-1- Uyanış

1.2K 55 4
                                    

Dıddd - Dıddd!! Ah, yine bu iğrenç ses şu alarmın zil sesini bir ara değiştirsem iyi olacak.Sıcak yatağımdan kalkmak hiç cazip gelmesede zorla yatağımdan doğruldum alarmın rahatsız edici sesinden kurtulmak için tepesinde duran büyük kırmızı düğmeye kırarcasına bastım.

Halsiz halsiz banyoya doğru yürüdüm, aynaya bakmak için bile bir nedenim yoktu insanların beni dışardan nasıl gördüğünü bilmek istemiyordum ne düşündükleride umrumda değildi zaten.Yüzümü soğuk suyla yıkadım mutfakta bekleyen kahvaltımdan birkaç lokma alıp tekrar odama döndüm.

Odam; benim karanlık sığınağım, keyif aldığım nadir mekanlardan birisi.Okul üniformamı giydim lanet olası üniforma beni boğuyor rahatsız ediyordu.Bu üniformayı seçen insanların kesinlikle biraz moda konusunda bilgi edinmesi gerek, modayı geçtim en azından biraz rahat birşey yapabilirdiler.Ceplerimi kontrol ettim cüzdanım, telefonum, dün geceden hazırlanmış olan çantamın tek kolunu omzuma attım ve kapıya doğru yöneldim.Ah! Az kalsın kulaklığımı unutuyordum, o olmadan ben ne yapardım ki, o olmadan insanların rahatsız edici saçma konuşmalarına kulak misafiri olmak zorunda kalıyordum ve bundan nefret ediyorum.Kulaklığımı taktım müzik listemden yavaş ritimli bir şarkı açtım ve kapıdan çıktım.

Ovv! Bu da ne? Resmen dışarısı kuru ayazdı, kapıyı açtığım anda buz gibi rüzgar iliklerime kadar işledi, bugün biraz kalın giyinmem gerekiyordu sanırım.Soğuğa aldırış etmeden okula kestirme olan engebeli yola doğru yürümeye başladım.Genelde bu yolda aynı okulda olduğum çocuklarla karşılaşırdım bugünse kimse yoktu.Saatime baktım geç kaldığımı anlayıp hızlı hızlı koşarcasına yürüdüm.Okulun dev gibi kocaman kapısında içeri girdim.Okulun bahçesi her zamanki gibi çok kalabalıktı, kulaklığımı çıkartıp aynı sınıfta olduğum arkadaşlarımın yanına gittim.Her zamanki gibi beni ilgilendirmeyen sıkıcı sohbetler,video oyunları ve dedikodu.Bu iğrenç ortamdan kurtulmak için zilin bir an önce çalmasını diledim.

Ve sonunda okulumuzun üç senedir değişmeyen klasik melodisi çaldı, hemen fırlayıp kantin kapısına koştum, merdivenleri ikişer ikişer tırmanıp beşinci kattaki sınıfıma girdim.İlk gelen bendim sanırım, en arka köşedeki sırama çantamı fırlattım ve kafamı sıraya gömdüm.

En azından ders başlamadan biraz kestirebilirim diye düşünüyordum, ama hiç düşündüğüm gibi olmadı.Sınıf birden kalabalıklaştı; şakalaşanlar, bağıranlar uyumama engel oldu.Off, ne kadarda huzursuz ve rahatsız edici.

Sınıf kapısının aniden açılmasıyla düşüncelerimin arasından sıyrıldım.Bay Simon ve matematik dersini kaldırabileceğimi hiç sanmıyorum.

Yüzümü koluma gömüp hemen uykuya dalmayı diledim.

Hey! Hey! Dante! Birisi beni fena sarsıyordu.Kafamı kaldırıp sersem sersem gözlerimi kırpıştırdım.Jones aşırı endişeli yüz ifadesiyle birşeyler geveliyor bana birşey anlatmaya çalışıyordu.Başımı salladım, Hey! Jones ne oluyor?
Ste- Stefan bahçede kavga ediyor dostum, be- benim elimden birşey gelmedi Dante ona yardım etmelisin!
Bir an kafam allak bullak oldu, aniden kafamda bir şimşek çarptı Stefan!
Yerimden fırladım, sınıftan dışarı çıkıp merdivenleri üçer beşer atlayarak zemin kata indim.Bahçeye açılan demir parmaklıklı kapıyı tüm gücümle ittim.
Ah! Buda ne? Stefan! Stefan'ın tepesine çökmüş kalabalığın Jack ve zorba arkadaşlarının olduğuna kuşku yoktu.
Evet; işte o an kafamdan aşağı asit dökülmüştü sanki, dişlerimi o kadar sert sıkıyordumki çenemin arasında kalan dişler esneyerek gıcırdıyordu, yumruğumu o kadar sert sıkıyordum ki tırnaklarım avuç içlerime batıyordu, damarlarımda dolaşan kan adrenalin ile doluyordu; ve işte o an adrenalin kaslarıma haraket etmesi için gerekli olan tepkiyi verdi.

En son hatırladığım şey kalabalığın arasına atlamamdı.Önüme gelene öfkeyle yumruğumu sallıyordum, en ufak bir tereddütüm bile yoktu, ardından vucuduma aldığım darbeler ve kaburgamdan gelen kırılma sesi.

Geçmişte KalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin