Sabah alarmın sesiyle uyandım. Hiç kalkmak istemiyordum çünkü okulun ilk günü ve okul 7 de başlıyor. 7 de okul mu olur ya çok erken? Biraz insaf ya! Neyse bu arda ben Defne Solgun 17 yaşındayım ve lise 3'e geçtim başarılı bir psikolog olmak insanları anlamak anlamak istiyorum. Babam polis komiseri Mustafa Solgun benimde polis olmamı istiyor. Annem ise ben çok küçükken ölmüş yani bana söylediler ama mezarının nerde olduğunu söylemiyorlar. Neyse okul için hazırlandığım sırada babamın aşağıdan:
-Defne kızım ben arabada bekliyor olacağım hızlı hazırlan ilk günden geç kalmak istemezsin.dediğini duydum.
Haklıydı geç kalmak istemiyordum "tamam baba hemen geliyorum" dedikten sonra çantamı alıp aşağı indim babam arabada bekliyordu hemen yanına oturdum....☆...
10 dakikalık yolun ardından okula gelmiştik. Bahçe çok kalabalıktı. Resmen iğne atsan yere düşmezdi. Kalabalıkların arasından okula girmeye çalışıyordum. Sonunda okula girdim oh canım çıktı girene kadar. Şimdi sadece 11-C yazısını arıyordum.
3. Katta soldan 2. Sınıftı. Hemen içeri girdim çokta kalabalık değildi sınıf ama genellikle herkes iki kişi oturuyordu sıra sayısı azdı. Her zaman ki gibi en arka sıraya oturdum. Pek arkadaşım yoktu yanlız takılmayı seviyorum bu sebeple kimse yanıma oturmazdı. Hoca sınıfa girdiğinde yanıma bir kız yaklaştı ve:-Selam ben sıla yanına oturabilir miyim?
Bu kız yeniydi galiba ilk kez görüyordum. Hem niye benim yanıma oturacak gitsin başka yere otursun ya. Etrafımda onu yönlendirmek için boş sıra arıyordum ama her yer doluydu tek çare istemeye istemeye "Oturabilirsin" dedim. Çok neşeli görünüyordu. Kısa kumral saçlı ela gözlü bir kızdı. Boylarımız arasında en fazla 10 cm vardı. Ders başlamıştı ilk ders edebiyattı ve çok sıkıcıydı. Sıla ise tüm ders bir şeyler anlatıp durdu. Yurtta büyümüş çok küçükken annesi onu yurda bırakmış kimsesizmiş.Bunu duyunca ister istemez üzüldüm ama çok gevezeydi ve ilk dersten başım ağrımaya başlamıştı. 40 dakikanın ardından zil çalmıştı bahçeye çıkacaktım. Oh be kurtuldum Sıladan derken sıla arkamdan:
-ismin ne? Dedi
-Defne. Dedim ve hızlı adımlarla sınıftan çıktım ama sıla hala yanımdaydı:
-nereye gidiyorsun defne? Dedi
-bahçeye hava alacağım.dedim. bende gelebilir miyim diye atladı hemen ne diyim şimdi insanları kırmayı hiç sevmiyorum ve bu yüzden mecbur "evet " dedim ama dediğime pişman etti. Bahçeye çıkana kadar konuştu yetmedi bahçede de konuştu. Yeter ama yani çenen yorulmuyor mu be? 10 dakikadır aralıksız konuşuyor. Sonunda zil çaldı koşarak sılayı bırakıp sınıfa çıktım. Sıla da 2 dakika sonra geldi ve :
-Sen beni istemiyor musun da bırakıp kaçtın Defne?
Evet istemiyorum demek istedim ama ağlamaya başladı. Ve ben ağlayan insanlara çok üzülürüm hele ki benim yüzümden ağlıyorsa içim gider hemen ona sarılıp:- Niye seni istemiyim ki? Acelem vardı hızlıca sınıfa çıktım özür dilerim
- Tamam ama bir daha yapma.Ne! bir anda nasıl normale döndü numara mi yapıyordu? Ona numara yapıp yapmadığını soramadan hoca sınıfa girdi ve soramadım.
...☆...
Dersler sonunda bitti. Okuldan hemen çıktım. Müzik dinleyerek eve doğru yürüyordum. Arkamdan bir ses:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mutsuzluk Yalanı
Подростковая литератураDefne hayatındaki çoğu şeyin söylenen bir yalan olduğunu zor da olsa anlayacaktı.Belki de geç kalacaktı. O bir intikamın içinde olduğunu sanarken intikam tam da kendisiydi. Onun hayatı. Polis babası onu kurtarabilecek miydi? Asıl soru etrafındakile...