Ufak Bir Sorun

55 6 22
                                    

Yeni bölümle geri geldim arkadaşlar. Umarım hepiniz iyisinizdir. Bu bölümden sonra olaylar patlamaya başlayacak yani artık daha heyecanlı bir kitap haline gelecek. Karakterleri benimseyip yorumlar yapmanızı çok isterim, lütfen kırmayın beni. Kitabım bir gün belki çok okunan bir kitap haline gelirse şu küçük kitle çok daha değerli olur. İyi okumalar.🌺

"ABİ!" Merdivenlerde benim yaşlarımda bir kız duruyordu. Panik halindeydi. Saçları karman çormandı. Yaman merdivenlere dönmeden bana bakıyordu, o kadar şaşkındı ki gözleri yuvalarından çıkacaktı. Yavaşça merdivenlere döndü. "O GELDİ!"

"Y-Yade?" Merdivenlere döndü. Sanki kızı ilk defa görüyor gibiydi, yeşil hareli kahvelerinde umut dolu bir bakış belirdi ardından umut dolu bakışları gözlerimi buldu. Bakışlarındaki duygu içime işliyordu, onun hüznü beni de ele geçiriyordu. Sanki ruhundaki yaraları hissediyordum... Aramızdaki bakışmayı kesip merdivende ağlayan kızın yanına ilerledi sarsak adamlarıyla. Ağlayan kızı kollarından tutup kendine çekti, sıkıca sarıldı.

"Kimse gelmedi abiciğim, ben yanındayım. Ben varken kimse sana zarar veremez unuttun mu?" Yaman'ın sesi sonlara doğru boğuklaşmıştı, ağlıyordu... Hem kardeşi hem kendisi ağlıyordu. Kimin gelişinden bahsediyordu sanırım biliyordum ve neden bu kadar korktuğunu... Düşündüğüm şeyin doğru olma ihtimali içimi yakarken Yaman ve Yade'yi izledim bir süre. İkisini böyle görünce aklıma Çağan geldi, benim canım abim... Çok özlemiştim onu, evet ailemi de özlemiştim ama en çok abimi özlemiştim. Kardeş Dünya'daki en anlamlı varlık... Kardeşiniz varsa yalnız değilsinizdir, iyi de olsa kötü de olsa kardeşiniz sizin en iyi kötü gün dostunuzdur. Kardeşlik sadece kan bağıyla da olmaz önemli olan can bağı, hem kan bağınız hem can bağınız varsa siz çok şanslısınızdır.

Yaklaşık 5 dakika sonra Yade ağlamayı bırakıp abisinin omzunun üstünden içeriyi inceledi fakat oldukça şaşkın görünüyordu, bakışları beni bulduğunda ne yapmam gerektiğini bilemeyerek minik bir tebessüm kondurdum dudaklarıma. Kaşlarını çatıp abisinden ayrıldı.

"Benim ne işim var burada!? Buraya ben mi geldim abi?" Yaman kafasını salladı.

"Evet abiciğim, sen geldin. Çıktın odandan ve bak sakinleşebildin." Gülüyordu görmesem bile ses tonundan anlıyordum. 2 gündür tanıdığım adam bana hiç yabancı gelmiyordu. Bunun adı neydi, neden olurdu, doğru muydu bilmiyorum ama yanlışmış gibi gelmiyordu. Hissediyordum sadece...

"ABİ, BEN KRİZ GEÇİRMİYORUM ŞU AN!" Kocaman bir kahkaha attı ve ağlamaya başladı. Ayakta durmaya dayanamıyormuş gibi merdivene oturdu. Saçlarını geriye atıp tekrar güldü. "Kötü de hissetmiyorum galiba." Yaman da Yade'nin yanına oturdu.

"Seninle o kadar gurur duyuyorum ki bir tanem..." Yüzünde kalıcı gibi görünen bir gülümseme vardı. Yade'yi alnından sıkıca öptükten sonra bana baktı. Onları böyle görmek beni duygulandırmıştı, göz yaşlarım tane tane yanaklarıma süzülüyordu. Gülümseyerek bana bakan adama ben de gülümseyerek karşılık verdim. Yade önce benimle bakışan abisine daha sonra abisiyle bakışan yabancıya(bana) baktı. Çok garip bir an yaşıyorduk.

"Abi bu hanımefendi kim?" Yaman Yade'nin sorusuyla Yade'yi ellerinden tutup kaldırdı ve benim oturduğum kanepeye getirdi. Birlikte oturdular.

"Abiciğim, bu hanımefendinin ismi Burçin. Burçin bir süre bizimle yaşayacak." Cümlesini bitirip bana döndü. "Burçin, bu da benim kız kardeşim Yade." Yade'ye elimi uzattım.

"Memnun oldun Yade." Ben gülümserken o hâlâ şüpheli bir şekilde bana bakıyordu ama yine de elimi sıktı.

"Ben de memnun oldum Burçin. Memnun oldum da bir şeyi anlamadım." Abisine döndü. "Neden burada kalacakmış bir süre?" Evcilik oyunumuzun kurmaca olduğunu bilenlerden biri Yade miydi bilmiyordum bu nedenle ağzımı açmamaya ve kenardaki koltuğun yanında yatan şirin köpeği sevmeye karar verdim sanki sorunun muhatabı ben değilmişim gibi. Çağırmak için ellerimle dizlerime vurup 'gel gel' işareti yaptım.

ÜÇÜNCÜ GÖREVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin