15~🍁

1.4K 58 7
                                    

Sonra o da hızlıca yüzündeki gülümsemeyi silip normal bir şekilde baktı. Bende umursamadan konuşmaya başladım.

"Meriç şu ellerimizi çözsenize ya. Kolum acıyo artık." Dediğimde hızlıca bakışlarını yakışıklı mafyaya çevirdi. O da gelip hemen ellerimizi çözmeye başladı. Bakın Meriç aslında normal biri de değildi okulda. Baya serseri tipli okulun ağababası gibi birşey. Benim onunla rahat konuştuğuma bakmayın. Tabi beni de bütün okul tanır ondan rahatım.

Sonra Burak bize numarasını verdi ve Demir grup kurdu. Çok kafa çocuktu bu Burak.

Bizi bırakmayı teklif edince kıramadım. Önce Demir'i bıraktık. Sonra bizim evin önünde durduk. İndiğimizde Burak ve Meriç'e el salladım ve eve doğru ilerledim. Aynı şeyi Pars da yaptı. Sonra birden durunca ona döndüm. Daha bahçeleydik. Zarzor yutkunup gözlerime baktı.

"Şey... Ben.. ben sana abla diyebilir miyim? Ama bak istemezsen söylemem!" Dedi sonda telaşla. Ona parlayan gözlerle baktığıma yemin edebilirim ama kanıtlayamam. Bunu çok söyleyesim geliyo ya. Ama çok ciddi.

"Tabi. Neden istemeyeyim. Hatta çok mutlu oldum!" Dedim mutlulukla. O da bana gülümsedi.

"Aden ona abla dememe izin vermiyordu. Abla deyince yaşlı hissediyormuş." Dedi bana parlak gözlerle bakarken. Bense kaşlarımı çattım.

"Pars! Beni bir daha Aden ile karşılaştırma lütfen. O kız gibi değilim." Dedim kaşlarımı daha çok çatarak.

Pars mutlulukla bana sarıldı. Ben de hiç beklemeden kollarımı ona sardım.

"Tamam abla. Bir daha seni onunla karşılaştırmam." Dedi. Bende ona kocaman gülümsedim. İçimde filler horon tepeye başladı lan. Nasıl güzel bir hismiş bu abla olmak!

Ayrılıp kapıyı çaldığımızda Atlas açtı. Telaşlıydı. Beni görünce bakışlarını sertleştirdi. Ama Pars'ı görünce hızlıca ona sarıldı. Bense onların bu halini umursamayıp salona girdim.

Babam sinirden kuduruyordu. Annem de onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Evet artık onlara anne-baba diyecektim. Benim girdiğimi gören Babam gelip bana sarıldı. Ben biraz şaşkın kaldım ama sonra yavaşça kollarımı ona sardım.

"Ben güvendim sana. Biliyordum geleceğini. Ama Atlas arkandan ileri geri konuştuğunda sinirden deliye döndüm güzelim." Dedi kulağıma.

"Merak etme baba. Ona ödeteceğim ben yaptıklarının bedelini." Baba dememle vücudu kasıldı. Sonra yavaşça uzaklaşıp bana baktı. Az önceki sinirli halinden eser kalmamıştı. Muz gören maymun gibi gülüyordu şimdi.

Babana yaptığın benzetmeye bak! Edepsiz!

Sensin o edepsiz Şakir! Defol git!

Gidiyorum!

Git!

Bak gidiyorum arkamdan ağlama!

Git lan artık!

Üff iyi!

"Baba mı dedin sen bana!? Dolunay'ım, kızım ilk bana baba dedi, ÇATLA!" Dediğinde Polat anırmaya başladı. Annem de hızla koltuktan kalktı.

"BANADA MI BABA DESEYDİ DENİZ?! BAŞLATMA ÇATLAMANA PATLAMANA HA, KOLTUKTA YATARSIN SONRA!" Dediğinde babam yanına gidip annemin yanağına minik bir öpücük kondurdu.

"Özür dilerim Dolunay'ım. Sen haklısın." Dedi babam. Annem triple koltuğa oturduğunda babam yanına oturup gönlünü alma çabalarına girdi. Bende Polat'ın yanına oturdum. Bugün Batu da vardı. Göz altları çökmüş uykusuzluktan kızarmıştı. Ve yorgunluktan bakışları baygınlaşmıştı. Ne olmuştu ona böyle.

Üçüzlerim★~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin