Evet bugün hastaneden taburcu oldum,zaten fazla abartmışlardı.Kate'de benim okuluma kaydolması için gerekli evrakları hazırladığından ziyaretime pek gelemedi.Hastanadeyken Stefan'ın ailesi bana teşekkür etmek için ziyaretime geldi ve birde bana kocaman bir çiçek demeti almışlar.Arkadaşımı korumayı başardığım için çok mutluydum en azından bir kerede olsa bir işe yaramıştım.Hastane servisi beni evime bırakmak için geldi, 12 katlı binanın en üst katında olduğumdan manzara gayet güzeldi.Açıkçası pek sıkılmamıştım hastanede kalırken düşünmek için bolca zamanım vardı.Asansör ile zemin kata indim, kat görevlisi orta yaşlı güler yüzlü bir kadındı.Bana kapıya kadar eşlik etti ve kapıdan çıkarken 'Dikkatli ol kahraman.' deyip göz kırptı.Bende ona bakıp sırıttım.Servisin içi bomboştu, en azından başka hastalar olur diye düşünmüştüm.Hastane ile evim arasında pek pesafe yoktu servis ile en fazla yarım saat sürerdi.Servis şöförü geldiğimizi söyledi bende ağır ağır servisten indim.
Hah, sonunda.3 katlı olan müstakil evin en üst katı benimdi.Bir öğrenciye göre fazla büyüktü ama Kate'de yanımda kalıcaktı bu yüzden oldukça elverişliydi.Kate akşam yemeğinde bana yetişeceğini söyledi, ailesinin gönderdiği eşyaları kargo istasyonundan alıcaktı.Bir kaç kırık kaburga kemiğim olmasa ona yardım etmeye gidebilirdim, tam bir hayal kırıklığı.Evimizin her zaman açık olan dış kapısından içeri girdim, yavaş yavaş merdivenleri çıkıp en üst kata çıktım.
Evim evim güzel evim.Kaç gündür hasretini çekiyordum.Kapıdan içeri adımımı attım,kapıyı serçe kapattım ve içimde derin bir nefes çektim.Ne kadar da güzel kokuyor, her duvarda bir anım yatıyor geceleri uyuyamadığım zaman penceremden içeri giren loş ışığın içine oturup saatlarce ağlardım.Artık böyle birşey kesinlikle yapamayacağım, Kate beni o halde görse ya koşarak gelip bana sarılır ya da bana bir tane yumruk atıp 'Neden ağlıyorsun aptal!' der.Ona sahip olduğuma çok mutluyum,hayatım yeniden düzene giriyor sanki.Düşüncelerimin arasından sıyrılıp biraz kestirmek için kendimi yatağa attım.
Gözlerimi kırpıştırarak açıp etrafa sersem sersem baktım.Mutfaktan gürültüler geliyordu.Saate gözüm kaydı akşam olmuştu, mutfaktaki o olabilirmiydi ?
İçimdeki umutla kırık kaburgalarıma rağmen hoplaya zıplaya mutfağa koştum.Evet, o gelmişti.Benim eski püskü döşemeleri dökülen mutfak dolaplarımın içini düzenliyor arada bir pişen yemeği kontrol ediyordu.Orda durup saatlerce onu izleyebilirdim ama içimdeki sevgi duygusunu bastırmak hiç kolay değildi.Ve ben orda oturup onu izlemeyi tercih etmedim.
Yavaşça ona yaklaştım bunu yapmam doğrumuydu bilmiyordum, son anda vazgeçtim ve kulağının dibine eğilip 'Hey!' diye bağırdım, bağırmamla tokadı yemem bir oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişte Kalan
FantasyDante liseye giden sıradan bir öğrenciydi.Belki fazla utangaçtı belki fazla güçsüz belki fazla asosyal. Onu diğer insanlardan ayıran ise kaderin onu seçen cilvesiydi.Geçmişte kalan öfke dolu bir ruh kaderin sonsuzluğunda onun ruhunu yakalamıştı. D...