-12- Bağlı Kalpler

79 6 2
                                    

Yazar Notu

Bölümlerin arasında ufak bir geçiş sorunu olmuş çok boşladığımdan kaynaklandı bu artık daha çok dikkat ediyorum hikayemi baştan okumanızı öneririm iyi okumalar ^^.

Sesin geldiği yöne doğru odaklanıp çalıların arasında kimin olduğunu anlamaya çalışıyordum.Küçük bir tavşan yada bir köylü de olabilirdi. Gözbebeklerim yavaşça büyüdü.
Buda neyin nesiydi böyle,bu kadar sade ve ihtişamlı olan bir şeyi ilk defa görüyordum.Siyahın fildişi renginin üstünde bıraktığı asilik duygusu.Parlak ipeği anımsatan saçları beyaz teninin üstüne serpilmişti.Saçlarının arasına birkaç dal ve yaprak ilişmişti.Siyaha yakın bordo rengindeki elbisesi teniyle tezat oluşturuyordu.Yüzündeki saflık endişeli gözleri ile tamamlanıyordu.
Bu sima bana çok tanıdık geliyordu.
Sarayından kaçmış bir prensesi andırıyordu, ormanın içinde çaresizce bir ifadesi vardı.Bana anlamlı gözlerle bakıp bi adım attı, atması ile ayağı takıldı ve öne doğru sendeledi.
Beynim bacak kaslarıma haraket etmeleri için emri çoktan vermişti.Saniyelerin arasında onun yanına geldim ve belini kavradım, ormandan çıkan tuhaf bir kadın şimdi kollarımın arasındaydı.Ne hissettiğini çözemediğim gözlerle bana bakıyordu.Aniden geri çekildi bende ona uyup kolumu çektim.Utandığından olsa gerek yanakları yeni olgunlaşmış kırmızı bir elmaya benziyordu.Kekeleyerek ne olduğu hakkında hiçbir fikri olmadığını gevelemeye başladı.Bir kaza geçirmiş olabilirdi muhtemelen şimdide şokun etkisindeydi.Onu sığınabileceği bir yere götürebileceğimi söyleyip susturdum.Bende bu dünya hakkında pek birşey bilmediğim için ona açık vermek istemedim.

Domuzu doğal yollar ile yaptığım ekipmanıma yerleştirip sırtıma aldım.Bu dünyadaki domuzlar benim dünyamdakine kıyasla daha irilerdi.Ama domuzun ağırlığı bu beden için oldukça hafif kalıyordu.Ekipmanımı yerleştirdikten sonra omuzum üstünden arkama baktım.Sakar ve düzensiz adımlar ile beni takip ediyordu.Bana oldukça zaman kaybettirecekti şuan var gücümle koşsam bana bağırmaya kalmadan onun göremeyeceği kadar uzak bi mesafede ormanın içinde kaybolurdum.Ama vicdanım onu burda bırakmaya el vermiyordu
Patikada ilerlerken bana seslendi:
-Adını öğrenebilirmiyim?
Gümüş pelerinli adam bana isminin Hektor olduğunu söylemişti tereddüt etmeden cevap verdim.
-Hektor.

-Yanında hiç bir av malzemesi yok o domuzu kılıçlamı avladın yoksa?
Ona attığım donuk bakış içini ürpertmiş olmalıydı ki çenesini kapayıp yol boyunca açmadı.Çok fazla soru soruyordu ve çoğunun cevabını veremeyecek bir durumdaydım.
Pekte büyük olmayan bir kasabaya gelmiştik.Kasaba oldukça canlı ve kalabalıktı,etrafa kurulan tezgahlardan bağırışmalar yükseliyordu.İlk işim elimdeki domuzu satmak olacaktı.Buna gerek kalmadan etraftaki tüccarlardan biri domuza aşırı ilgi gösterip başıma üşüştü.Para birimi yada piyasa hakkında hiç bir fikrim olmadığından adamın dediklerine kafamı sallayıp bana verdiği kese ile takas yaptım.İletişim konusunda sıkıntı yaşamamamın sebebi içinde bulunduğum bedenin bu dili biliyor olmasından kaynaklanıyordu büyük ihtimalle.Keseyi açıp kontrol ettiğimde yaklaşık bir düzine gümüş para olduğunu gördüm.Arkama baktığımda adını bile sormadığım kız etraftaki meyve dolu pazarlardan birine bakıyordu.Kırmızı ve büyük bir elmaya elini uzattığında avucunun içinde kırmızı bir dövme olduğunu fark ettim.Tam şeklini görmeye kalmadan pazarın sahibi anlamadığım dilde bağırmaya başladı ve onun elini kavrayıp itti.Onun yanına gidip tüccara sert bir şekilde baktım.Kılıcımın gümüş işlemesi güneş ışığıyla birleşip parladı.Tüccar birkaç geri adım attıktan sonra kızı kolundan tutup oradan uzaklaştım.
Fazla dikkat çekmiştim bu iyi birşey değildi, hava kararmaya başladığından kalacak bir yer aramak için kasabayı dolaştım, benim.dünyamdaki pansiyona benzer bir yer bulmuştum.Dükkan sahibine birkaç gümüş para verdikten sonra onun gösterdiği odaya geçtim.Alçak tavanlı basık bir yerdi.Pencerenin kenarındaki eski ahşap sehpanın üstünde bir mum vardı.Odaya loş bir ışık yayıyordu.
Mumdan süzülen ışık yüzüne dokunduğunda bana baktı,
-Ben özür dilerim iki oda tutmak aklımdan çıkmış, gidip başka bir oda daha isteyeceğim.
Dedikten sonra kapıya yöneldim, tam odadan çıkacakken kolumdan tuttu ve gerek olmadığını söyledi.Bende itiraz etmeden pencerenin yanındaki köşeye yaslanıp yere oturdum.Pencere oldukça alçak olduğundan dışarıyı görebiliyordum, bugün dolunay vardı ve etraf oldukça aydınlıktı.Ormanda bulduğum yabancı bir kıza yatağımı vermiştim, onun hakkında daha fazla düşünmek istemiyordum zihnimi karıştırıyordu.
Uyumak için uygun bir pozisyon alıp ona baktım tedirgin bir şekilde yatağa uzanmış tavanı izliyordu, gözlerimi birkaç kez kırpıp uykuya daldım.

...........

Bir tedirginlik hissedip gozlerimi açtım, pencereden vuran şafağın ışığı yüzünü aydınlatıyordu önüme çömelmiş elini göğsüme doğru uzatıyordu.Uyandığımı farkedince ufak bir çığlık atıp kıçının üstüne düştü.Anlamsız gözlerimi üstüne diktiğimde heyecanlı bir şekilde göğsümdeki dövmenin avucundakine çok benzediğini söyledi.Gözlerini birkaç kez kırpıştırıp doğruldu.Yine yanıma çömeldi ve işaret parmağı ile dövmenin uzerine dokundu.Daha sonra avucu ile bastırdı.
Avucunun içinden güçlü bir ışık parıldamaya başladı şiddeti gittikçe arttı ve ışığın içinde kaybolduk...

Gözlerimi aniden açtım göğsümdeki ağırlık Kate'den başkası degildi.Sersem sersem başını kaldırdı göğsümde olan elini çekti.
Bu gerçekmiydi, o kırmızı dövme avucunun içindeydi, elini tutup avucunu çevirdim.Faltaşı gibi açılmış kahverengi gözleri bana kitlendi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 22, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Geçmişte KalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin