•Bu bölümden sonra geçmiş bölümlerde kafanızda soru işareti bırakan meseleler çözülecek. Yazardan Özel bölümünde belirtmiştim hikâyenin ilk bölümleri oturmamış gelebilir diye, bu bölümden sonra olaylar zihninizde puzzle gibi oturmaya başlayacaktır, bazı gelecek olaylar için de minik ipuçları vereceğim arada. Dikkatli olanlar hemen anlar. Ayrıca Burçin isminin anlamı dişi geyik arkadaşlar. Kitapta birçok yerde geyikten bahsediyor olmamızın sebeplerinden biri bu.
•Bu benim ilk kitabım, harika bir kurgu vadetmiyorum sizlere. Yazım hataları ve düşük bir ihtimal de olsa havada kalan yerler olabilir ama elimden geldiğince tutarlı yazacağım. Sizleri seviyorum, anlayışınız için teşekkürler. İyi okumalar.🌺
[Görsel:Carlos'un büyümüş hali]
"Carlos!" Oyuncak geyiğini fırlattıktan sonra bana getirmek yerine koşarak ormana gitmişti minik Carlos. Yaman'ın kızabileceğini düşündüğüm için adamlara çaktırmadan arazinin derinliklerine gelmiştim. "Oğlum, neredesin? CARLOS!" Nereye gittiğimi bilmiyordum ama telefonum ve bilekliğim yanımdaydı, kaybolmazdım. Carlos henüz küçücük bir köpekti ve başına bir şey gelebilirdi. Küçük yaşlardayken benim de bir köpeğim olmuştu fakat zehirleyip öldürmüşlerdi bu yüzden hayvanlar konusunda biraz endişeliydim hep.
Carlos'u aramaya devam ederken ilerideki bir çam ağacın altında olan kahverengi oyuncak geyiği gördüm. Carlos oralarda olmalıydı. Ağacın yanına gittiğimde ileride sağ tarafta Carlos ve Carlos'u seven birini gördüm. Kafasını kaldırıp bana baktı. Babaannem... Siyah kumaş pantolon, siyah kazak, siyah botlar, siyah kaban ve siyah eldivenleriyle baştan aşağı siyah giyinmişti. Beyazların çıkmasına asla müsaade etmediği siyah dalgalı saçlarını açık bırakmış, yaşına göre oldukça iyi olan fiziğiyle kitaplardan fırlamış bir mafya anası gibi duruyordu.
"Aferin sana tatlı surat, bak getirmişsin torunumu da peşinden." Ben yaşadığım şokla donmuşken babaannem epey eğleniyordu. "Biliyorum Burçinciğim, beni gördüğüne sevindin ama gösteremiyorsun. Bence de hoş geldim." Nazik bir kahkaha attığında üstümdeki şoku atıp babanneme koştum.
"Babaanne, seni çok özledim." Sıkıca babaaneme sarıldım fakat Carlos kıskanmış olacak ki paçalarımı çekiştirmeye başladı. "Nasıl girebildin buraya? Arazinin etrafında elektrikli çitler var. Ayrıca sen nereden biliyorsun burada olduğumu?" Babaannem muzip bir ifade takınıp göz kırptı.
"Yaş yetmiş iş bitmemiş canım. Bizim de kendimizce numaralarımız var herhalde. Ayrıca unutma bir tanem ben seninle ilgili her şeyi bilirim. Torunumu burada tuttuklarını duyunca güvenli mi değil mi test etmek istedim. Çok da güvenli değilmiş demek ki ben girebildiğime göre." Eğilip Carlos'u kucağına aldı. "Madem güvenli değil, senin burada olmanın da hiçbir anlamı yok. Hadi gidiyoruz." Babaannem Carlos'u sağ eline alıp sol eliyle elimi tuttu ve beni çekiştirmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇÜNCÜ GÖREV
General Fiction"Sen kimsin?" Cevap vermeye niyeti yokmuş gibi yalnızca gözlerime bakıyordu. Gözlerimde bir şey arıyor gibiydi daha çok. Şu an gözlerimde muhtemelen korku ve kafa karışıklığı karışımı bir ifade vardı veya devlet sırrı çünkü bu adam yaklaşık 15 saniy...