deniz bey de kendini tutamadı.

"Kapat çeneni Atlas! Sana benim kızıma bağırma ve vurma hakkını kim veriyor!" Diye kükredi adeta. Abisine bağırılması ile kavgaya Okyanus da katıldı. Derken derken herkes birbiriyle tartışıyordu. Deniz bey bilirdi bu kabullenmeyi. İtiraz ettiğinde kabul etmeyeceklerini bildiği için abisi Poyraz da kabullenip daha da sinir ederdi babasını. Bütün sesi, Asel'in duygusuzca söylediği sözler susturdu. Bağırmamıştı aslında.. Sadece söyledikleri ağırdı.

"Bu tokatı unutma. Zaten ben aklım yerinde oldukça sana unutturmayı düşünmüyorum. Gün gelip bu tokattan pişman olursan özür dilemeye kalkışma. Çünkü o zaman bende sana bu tokatı atacak kadar hissizleşmiş olacağım." Dedi sona doğru çatallaşıp fısıltaya dönen sesi ile. Ardından hızlıca odasına çıktı.

Üçüzlerim★~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin